Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '20

 
Kategori
Tarih
 

Mara Brankoviç

MARA HATUN I-GENÇLİK

Mara Brankoviç 1418 yılında Kosova yakınlarında  Vuçitrin’de doğdu. Babası Curac Brankoviç annesi,Bizans imparatorlarından Johannes VI. Kantakuzenos’un (ö. 1383) büyük kızı İrene (Eiréné) Palaiologina Kantakuzene (ö. 1457) idi Çocukluk dönemine dair bir hastalık haberi dışında bir bilgi yoktur.

Baba tarafından soylu Brankoviç ailesine mensup olup, bu aile 1166- 1371 arası Sırbistan’da hüküm süren ünlü Nemanyiç (Nemanjic) muhtemelen ailenin hüküm sürdüğü yerlerden olan Kosova bölgesinde geçer.Mara’nın çocukluk dönemi ile ilgili bilgiler kısıtlıdır.Mara’nın hastalığı  bir Sırp halk şarkısında zikredilir. “Deviç [Manastırı] İnşası” (Zidanje Devica) 9 ismini taşıyan bu halk şarkısında şöyle denilmekteydi: “Semendire hanedanıyla dolaylı akrabalık içindedir. Annesi İrene irtibatıyla Bizans imparatorluk hanedanlarıyla bağlantılı olan Mara babaannesinin ismini taşımaktaydı.

Bu yıllarını hâkimi Curac’ın tek kızı güzel Mariya yedi yıldır hasta, ne öldü ne de iyileşme bildi, ne uyudu ne de herhangi bir şey söyledi. Ormandaki bir yaprak gibi titredi durdu”.

Babasının Viyana ve Macaristandan getirdiği doktorlara  nafile yere paralar ödediği dile getirilir.. Hastalık hakkında ancak tahmin yürütülmekte ve uzun sürdüğü beyanından hareketle bunun verem olabileceği ileri sürülmektedir. Babasının duaları onu Deviç sahrasına sevk eder, rastladığı keşişin ikazıyla burada kızının şifa bulması niyazıyla bir kilise/manastır inşa eder ve tekrar Semendire’ye döner. Bu arada Mara da şifa bulur. En eski tarihli halk hikâyeleri cümlesinden olan bu anlatımın ve benzeri halk şarkılarının bir dereceye kadar gerçekleri terennüm etmekte oldukları varsayılır.

Sultan II.Murad’ın kuvvetleri güney-doğu ve doğu bölgesindeki despotluk arazisine saldırırlar, 1427 ve 1428 senesinin ilk yarısı içinde Sırp topraklarının üçte birini ele geçirirler. Niş, Kruşeva ve Golubats şehirleri de buna dâhil idi. Tarih yazarı Dukas, Lazareviç’in ölümünden sonra Sultan Murad’ın bir elçi göndererek Sırp topraklarının tamamını istediğine işaret eder.

Sıkışan Curac Osmanlı elçisini kabul ederek gereken ihtiramı gösterir. Zor durumdaki Curac toprak kaybı tehlikesini bertaraf etmek amacıyla 10 yaşındaki  kızı Mara’yı Sultan Murad’la evlendirmek ister ve Yıldırım’ın da vaktiyle kendilerinden kız almış olduğunu hatırlatır: “Devletlü sultanım! Kızumı dahi câriyeliğe kabul et kim Bayezid deden dahi bizden kız almış idi” Çeyiz olarak Sırbistan’dan bir kısım toprakları vermeyi de vadeder. Bu teklifini terviç etmek üzere Sultan’a  elçiler gönderir. Sultan Murad konuyu Rumeli Beylerbeyi  Saruca Paşa’ya  havale ederek, yemin tahtında kızı nişanlaması talimatını verir. Saruca Paşa, Despot’un yanına giderek nişan merasimini ikmal eder [Nisan 1428] Bu vesileyle Despot Tuna kıyısında bir kale yapılmasına izin verilmesini ister ve bu ruhsat kendisine verilir. Despot böylece Semendire kalesini inşa eder .

Ancak babası nikâh için kızının yaşını küçük görmekteydi. Ayrıca kilisenin takdisini alabilmek için ergenlik çağında olması icap ediyordu.Öte yandan kilise Müslümanlarla evliliği tasvip etmemekteydi. Bu durumda taraflardan birinin din değiştirmesi icap ederdi. 13. ve 15. yüzyıllar arasında Hristiyan prenslerinin Müslümanlarla evliliğine hiç cevaz verilmedi. Ehl-i kitap olmak kaydıyla bir Müslümanın Hristiyan bir kız ile evlenmesinde ise herhangi bir sakınca bulunmamaktaydı. Mara’nın nişanı (1428) ve evliliği (1436) arasında geçen bekleme zamanı çeşitli açıklamalarla izah edilir: En öne çıkan sebep yakışır bir çeyiz düzmek için babasının zamana ve paraya ihtiyaç duymakta olmasıdır. Kızının Osmanlı sarayına bir cariye olarak değil de eşit şartlarda konuma sahip bir hanedan mensubu olarak ağır çeyizle girmesi ve ona göre saygın bir muameleye layık görülmesi Curac’ın önem verdiği bir husus idi.

 
Toplam blog
: 119
: 225
Kayıt tarihi
: 04.12.17
 
 

İlgi duyduğum alan tarih. Milli mücadele ve Osmanlı tarihine  odaklandım. Gözden kaçan tarihi şah..