Küresel Adalet

KÜRESEL ADALET

“Sadece yolcular değil, yollar da yürüyor.” (Muhammet İkbal)*

Vatansızlar ticareti, bir vatana sahip olanlar da üretimi daha iyi bilirler. Vatansızlığın piri ise, insanlık tarihi boyunca birikmiş sermeyenin büyük bir bölümünü elinde tutan Yahudilerdir.

Ukalalık yapmak istemem ama sanırım bunun sırrı, parayı devletten daha iyi yönetmelerinde yatar. Fiili durum bunun kanıtıdır zaten. Bu, kurdukları üçüncü devlettir. Onlar, gidip gelme ehlidirler sanki.

Tanrıya şükürler olsun ki Marks, ticareti seçmeyip filozof olmuştur.

Hâlbuki Marks’ın ilk göz ağrısı hukuktur. Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra evrensel bir hukuk sistemi kurmak istemiştir. Bu ideal onun en büyük gençlik tutkusu olmuştur.

Ancak kader onu felsefeye çekecek ve Yahudiliğini; Yahudi gelenekleriyle yüklü bilinçdışını aşmak suretiyle kapitalizme savaş açacaktır. Nitekim açtığı savaşı kazanmıştır. Çünkü Marks’ın yüreği herkesi içine alacak kadar büyüktür. Ayrıca çok yönlü bir dahi olduğu da unutulmamalıdır.

Tıpkı Marks gibi hem Yahudi, hem de bilim tarihinde çığır açmış bir bilim adamı olan Freud da, Uygarlıkta Rahatsızlık adlı eserinde, kapitalizmi benimsemediğini belirtip eleştirmiştir.

Ne yazık ki kapitalizmi eleştirenler tarih önünde ve bizim şahitliğimizde haklı çıkmışlar; kapitalizmin tetiklediği teknolojik ilerleme ile sağlanacak refahın tabana yayılacağı, böylece, açlık ya da fakirlik eşiğinin altında yaşayan kimsenin kalmayacağı gibi bir düşe kapılanlar ise, sadece kendilerini kandırmakla kalmayıp, aynı zamanda büyük insan kitlelerini hayal kırıklığına uğratmışlardır.

Hiç kuşkusuz bugün yaşamakta olduğumuz çöküş, serbest piyasayı Tanrı edinmiş, ancak saydam ve objektif bir piyasadan mahrum olan günümüz kumarhane kapitalizminin sonu olacaktır. İçinde yaşadığımız çağ, ünlü ekonomist Wallerstein’in tabiriyle bir geçiş çağıdır.

Ancak, iyice yaşlanıp ağırlaşmış olmasına rağmen eskisine nazaran daha da hızlı seyreden bir tarihe maruz kaldığımızdan olsa gerek, bu işin nereye varacağını hiç kimse bilememektedir. Çünkü Muhammet İkbal’in de dediği gibi, üzerinde yürüdüğümüz yollar, bizimle birlikte yürümektedir.

Yalnız, şunu da hemen belirtmeliyim ki, vahşi kapitalizmin yıkılmasından sonra ancak, PARA yerine, insanların kendi içlerindeki potansiyeli huzur içinde yaşaması ve öznelliklerini hayata geçirme olasılıkları süreci temel alınabilecektir.

Ahmet Güreşçioğlu

* Kaynak: Yaşar Nuri Öztürk.