Lerzan Karakedi'nin sihirli küresinden gizil gerçekler

Sevgili bilinmez dünya dostları, şu ortamda bilir bilmez herkesin son derece bilimsel bi konu olan astroloji parapsikoloji, ezoterizm ve futuroloji alanlarına el atması sonucu milletin kafasının bi sürü safsatayla doldurulmasını nası hüzzamla karşıladığımı bilmenizi isterim.

bu konulara yıllarını vermiş olan bi kişi olarak ve saçlarımı da bu yüzden hem kırmızıya hem de sonradan mora boyatmak ve 220 volta parmaklarımı sokup bi süre beklemek suretiyle geleceğin modasına bile öncülük etmekteyim.

bakınız ünlü astrolog ve benim de hocam ve gurum olan " Kezzap Dökülsen" ne güzel söylemişti bi dersinde:

"Gönül gözünle ne gördüysen
parmağının ucunda bir göz olsaydı da yine onu görürdün
hatta kafanın arkasında bir üçüncü göz olsa
onu da bantla kapatırdın
zira hayrola ki
fazla göz göz çıkarır"

İnsanlık varolduğundan beri varolan bi konu olan "öte dünya ve bilinmeyen sırlar dünyası " her insanın merak konusu olagelmiştir. bu öyle bi meraktır ki kimi zaman "ölünce nolcak acabe?" deyip "du ben bi ölüp geliim" diye kendini deneylerle heba edenlere rastlanmıştır medyumlar aleminde. Fakat insanlık bilimi ve bilgileri genişledikçe aslında öte dünya bilgisine ermek için hiç de öte dünyaya gidip gelmeye gerek olmadığı anlaşılmış ve işi uzmanlara bırakmanın en doğru çözüm olduğu görülmüştür.

İşte bu telepati erbapları, doğuştan bazı yeteneklerle dünyamıza gönderilmiş, deyim yerindeyse "fırlatılmışlardır". Benim de onlardan biri olmamı anlamam için ne yazık ki birinin geleceğinin film şeridi gibi gözümün önüne geldiği o günü yaşamam gerekliymiş. yüzüne baktığım o kişinin başına ne gün ne geleceğini gördüğüm andan itibaren kendimi insanlığın geleceğine adadım efendim. bu konuda mastır, doktora ve doçentlik yaptım.

uzaylılarla konuştum, ölülerle buluştum, en çok da hayaletleri sevdim. çünkü hem var, hem yok olan bu varlıklarla dost oldum, onlarla gezdim tozdum hatta şey bile... eehm neyse, yani çok samimi oldum diyebilirim efenm. bi hayaleti kimse benden iyi tanıyamaz. hatta o kadar ki benim gördüklerimi kimse zaten göremez, görmek de istemez. göremediği için de ben medyumum zaten efendim. ben onların bu dünyayla öte dünyadaki varlıklar arasındaki 3. asma köprüsü mahiyetindeyim.

Hayatım bu bilgilerle yoğurulmuş ve sümkürülmüş olarak o kalp senin bu kalp benim, ruhsal transandantasyonlar ve inisiyasyonlarla geçti. bu köşede bi zamanlar psikoloji eğitimi almış -laf aramızda fazlasıyla ukala ve fakat sonradan bu eğitimin gönül gözüyle göremediklerinin faydasını anlamış- olan hatuna uyguladığım seanstan sonra yeteneklerimi görüp de “yaf sende iş var, gel yaz bize bazı bazı “ diye ayırdığı şu köşecikte kıvrılıp nacizane bilgimi ve deneyimlerimi aktarmaktan başka bi emelim yoktur.

Bugünkü konumuz gökyüzündeki yıldızların karakterlerimiz ve aşkımız üzerindeki etkileri. Herkesçe de iyi bilinmektedir ki yıldızlar tek bi yıldız halinde değil de küme halinde komün hayatını seçmiş kollektif varlıklardır. bu yüzden sadece güneş ve ay tek başlarına hüküm sürerler ve fakat diğerleri gezegenler ve takım yıldızlar şeklinde hayatımıza yön verirler. bu yüzden sporda takım halinde başarılı olanlara "yıldız takımlar" ya da "takımın yıldızları" da denir.

Ayrıca bugün küresel ısınmanın geleceğini inceledim sihirli küremde. bi ara hatta, elim yandı küreme dokununca. o derece sıcak günler bekliyo yani bizleri gelecekte. sihirli kürem bile kıpkırmızı kesildi, hatta bulaşıkları yıkamadan önce leğenin içine de koyuyom sıcak su oluyo birden. yani ben de enerji tasarrufuna katkı olsun diye küremi her işe koşuyorum yani dostlarım. kışın çok iyi oluyo yatağın içine de koyuyom küreyi. oh mis gibi sıcacık oluyo yatak.

bugünkü konumuz buydu. yarınki konumuz kimbilir nedir. ben biraz sihirli küremde gördüklerime ya da görmek isteyip de göremediklerime bakıp hayallere dalmak istiyorum dostlar. sevgi sel olsun, ağzınızdan girsin burnunuzdan fışkırsın.


resim: faelyn-deviant artist

http://www.deviantart.com/deviation/10621703/?qo=2&q=witch+woman+images&qh=boost%3Apopular+age_sigma%3A24h+age_scale%3A5