Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '11

 
Kategori
Blog
 

Maziye bir bakıver, neler neler bıraktık.

Maziye bir bakıver, neler neler bıraktık.
 

Sancılardayım, kıvrım kıvrım kıvranmaktayım.Yazasım var ama klavyenin başına geliyorum, gidiyorum yok olmuyor.

İçim buruk, yalnızlık hissi kavramış beni. Belki saçma gelebilir sizlere ama öyle işte. Soğuk bir yalnızlık hissi, bir büyük boşluk.

Kuyu evet evet derinleşen bir kuyu dibini göremiyorum.

Gittiler tek tek, başka başka yerlere gittiler. Belki yine uğruyorlardır, bir bakıp geçiyorlardır ama hepsi o kadar.

Anıları yad ettim, eski sayfaları okudum. Fikirlerimizi, duygularımızı paylaştığmız satırları. Bazen bir şeylerden haberdar olmak. Atladığımız gündemden bir satırbaşıyla burada karşılaşmak. Hiç aklımıza bile gelmeyen bir fikir, bir bilgiye ulaşmak. Bazen güzel bir şiir ya da zengin duygu dolu bir yazıyla coşmak.

Bazen bir yorumla merhaba diyebilmek, uzun süre ses çıkmayınca hayrola diyebilmek, hal hatır sorabilmek. Bir satırın gülmecesinde kıkırdarken yazarına "Hay Allah çok yaşa" diyebilmek, (yazar duymasa da). Hayatımızda hiç de azımsanamayacak bir yeri varmış buranın. Asıl paylaşımların.

4 yılı aşmış buraya ayak basalı. Nasıl da geçiyor zaman, geriye dönüp bakmasan anlamıyorsun. Yazılarımı ilk defa burada paylaşmıştım. Halka ilk açılımım:)) İlk yazımı yayına verirken yok etmeyi başarmıştım. İlk yorumu hiç unutmam Ezgi Hanımdan almıştım. Hiç de beklemiyordum üstelik. Yeniydim ya kim bulup okuyacak üstüne de yorumlayacaktı! Şaşırmıştım ama yazımın ilgi görmesine de sevinmiştim. Yıllarca kendi halinde şiirler yazan, denemeler yazıp sayfalarda unutan ben. İlk kez tanımadığım insanlara açıyordum yazılarımı.

Çok da açılmamışım bunca yıldır yazdığım sayfa adedine bakarsak, tembel kalmışım. Ama pc nin başına her geçtiğim gün muhakkak uğrayıp bir şeyler okumuşumdur. Hele abonesi olduğum yazarları ne yapar eder okurdum.

Şimdi çoğunluğu tek tek ayrıldılar buradan. Geride kalanların bazıları da benim gibi suskun. Eski tadı kalmadı yazmanın da, sayfaları dolaşmanın da.

O boşluk hissi var ya! Betasını, yeni yapısını, alışamadığımı falan bile fark ettirmiyor. Hepsinden beteri o boşluk hissi.

Sahi gidenler ne alemdeler, onlar alışabildiler mi? Onların içlerinde de bir boşluk açılmadı mı?

Takıntılı diyebilirler bana. Çok da büyütmüşsün diyen de olabilir. Aman kim ne derse desin her zamanki gibi içimden geçeni yazdım.

Ne paylaştımsa hep gönülden paylaştım. Burada gerçek isimlerimizi, kimliklerimizi kullanamıyor da olabiliriz. Ama gerçekliği, özümüzü (kendi adıma gönülden paylaşıyorum). Ben üzüldüm ya!  

 
Toplam blog
: 70
: 731
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1973 İstanbul doğumluyum. Lise mezunuyum. Evliyim. Bir reklam ajansında çalışmaktayım. Laf o..