Makulistan...

31 yıl sonra işçiler 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutladılar… 1977 ‘de ölenlerin anısına Kazancı yokuşuna çelenk bıraktılar…

Hükümet “makul” sayıda emekçinin Taksim Meydanı’na girmesine izin verileceğini söylemişti… Sendikalar bu isteği “makul” karşıladılar…” Makul” sayıda ve “makul” bir şekilde Taksim’de kutlama yaptılar…

Geçen 1 Mayıs’ta ayaklar altında ezilen emekçiler bu yıl “makul” oldukları için ezilmeden Taksim Meydanı’na girebildiler…

Ezilmeden… Sağlı sollu, önlü arkalı polis barikatları eşliğinde…

Tıpkı bir yerden bir yere sevkedilen mahkûmlar gibi…

Makul sayıda emekçi, makul sayıda polis!..

Makulsen mesele yok!..

***

Başbakan TOBB’nin 64.Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada; ''krizin Türkiye üzerindeki etkisinin sınırlı olacağını, en az zarar görecek ülkenin Türkiye olacağını'' söyledi. Yani Başbakan’a göre Türkiye’deki ekonomik kriz “makul” ölçülerdeydi…

İşsiz sayısının son bir yılda 1, 1 milyon arttığını söyleyen TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’na cevap veren Başbakan; “TOBB’ un 1, 3 milyon üyesi var herkes bir işsizi işe alsa bu sorun çözülür” dedi. İşsizlik oranında dünya rekorunu yüzde 15, 5 ile elinde tutan Türkiye’de başbakana göre işsiz sayısı da “makul” dü… Öylesine makuldü ki bir çırpıda tüm işsizlere iş buluverdi…

Kredi kartı borçlularının sayısında ki “makul” artışa kızan başbakan vatandaşı makul olmamakla pardon sorumsuzlukla suçladı…

Geçtiğimiz hafta 10 şehit verdik. Memedin tabutu yine “makul makul” sıralandı… Artık şehit haberlerini, PKK terörünü “makul” karşılar olduk!..

Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ “makul” bir konuşma yaptı…

O kadar “makul” bir konuşmaydı ki ülkenin altını oyanlarda “makul” bir etki bıraktı…

Türk basını son yıllarda hiç olmadığı kadar “makul”…

“Makul” yazıyor, “makul” çiziyor… Arada bir “makul” ölçülerin dışına çıkanlar olsa da basın makullükten bir türlü kurtulamıyor…

ABD Başkanı Obama’nın “makul” taleplerini “makul” karşılayan iktidar, Ermenistan’ın sınırlarının koşulsuz açılması, Patrikhane’ye ekümeniklik verilmesi, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için “makul” bir çözüm arıyor…

K.Kıbrıs’ta da “makul” bir siyaset izleniyor…

Makulistan da en makul Türk halkı… O kadar makul ki!...

Hırsızlıkları, vurgunları, soygunları, kapkaç ve terör olaylarını “makul” karşılıyor…

Türkiye’nin çağdışı görüntüsünün her geçen gün çarşafa dolanmasını “makul” karşılıyor…

Doğalgaz yolsuzlukları ayyuka çıkan bir başkanı “makul” görerek tekrar bilmem kaçıncı kez belediye başkanı seçiyor…

Her gün onlarca çalışanın kapı önüne konulmasını “kriz” diyor, “makul” karşılıyor…

Kış başında doğalgaza yüzde 100 zam yapıp, mayıs ayında yüzde 25 indirim yapanları “makul” karşılıyor…

Binlerce kız çocuğunu okutanlara yapılan haksız saldırılara sessiz kalıyor, “makul” karşılıyor…

Bilim adamlarını, rektörleri, tıp dehalarını, ulusalcı yazarları içeriye atanları “makul” karşılıyor…

Yüce meclisin çatısında “Kürtçe” konuşulmasını “makul” karşılıyor… Bölünmüş Türkiye haritasının önünde konuşma yapanları “makul” karşılıyor…

“29 mart seçimlerinde Kürdistan’ın sınırları çizilmiştir” diyenleri “makul“ karşılıyor…

Muhalefet partilerinin muhalefetsizliklerini “makul” karşılıyor…

Cumhuriyetin temellerine konulan dinamitlerin hâlâ farkında değil. O kadar makul ki vatan topraklarının parçalanması için uğraşan içeride ki ve dışarıdaki hainleri bile “makul” karşılar oldu…

“Aman bana dokunmayan yılan bin yaşasın” misali “makul makul” yaşayıp gidiyoruz…

“Makulsan” mesele yok…

3-5 bin kişiyle polis eşliğinde çıkarsın Taksim’e, koyarsın çelengini, söylersin 1 Mayıs marşını, atarsın nutkunu, dönersin yine polis eşliğinde… ”Makul, makul…”

Sonra da 31 yıl sonra Taksim’e çıktık diye sevinirsin…

“Makul” olmada gör bakalım çıkabilecek misin Taksim’e…

Burası Makulistan…

Makulsen mesele yok…