Made in Çinli Hereke

Dün gazeteleri okurken aşağıdaki haber aklıma bir fıkra getirdi.  Önce haberi sonra fıkrayı paylaşacağım.

Gazetenin berine göre, “Belediye Kanunu ile Hereke Belediyesi’nin kapatılmasını fırsat bilen Çin kurduğu Hereke Sanayi Bölgesi ile halı da dünya pazarını ele geçirdi. Hereke ismini resmileştirdiği için etiketlerine bile ‘Made in Hereke’ yazmaya başladı.

Lokum, rakı baklava  gibi birçok ürünü diğer ülkelere kaptırmak üzere olan Ülkemizin bir değeri daha elden gitti.

Çin, geçmişi Sultan Abdülmecid’e dayanan el dokuması kaliteli yün ve ipek halıların vatanı Hereke’yi klonladı. Dünyanın en ünlü saraylarının baş köşesinde serili olan Hereke halısını koplayan Çin’de dev bir Hereke Sanayi Bölgesi kuruldu.

Hereke Halıcılar Derneği Başkanı Erhan Ör, “Çinliler halılarında ’Hereke’ adını artık yasal olarak kullanabiliyor. Çünkü bu isimle sanayi bölgesi kurdular. Bu bölgenin adı da resmi olarak Hereke Sanayi Bölgesi oldu. Artık etiketlerinde ‘Made in Hereke’ yazabiliyorlar. Biz ise resmi olarak Hereke ismini kaybettik. Biz varolanı yok ettik. Onlar ise Hereke’yi yoktan var ettiler. Hereke belediyesinin kapatılmaması, yaşatılması için Bakanlarla görüştük. Ama bir sonuç alamadık. Çin’de şimdi bunu fırsat bilerek atağa geçti” diyor.

ÇİN PAZARIN YÜZDE 90’INI ELE GEÇİRDİ

Türkiye’de 2 milyar dolarlık bir halı pazarı bulunuyor. Bu pazarın da yüzde 25’ini Hereke halıları oluşturuyor. Ancak son dönemde pazarın yüzde 90’ı atağa geçen Çin’e kaptırıldı. Doğan haksız rekabetten dolayı Herekeli halı üreticileri yok olmak üzere. Şu anda Hereke’de el dokuması ipek ve yün halı üreten üretici sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

HEREKE.COM ÇİN’İN ELİNDEN KURTARILDI
Çinli internet tüccarları hereke.com’u da atlamadı. Hereke.com’u satın aldı. Hereke Halıcılar Derneği, Hereke.com domain’ini satın almak istediğinde durumdan haberdar oldu. Hemen devreye girdi ve uzun süren pazarlıklar sonucunda 100 bin dolara yakın bir ödeme yapılarak Çinli tüccarların elinden internet adresi alındı.

*******

Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş. Bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş.  İkinci adam ise arada birdinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.

Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş: “Bu nasıl olabilir” Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken ise başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?”

İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş: ”

Ortada bir sır yok.. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.

Gündemimiz çok yoğun olabilir, Başta ülke yöneticilerimiz olmak üzere tüm Türk halkı olarak ilgilenmemiz gereken çok fazla konu olduğuna da eminim. Ve sürekli çalışmak zorundayız. Hep daha fazla… Ancak arada bir durup dinlenmezsek, ne yaptığımızı fark edemeyiz. Bazen durup dinlenmek ve önlem almak gerekir. Tescil ile korunmayan değerlerimiz uzun vadede ülke ekonomimize ciddi zararlar verecektir. “ Durup dinlenerek, objektif bir bakışla yaptıklarımızı gözden geçirmek, ve yanlışları düzeltip, doğruları tescil ile ya da gerekli diğer önlemleri alarak koruma altına almak” Baltamızı bilemektedir. Toplum olarak yaptığımız en büyük hata; zamanında yapılması gerekenleri yapmamaktır.

“ Zor bir iş, zamanında yapmamız gerekip de yapmadığımız kolay şeylerin birikmesiyle oluşur. .  Henry Ford