Mahşerin üç atlısı

Başarıda ve başarısızlıkta her zaman eleştiri konusu olan, fakat her ne hikmetse bugüne kadar kırmadığı rekor, elde etmediği başarı kalmayan Türk futbolunun ''en''leri herkesden kat kat fazla olan nadide oyuncusu Hakan Şükür TRT 'de yorumculuğa soyundu.

Aslında bu yazıyı geçen hafta yazacaktım ama bir hafta daha izleyip öyle karar vermek istedim. Gerçekten iki haftadır yorumlarıyla renk kattı.

Karşısında yorumlarını her zaman okuduğum, begendiğim, her zaman takip ve takdir ettiğim, futbolun gereklerini her fırsatta dile getiren, diğer yorumcular gibi retinğ uğruna türibünlere oynamayan, biraz klişeleşmiş kelimeler kullanmasına rağmen her zaman doğruları yorumlayan tarafsız bir spor yazarı abimiz Ömer Üründül, diğer tarafta ise yine beğendiğim ve yazılarını takip ettiğim maçları muzip bir çocuk farklılığı ile izleyen, genelde herkesin bahsettiği konulardan farklı noktaları ele alan ve eleştiriler getiren, espirileri ile proğramda tebessüm yaratan Mehmet Demirkol.

Bu iki değerli yorumcu arasında Hakan'ın en büyük artısı futbolculuktan gelmiş olması. Öyle ki bu özelliğinden dolayı futbolcunun maç öncesi ve maç sonrası psikolojini en iyi anlayan ve antalan yorumlar yapıyor. Maç içindeki pozisyonlarda futbolcunun hangi düşünce içinde hareket ettiğini futbolcu gözüyle ve akıcı konuşması ile örnekler vererek açıklıyor. Bunların yanına kendisinin ve arkadaşlarının milli takım ile kulüb takımlarındaki maçlarından destekleyici örnekler vererek pozisyonları pekiştiriyor.

Bana göre muhteşem bir üçlü oluşmuş durumda. Şeker tadında açıklamalar yapan üç değişik spor yorumcusu. İzlemeye değer. Yalnız Hakan'ın artık duygusallığı ve kırgınlıkları bir kenara bırakması lazım. Belki kolay bir şey değil ama bu hem kendisine hemde gururla ve başarı ile formasını taşıdığı kulübüne zarar verir. Başarılar Hakan, başarılar muhteşem üçlü.