Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '14

 
Kategori
Deneme
 

Medeniyetlerin buluştuğu Kent Yozgat

Medeniyetlerin buluştuğu Kent Yozgat
 

MEDENİYETLERİN BULUŞTUĞU KENT YOZGAT


Anadolu'nun uçsuz bucaksız güzelliğinin tam ortasında, Orta Kızılırmak yöresinde kurulmuş bir kenttir Yozgat. Sadece Anadolu'nun bağrında değil, milletin de yüreğinde haklı yerini almıştır.  İç Anadolu'muzun önemli illerinden biri olmasının yanı sıra dünyadaki kültür hazinelerine sahip müstesna illerdendir. Burası Anadolu’daki yerleşim merkezlerinin en eskilerinden biridir. Bozok Yaylası'nın yiğidi, nazlı Kızılırmak'ın gelini Yozgat'ta buluşmuştur.

İlk adı Bozok olan bu ilin adı önce Yozgat , sonra tekrar Bozok olmuş, en sonunda ise 23 Haziran 1927 tarihinde Bozok Mebusu Süleyman Sırrı Beyve arkadaşlarının verdiği bir takrirle “Bozok” ismi tekrar “Yozgat” olarak değiştirilmiştir.  "Güle başka isim verilseydi, yine hoş kokacaktı." demiş bir düşünür. Adı her ne kadar değişmiş olursa olsun eşsiz güzellikleri asla değişmemiştir.

Gezilecek, görülecek ne kadar çok yer var burada! Geçmişe yolculuk buradan başlamış olmalı diye düşünüyor insan. Alişar Höyüğünde 5.000 sene öncesine ait eserler bulunmuşolması herkes gibi beni de çok heyecanlandırıyor. Binlerce yıl öncesine ellerimizle, gözlerimizle dokunmak; kentin tarihine şahit olan Kızılırmak Nehri'nin ağırbaşlılıkla akışımı izlemek; Yozgat'ın tarihi dokusunu görmek çok güzeldir elbette.

Başka illeri incelerken "Acaba hangi uygarlıklar gelip geçmiştir buradan?" diye düşünürdüm. Şimdi ise "Hangi uygarlık Yozgat'a uğramamış?"  diye düşünüyorum.
 

Bir yolculuğa çıkalım sizinle... İsterseniz Hititler döneminin başkenti Hattuşaş'ta dinlenelim.  Makedonya Kralı İskender'le el sıkışalım. Kapadokya Kralı ile göz göze gelelim. Bir Pers askerinin selâmını alalım. Asurlular'ın ayak seslerini dinleyelim. Selçuklu Oğuz ordularının atlarının doludizgin Yozgat'a gelişini izleyelim. Sonra yılların yorgunluğunu atmak için Sarıkaya Kaplıcaları'na gidelim. Akdağ ormanlarının koynunda kuş sesleriyle uyuyalım, Sürmeli Bey'in en tanınmış türküsüile uyanalım:

"Of ooof !
Yozgat seni delik delik anam delerim
Kalbur olur toprağını anam elerim
Vay vay anam sürmelim

Eğer sürmelini yitirirsen anam
Koyun olur peşin sıra melerim
Vay vay anam sürmelim

Of oof ! Çamlığın ardında bir yuva yaptım
Yuvamın içinde sürü otlattım
Ben sürmelimi gurbete attım
Vay vay anam sürmelim..."

Henüz mahmurluğumuz geçmeden bir Sürmeli türküsü daha dinleyelim:

"Dersini almış da ediyor ezber

Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler

Bu dert beni iflah etmez del eyler

Benim dert çekmeye dermanım mı var?"

Türkülerle hüzünlenelim, sevdiğine kavuşamayan Sürmeli Bey'in acısı içimizi burksa da bildiğimiz kadarıyla eşlik edelim Sürmeli türkülerine... Tarlalarda başaklar arasında dolaşalım. Çiğdem toplayalım.

 Hüznü geride bırakarak şehre gidelim. Ben çok acıktım. Ne de olsa beş bin yıllık yol kat ettik sizlerle beraber... Neyse ki Yozgat, diğer Anadolu illerimiz gibi çok misafirperver bir il. İnsanlarının gözleri tok, gönülleri sevgiyle, merhametle dolu... Yozgatlı dostlarımızın kapısını çalalım. Tanrı misafiriyiz, aç bırakmazlar elbette... Testi kebabını iştahla yiyelim. Çiğdem pilâvının tadına bakmamak olmaz. Çorba da içelim, meselâ düğürcük çorbası... Yemekten sonra çaylarımızı yudumlayalım. Çayın yanında çörek olmalı, hem de parmak çörek... Peksimet de olsun lütfen... Teşekkürler Yozgat! Sevgili Yozgatlılar, hepinize selâm olsun.

Dağlardan topladığım çiğdemleri Yozgat üzerine konfeti gibi serpmek ve Bozok yaylasında haykırmak istiyorum:   Yozgat, seni çok ama çok seviyorum!

  

 

HARİKA UFUK

ADANA

27 HAZİRAN 2010

SAAT:  21.00

 

 
Toplam blog
: 389
: 261
Kayıt tarihi
: 01.12.13
 
 

Adana'da doğdu. Öğrenim hayatına İstanbul'da Çengelköy İlkokulu'nda başladı. İstanbul Marmara Ünive..