Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '09

 
Kategori
Güncel
 

Laf bimezlik

Laf bimezlik
 

TOPLUM ÖNÜNDE KONUŞMAK


İnsanlar konuşurken söyledikleri sözün nereye vardığını çoğu kez bilemiyorlar. Halk arasında çok önem arz etmese de toplumun önünde olanların ağzından çıkan her sözü binlerce kez ölçüp biçmeleri çok mühimdir. Eğer topluma karşı kendilerini sorumlu hissediyorlarsa tabii.

Aslında, toplumun önünde konuşanların bu sorumluluğu taşımaları gerekir. Hesabı yapılmadan konuşulan sözler, sakız gibi dolanır milletin diline.

İşte tam da bu noktada düşünce özgürlüğü ortaya çıkıyor. Şimdi bana; “Düşünce özgürlüğüne karşı mısın?” diyebilirsiniz. Hayır, ben “düşünce özgürlüğüne karşı değilim; fakat söyleme özgürlüğüne hayır” diyorum. Herkes her istediğini düşünsün; ama her düşündüğünü her yede söylemesin. Bu hem abesle iştigaldir hem de birtakım tehlikelerle doludur. Bu yüzden “ifade özgürlüğü”ne hayır diyorum; çünkü düşünceler kişiyi bağlar; fakat ifadeye döküldüğünde herkesi etkiler.

1. Laf Bilmezlik: Yıllarca, gerek devlet büyüklerinin gerekse onların ağzına bakan vatandaşların slogan haline getirmiş olduğu “Türkiye bütündür bölünemez”, “bölünemez de bölünemez” sözleri ülkede bölünmeyi ya da bölünebilirliliği zihinlerde başlatmışlar.

Bu ifade, başlı başına büyük bir tehlikeydi. Bunu söyleyerek zaten zihinlerde bölüyorlar Türkiye’yi. Güya ülkenin bütünlüğünü koruduklarını sanıyorlar. Aslında bu ifadeyi kim ya da kimler sokmuşsa bu beyinlere, onlar ülkenin bölünmesini istemişlerdir. “Bu ülke bölünebilir” demek istemişlerdir. Benim milliyetçi kardeşlerim iyi uyanmalıdırlar. Bu ifadenin kullanılması baştan yanlıştı.

Durup dururken nereden çıkmıştı bölünme? Böyle bir girişim olsa bile devlet büyükleri bunu asla telaffuz bile etmemeliydiler. Akıllara bile getirmemeliydiler. Kim bölüyor? Bölünme ihtimali mi var? Bu kelime sarf edildiğinde, insanların beyninde “demek ki bu ülke bölünebilir” düşüncesi hâsıl oluyor yok yere. İnsanlara zihinlerde bölünmeyi kabul ettirip, bıktırıp “ya yeter artık bölünecekse bölünsün, yeter ki herkes rahat yaşasın” lafları da dolaşmaya başlıyor. Dedim ya aslında bu ifadeyi kullananların kendileri ülkede bölünmeyi başlatmış oluyorlar baştan. Bu kelimeyi geçmişte ilk kim söyleyerek devletin diline dolamış ise bu ülkeye en büyük zararı o vermiştir. Bir atasözümüz vardır: “Ürümesini bilmeyen it, kapıya kurt getirir” diye.

Bu, aynen şuna benzer: Birkaç kişinin bulunduğu ortamda siz “beni kimse dövemez, beni kimse dövemez” diye söylenip durursanız insanların zihninde “ya ben şunu acaba dövebilir miyim” hesabı başlar. Artık bir süre sonra ciddi ciddi düşünürler ve “demek ki bu adam dövülebilir, dövülmek istiyor” derler.

Yıllarca millete devlet sloganı olarak “bölünmez bütünlüğü” ifade edilip duruldu. Aslında “bölünsün” dediler. Hangi ülkenin böyle bir sloganı vardır bilen söylesin? Hangi aklı evvel bu sloganı ortaya atmıştır bilmiyorum? Kim olursa olsun tek kelime ile bilerek ya da bilmeyerek bu ülkede bölünmeyi başlatmış ve bu ülkenin bölünmesine zemin hazırlamaktan başka hiçbir iş yapmamıştır.

Bu ülkenin yıllarca bölünebilirliliğini söylemiş durmuşlar ve millete de söyletmektedirler. Bugün işi bölünmenin eşiğine getirmişler. Aslında bu ifadenin akıllardan bile geçirilmemesi gerekirdi; fakat dilimize dolandırılmıştır.

Bu ülkeyi yönetenlerin ne kadar akıllı oldukları, ülkenin geldiği bugünkü noktadan bellidir. Hangi dönem kimin ne kadar akıllı olduğunu tarih kaydediyor.

(devam edecek.)

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..