Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '11

     
    Kategori
    Çocuk Psikolojisi
     

    Medyadaki çocuk

    Zaman ilerledikçe, hayat değişiyor, dünya değişiyor, fikirler değişiyor, değişenlerden konuşmak kolay. Olumlu değişimleri başlatmak için biraz değişmeyenleri konuşmak, cesaretle bunların üstüne gitmek gerekiyor.

    Geçenlerde bir öğretmen arkadaşım ‘’Bir toplumda herkesin yaptığı şey suç olarak kabul edilmez, kanunlar toplumun genel davranış biçimlerine bakılarak şekillendirilir '’ demişti.

            Çok şükür o ruh halinden, herkesin yaptığı şeyin suç kabul edilmediği toplum zihniyetinden biraz olsun uzaklaşıyoruz. Artık maçlarda küfretmeyen insanlar, kırmızı ışıkta geçmeyen şöförler, karşıya geçmek için yeşil yanmasını bekleyen yayalar var.

             Daha insani, daha medeni bir şekilde yaşamanın güzelliğinin farkına varıp, hayatını bu yönde düzenlemeye, değiştirmeye çalışan insanlar var.

    Belkide farkında olmadığımız başka bir konudan bahsetmek istiyorum. Şu anda toplum ve kanun tarafından suç olarak kabul edilmeyen, belki de on yıllar sonra‘’evet bu yanlışmış ‘’ diyeceğimiz türden bir şey. Bu ne biliyor musunuz?

    Medyadaki çocuklar...

                       Çocuklar, şüphesiz ki birçok insanın hayatındaki en değerli varlıklar. Bir çocuğa sahip olabilmek için, çileler çeken insanlar, çocuğunun bir ‘’anne baba‘’demesi için dünyaları verecek insanlar. Çocuklar söz konusu olduğunda varını yoğunu verecek insanlar.. ve niceleri... Ve çocuklar için değil mi her şey?

                     İnsanlara dünya kadar şeyi satmanın en basit ve ucuz yolu da çocuklar.   

        Reklamlarda orda ne yaptığından bi haber, gülümseyen, elindeki ürünü sallayan, daha kendi derdini anlatacak yaşta değilken, tv kumandası eline verilmiş, televizyona entegre digital tv sistemini anlatan çocuklar, araba almak için kredi çekmeye çalışan çocuklar, dizi setlerinde, reklam setlerinde, kazanç kapısı ve rating malzemesi haline getirilmiş çocuklar, allı pullu assolist kıyafetleriyle, dansöz kıyafetiyle ekrana çıkartılıp göbek attırılan çocuklar, yeteneklerini sergilesin diye tv yarışmalarına çıkarılıp maymun edilen çocuklar, ve nicelerinin niceleri..

    Günümüz Türkiye’sinde bunlar suç sayılmıyor, çünkü toplumun  büyük bir bölümü bundan çok hoşlanıyor. Talep edildiği için bu çocuklar halka arz ediliyor. Halka arz bitince de kaderine terkediliyor.

                Değerli hocamız, H. Ü. Devlet Konservatuvarı müdürü Prf. Dr. Erol Belgin, bir konuşmamızda, çocukların görsel medyada müzik yarışmaları vasıtasıyla istismarından duyduğu rahatsızlığı ve bunun engellenmesi adına bulunduğu girişimleri ve aldıkları başarılı sonuçları anlattı. Hayran oldum.. İnşallah bir daha görmeyiz öyle yarışmaları..

                Çocuğunu ajans ajans gezdirip, reklam, dizi, yarışma setine götürüp, bir kazanç kapısı kapısı haline getirmeye çalışan anne baba mı daha suçlu? Yoksa dilencilik yaptırtan mı?

                 Yoksa envayi çeşit ürünü, en karlı şekilde pazarlamaya çalışan reklam şirketleri mi? Dizi yapımcıları mı? Ya da izlerken ‘’ay canım ne tatlı şeymiş bu’’ diyen bizler mi ??

    Bence hepsi... Bırakın da çocukluklarını yaşasınlar... Belki on yıllar sonra. Daha öncekilerin hatırına…

     
    Toplam blog
    : 1
    : 120
    Kayıt tarihi
    : 21.12.11
     
     

    1994 yılında Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü'nden mezun oldu. Bestecilik, söz yazarlığ..