Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Mavi bir nokta…

Mavi bir nokta…
 

Şu anda Bodrum’da tatildeyseniz ya da gitmeye hazırlanıyorsanız, denizi ve sakinliği de seviyorsanız tavsiye edeceğim yer tam size göre.

Gidenler bilir. Bodrum’da deniz her yerde çok güzeldir.

Ama…

Arkadaşlar öyle bir yer ki, tam marinanın ucunda, açık denize karşı.

Yer çok şıkmış, acayip havalıymış oraları hızlı geçiyorum, doğrudan denize dalıyorum.

Denize merdivenle giriyorsunuz, başta söyledik ‘açık deniz’ dedik.

Kayalar altınızda sanki dans ediyor.

Atlarsam kafamı vurur muyum, görüntüsündeki kayalar sizden en az beş-on metre uzakta. Ama su o kadar temiz ki maske veya gözlükle baktığınızda suyun (sanırım derinlik yirmi-otuz metre vardır, ben sormadım siz sorup bana da söylersiniz, yanıltmış olmayayım) dibini olduğu gibi görüyorsunuz.

Eh.. denize girdik karnımız acıktı o zaman da Bodrum sıcağına uygun hafif omletler, etli-tavuklu salatalar, taze meyvelerden hazırlanmış buz gibi meyveli içecekler sizi bekliyor.

Yedik içtik bunun hesabı ne derseniz içeri giriş parası olarak kişi başına 40 YTL alıyorlar. Ama bunu yediklerinizden düşüyorlar, o paraya yemek yemiş oluyorsunuz. Yanınıza fazla havlu almayın denizden çıkınca kullanmak için bembeyaz yumuşacık havlular onlardan.

Geçen sene açılan bu güzel mekanı görmek bu seneye kısmetmiş.

Ama geçen sene bu kadar güzel değilmiş. Bu sene biraz daha büyütmüşler, geliştirmişler.

Şimdi sadede gelelim yeri tarif edelim.

Önce Turgutreis marinasına gelelim, mümkünse arabayla. Yatçıların kullandığı girişe yönelip, görevli arkadaşlara ‘mavi nokta’ diyelim. İsterseniz bunu ingilizce söyleyelim. Blog’da yeniyiz, isim verip hata yapmayalım. İlk günden arkadaşlara mahcup olmayalım. Kimliğimizi bırakıp o güzelim yatların yanından yola devam edelim.

Ben diyeyim bir kilometre siz deyin bir buçuk kilometre. Biz arabayla gittiğimiz için sormadık ama arabasız olanlar için illaki bir araç vardır diye düşünüyorum.

Yoksa yayan gidilecek.

Ama gittiğinize de değecek.

Şu anda pek bilinmediği için sadece marinada demirlemiş tekne sahipleri geliyor. Dışarıdan (biz oradayken) pek gelen yok. Sadece üç-beş kişi o güzel denizin ve ortamın tadını çıkarıyorsunuz. Fonda güzel hafif bir müzik, elinizde kitabınız, karşınızda engin deniz.

İsterseniz sadece akşam yemeği yemek için, ya da akşam yemeğinden sonra bir şeyler içmek

için de gidebilirsiniz.

Ufak bir uyarı!

Rüzgarlı bir günde gitmeyi asla aklınıza getirmeyin.

Dalgalar oturulan yerlere kadar çıkıyor, o devasa şemsiyeler yerle bir oluyor.

Benden söylemesi.

Haziran başında oradaydım, kısmetse eylülde yine gideceğim.

Bu arada giden olursa o pırıl pırıl denize bir kere de benim için atlasın lütfen.

Diğer yazılar için: http://www.dokuzuncubulut.com/

 
Toplam blog
: 55
: 2883
Kayıt tarihi
: 22.07.08
 
 

Uzun ve yorucu bir iş hayatı ile birlikte çok şeker iki evlat büyüttükten sonra, evde oturma hakkımı..