Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Manşet:"it eti yakalandı"

Manşet:"it eti yakalandı"
 

Yine Adana haberleri reyting yaptı. Adliye önündeki kavgalardan sonra bütün Türkiye Adana’da, Çukurova Üniversitesi kampusü içerisindeki Fevzi Çakmak Öğrenci Yurdu’nda kalan öğrenciler ile Adana Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ndeki hastalara ve personele at ve eşek eti yedirildiği haberiyle çalkalandı.

Aslında at ve eşek eti olayı yeni bir olay değil ve sadece Adana’da yaşanmadı. Muhtemelen bilmeden at ve eşek etini tatmayan kimse kalmamıştır Türkiye’de. Bundan yirmi otuz sene önce Kayseri yöresinden at ve eşek alıcıları gelirdi bizim oralara. Çaktırmadan gücünü değil et verimini değerlendirmeye çalışırlardı eşeklerin ve atların. Kör, topal ne varsa alıp giderlerdi. Şimdilerde ne at kaldı ne de eşek kaldı köylerde. Fukaranın eşeği yine fukara sofrasında kıyma ve sucuk oldu. Tahminim öğrenci yurdu ve hastane yemekhanelerine kadar girmeyi başaran etlerde son yaşayan at ve eşeklere aitti.

Böylesi bir durum karşısında nedense ilk aklına gelen polisiye önlemler oluyor yetkililerin. Siyasi sorumluluk üstlenenler ise hiç üzerlerine alınmıyorlar. Ne iktidardakilerin ne de muhalefettekilerin ortaya koyduğu somut bir proje yok tarım ve hayvancılıkla ilgili. Türk köylüsü göçe zorlanıyor. Kent nüfusu hızla artıyor. Buna karşın büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı her geçen gün azalıyor. Tarım ve hayvancılık politikalarının iflas ettiği toplumca henüz algılanabilmiş değil.

Türkiye bir günde düşmedi bu duruma. Önce bütün Türkiye’ye yayılan (SEK) Süt Endüstrisi Kurumunu özelleştirdi devleti yönetenler. Et ve Balık Kurumlarını işlevsiz hale getirdiler. Kırsaldaki süt ve et üreticileri ortada kalıverdi. Sonra Süt Endüstrisinde tekeller oluştu ve birlikte hareket edip üreticinin ümüğünü sıktılar. Üreticiden ucuz alıp tüketiciye pahalı sattılar. Üretici yem fiyatlarını karşılayamaz, aldığı borcu ödeyemez hale geldi. Borcu borçla kapatacağım derken tefeciden daha tefeci yabancı sermayeli özel bankaların kucağına düştü. Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu derler ya. Yeni yeni çıkıyor oyun ortaya.

Size kendimden bir örnek vereyim duruma açıklık getirmek için. Bizim Ziraat Bankasında girişimci ruhun, bilgi birikiminin hiçbir önemi yoktur. Temel kıstas alacağın krediye karşılık verebileceğin ipotek ve siyasi referanstır. Emekli maaşını, diğer gelirlerini hiç dikkate almazlar. Tek odaklandıkları ipotek durumudur. Anlayacağınız ipotek veremediğim için üreticiye avantajlar sunan Ziraat başak kart sahibi olamadım. İhtiyacım da var. Ballandıra ballandıra anlattıklarına aldanarak düştüm mü özel bir bankanın kucağına? Aldım bir üretici kart. Bir kredi kullandım, üç ay sonra ödemeye vardım ki tefeciden de tefeciler. Faiz, dosya ücreti, sigorta bedeli derken bizim borç inanılmaz çoğalmış. Borç harç hemen kapattım ve ertesi yıl hiç alışveriş yapmadım bu kartla. Sene sonuna doğru bir de baktım ki yeni bir hesap ekstresi gelmiş aynı bankadan. Hiç alışveriş etmediğim halde dosya ücreti, sigorta bedeli v.s. 150 TL. tahakkuk ettirmişler. Ödedik 150 TL’yi. Kartın iptalini istedik. Haksız ödeme durumuyla ilgili de Tüketici Hakem Kuruluna itiraz ettik. Tüketici Hakem Kurulu konuyu gündeme bile almadı. Neymiş efendim? Üretici Kart sahipleri tacirmiş, tüketici sayılmazlarmış. O nedenle itiraz hakkım yokmuş. Kime anlatasın üretici derdini? Nasıl üretimin içinde kalsın?

Şimdilerde pek çok yem fabrikası iflasın eşiğinde. Üretimi kısmak zorunda kaldılar. Çünkü üreticilerden paralarını alamıyorlar, çünkü üreticilerin borçlarını ödeyebilme güçleri kalmamış. Beni geçindirsin diye baktıkları inek kendini ve yavrusunu besleyemez hale gelmiş. Doğanın kanunudur. Kendini ve yavrusunu besleyemeyen hiçbir hayvanın yaşama şansı yoktur. Nitekim öyle de oldu ülkemizde. Yasaklamalara rağmen dişi hayvanlar kesimden kurtulamadı. Geldik bugünlere.

Et ve süt temel bir gıda. Biri olmazsa diğeri de olmaz. Bütüncül bakmak gerekiyor olaya. Sorun üretici köylülerin sorunu olmaktan çıktı. Kentlilerin, işçilerin, esnafların, memurların, sanayicilerin, öğrencilerin de sorunu haline geldi. Ne olur hiç değilse kendi çıkarlarınız için harekete geçin. Siyaseti çözüm üretmeye zorlayın. Yoksa daha vahim şeylerle karşılaşacak memleket.

Ya gözünü para hırsı bürümüşler kesilecek at ve eşek bulamaz olurlarsa? Ya başıboş dolaşan sokak köpeklerini keşfederlerse? Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmeyeyim ama böyle giderse bir gün gazetelerde “it eti yakalandı” manşetiyle karşılaşırsanız hiç şaşırmayın.

 
Toplam blog
: 114
: 860
Kayıt tarihi
: 29.12.06
 
 

Osmaniye Düziçi doğumluyum. Sınıf öğretmenliği, ilköğretim müfettişliği, il milli eğitim müdürlüğ..