Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Mehmet Tezkan: Aslında açılıma mı pusu kuruluyor?

Mehmet Tezkan: Aslında açılıma mı pusu kuruluyor?
 

Bakın Mehmet Tezkan 8.12. 2009 günlü "ALABALIĞA EL BOMBASI!" başlıklı yazısında neler yazmış:

"Akıl tutulması böyle şeydir. Azgın azınlığın ipleri eline alması...

Makulun kaybedilmesi...

Hep böyle olmuştur. 1992 yılında Kürt meselesi masaya yatacak, Meclis'te genel görüşme yapılacaktı...

Bir grup militan sabah saatlerinde Bakırköy'deki Çetinkaya mağazasına molotof attı... 11 kişi öldü...

Görüşme falan olmadı, oturum küfür, kafirle geçti...

Aynısı yine olmuyor mu?

Sokak aralarında çata pata sesleri geliyor... DTP'lilere seyretmeyin, korkmayın, hakim olun, durdurun falan diyecektik ki...

Tokat'tan 7 şehit haberi geldi."

Mehmet Tezkan'ın bu hatırlatması bana başka şeyleri de hatırlattı. 1992'deki bu olaydan sonra da dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal yılmamış ve bu önemli sorunu çözmek için çabalarına devam etmişti. Çalışmalarının sonuna geldiği söylenen Özal şüpheli bir şekilde aniden ölmüştü. Normalde yapılması gereken otopsi de yapılmamıştı! Bir ay sonra da, PKK'nın sözde ateşkesine rağmen, Bingöl'de 33 erimiz pusuya düşürülmüş ve öldürülmüştü. Bu pusudan sağ kurtulan erlerin anlattıkları ise derin kuşkulara sebep olmuştu. PKK lideri Öcalan'ın "Ben talimat vermedim, benim haberim yoktu" açıklaması ise olayın bir başka kuşkulu boyutuydu... Ve bu pusu o dönemin açılımına son noktayı koymuştu...

Ama bu olaylardan, o dönemde birilerinin açılımı istemedikleri, provake ederek açılımı sekteye uğrattıkları anlaşılmaktadır. Ve o günden bu güne 17 yıl boyunca dökülen binlerce kişinin kanlarının sorumluluğu da bu kişilerin üzerindedir.

Bugün de birileri açılıma karşı demirden kaleler inşa etmekteler. Açılımı bölücülükle eş tutup insanları kışkırtmaktadırlar. Ülkeye barış ve huzuru getirmek isteyen bugünkü iktidar için gaflet ve dalalet kelimeleri de yetersiz kalıp hiyanet kelimesi uygun görülmektedir. Son günlerde yaşanan sokak taşkınlıklarının ve Tokat'taki hain pusu sonucu şehit olan 7 erimizin sorumluluğu da açılımın mimarlarına yüklenilmeye çalışılmaktadır. Adeta bir an önce bu işten vazgeçin denilmektedir...

Oysa olay çok basittir. Mehmet Tezkan'ın da dikkat çektiği gibi, tıpkı 17 yıl öncesi gibi bugün de akan kanın durmasını istemeyenler var... Ve onlar yine tıpkı 17 yıl öncesi gibi açılımı provake etmeye çalışıyorlar...

DTP lideri Ahmet Türk de olayları karanlık bir provakasyon olarak niteledi ve olayların bir an önce aydınlatılmasını istedi. DTP'nin içinde de açılıma pusu kuruldu diye, açılım bitti diye açık açık düğün bayram edenler var!

Hiç temenni etmiyorum ama eğer bu provakatörler başarılı olup konjonktürel iç ve dış tarihi fırsatları yok ederek açılımı akamete uğratırlarsa bundan sonra akacak kanın sorumluları da onlar olacaklardır. Ve tarih onları yargılayacaktır.

Açılıma kökten karşı olup, sorunun çözümü için de yeni öneriler ortaya koymamanın başka bir anlamı olabilir mi?

Teşekkürler Mehmet Tezkan...

Not: Mehmet Tezkan'ı daha önceki bir yazısından dolayı eleştirmiştim. Tıpkı Ece Temelkuran'ı ve Can Dündar'ı bir yazılarından dolayı eleştirip, bir yazılarından dolayı övmem gibi... Bu, benim tutarsızlığımı değil, insanları yaftalamadığımı ve görüşlerini özgürce değerlendirdiğimi gösterir.

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..