Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '12

 
Kategori
Güncel
 

Mavi Marmara, Suriye ve yapılacak olan gereken

Mavi Marmara, Suriye ve yapılacak olan gereken
 

Son on yıldır esip gürleme, mangalda kül bırakmama, parlama, çakma, vb. uygulamalardan sonra; iş realiteye gelince geri adım, törnistan ve diplomasi nutukları adet halini aldı…

Suriye tarafından bir savaş uçağımız kasten ve bilinçli olarak düşürülünce, ülkemizin takındığı tutum bana geçmişi hatırlattı…

Hatırlayınız Mavi Marmara olayını; bizzat iktidar tarafından güdümlenerek, İHH tarafından organize edilen Gazze seferi törenli uğurlamalar ile yapılmıştı. Bu seferin öncesinde Sn.Başbakanımız Davos’ta “one minute” diyerek İsrail’e gereken dersi vermiş, sonrasında her miting ve toplantısında İsrail’e karşı sert tutumunu yinelemiş, “terörist devlet” diye haykırmıştı. İşte bu hava içerisinde Mavi Marmara, sanki Osmanlı’nın bir çıkarma gemisi havasında yola çıkmıştı. Bunun karşısında İsrail ise tüm hukuki ve insani tavırları bir kenara bırakarak, silahsız gemiye baskın yapmış ve Türk vatandaşlarını gözünü kırpmadan katletmiş, sağ kalanlar ise esir alınmıştı.

Bunun sonrasında ne olmuştu hatırlayalım; İktidar bunun karşılığının verileceğini, gerekenin yapılacağını haykırmıştı. Bir süre sonra tavır biraz gevşemiş, diplomatik ve uluslar arası hukuğun gereklilikleri, İsrail özür dileyene kadar yapılacağı açıklanmıştı. Buna karşılık İsrail esir Türkleri serbest bırakmış ve bu Türkler iktidarın büyük başarısı olarak Bakanlı törenlerle karşılanmıştı.

Aradan 1 yıldan fazla bir süre geçti. Sonuç;???

İsrail hiç özür dilemedi. İsrail ile diplomatik ilişkiler kesilmedi. İsrail ile askeri anlaşmalar devam etti. İsrail firmaları Türkiye’de çok kritik ihaleleri almaya devam ettiler.

O zaman gereken yapıldı mı? Yapıldı ise ne yapıldı?

Şimdi bu olaya paralel olarak gelelim günümüze; Bir yıl önce iktidarımızın kan kardeşi olan Suriye lideri Esat, ne oldu ise birdenbire Eset oldu. İktidarımızın ABD ile birlikte bir numaralı düşmanı ilan edildi. Esat muhalifleri alenen desteklendi. Üstelikte Suriye’nin arkasında İran, Rusya, Çin üçlüsü olduğu bilinmesine rağmen ABD’nin arzuları doğrultusunda gerçekleşti bunlar…

İşin insani boyutu elbette çok önemli. Hiçbir insan, göz göre göre katliamlar yapılmasını onaylayamaz. Ancak bu uğurda ABD ve AB gazı ile ülkeyi ateşe atmak ne derece mantıklıdır?

İktidarımız her fırsatta Esat’a olan hasmane tutumunu ve muhaliflere açık desteğini en sert şekillerde ifade ederken, iktidar yandaşı kalemler ise Suriye’deki insanlık suçlarını bahane göstererek, realiteden uzaklaşıp Suriye’nin vurulması yönünde kışkırtma nutukları attılar.

Tüm ABD ve AB basının Türkiye’yi kışkırtan haberleri altında beklenen hamle Suriye tarafından geldi. Suriye haince bir hareketle bir savaş uçağımızı vurdu ve 2 pilotumuzu şehit etti.

Sonuç:???

Esip gürleyen iktidarın yerini, diplomasi ve uluslar arası hukuk tabirleri aldı. İş gerçeğe binince, Suriye vurulmalı diye nutuklar atan yandaş kalemler, ne yapacağını şaşırdı.

İran, Rusya ve Çin alenen Suriye’ye desteklerini açıklarken, güya arkamızda olan ABD ve AB’den Suriye’ye kınama geldi. Hadi vur diye sırt sıvazlayanlar geri çekilince, Türkiye asıl kendisinin yalnız kaldığını gördü. Hatırlarsanız zamanında Gürcistan’da ABD arkasında diye Rusya’ya kafa tutmuş, tüm Gürcistan Rusya tarafından yakılırken ABD kınamakla yetinmişti. Elbette biz Gürcistan değiliz ancak ABD’ye güvenilemeyeceği de aşikar…

Şimdi iktidarımızdan yine “gereken yapılacak” açıklamaları geliyor. İyi de ne yapılacak? Sonuç ne? Bu işte Mavi Marmara’ya dönecek mi? Eden ettiğiyle mi kalacak?

Bunun cevaplarını bekleyip göreceğiz. Milletimiz şimdi ne yapacağız sorusunun yanı sıra, bu duruma kimlerce ve nasıl getirildik sorusunun yanıtını aramalıdır.

Sonuçta kardeş ve komşu bir ülke ile savaşa girilmesi, hele hele ABD oyunları ile bunun yapılması taraftarı değilim ancak; düşen uçağın ve şehitlerin hesabı derhal sorulmalıdır. Zira Mavi Marmara’dan sonra bu olayda da hesap sorulamazsa, ülkemizin karizması ve inandırıcılığı kesinlikle kalmayacaktır.

NOT: İktidar yandaşı kalemler, Suriye konusunda askeri müdahale isterlerken, geçen hafta Kandil’in vurulması gündeme gelince; “vuramayız, çok zaiyat olur” buyurdular. Suriye vurulunca zaiyat olmayacak mı? Suriye’de öldürülenler insanda, bizim askerimiz ve polisimiz bu kadar mı önemsiz?

Murat Yazmacı

26.06.2012

 
Toplam blog
: 109
: 1269
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Yorum yapmaktan ve metin yazmaktan zevk alıyorum. Her insanın yorum yapması kişisel görüşlerini beli..