Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '12

 
Kategori
Deneme
 

Mektuplar yazdım!!!

Mektuplar yazdım!!!
 

 

Mektuplar yazdım… Sayısız…

Sayısız duygular döküldü satırların üzerine birer birer.

Sarı, pembe, maviydi kâğıtlar.

Sümbüller, papatyalar, laleler, mor menekşeler serpiştirdim cümlelerin arasına.

Sevdanın ışıklı gölgeleri yansıdı, bitmeden tükenmeden.

Sanki tutkunun tercümanıydı kelimeler, her biri,belki de dizildiler, tam anlamını bilmeden.

Kim bilir belki de biliyorlardı… Belki... 

 

Mektuplar yazdım… Sayısız…

Katran karası gecelere inat.

Zifir karanlık, kapkara, simsiyah gecelere nazire…

Aşk vardı… Sevda vardı… Tutku vardı… Hüzün vardı… Sen vardın satır aralarında…

Duygularım ağladı.

Gözyaşlarım, mürekkep sellerinin içinde boğuldu gitti.

Mevsimler yaşadım. Dolu dolu…

Tomurcukları dellenen baharı, yazı, bitmeyen hüznü taşımakta zorlanan kıpkızıl hazanı.

İçim titredi, üşüdüm. Ayaz tuttu ellerim, Ağustos Güneş’inde. Hasretin bitimsiz ecelinde miydim ne?

Şiir şiir döküldüm mısralara. Şair şair yandım alazlı sevdanın kızgınlığında. Düğüm düğüm tıkandı hıçkırıklarım da boğdum onları nefesimin yalnızlığında… Susturdum sesimi; çığlıklarım duyulmasın diye başka diyarlara…

Oysa elemdi bağıran. Çaresiz haykırışlarımın, çaresiz yangınlarında yanan…

 

Mektuplar yazdım… Sayısız…

Okunası mektuplar. Okundukça; yürek paralayan. Okundukça ağlanan…

Bitmiyor ki yaşanılan. Bitmiyor ki acılar... Anlatsan ne faide, anlatmasan ne gam.

Hasret gemisinin ne ilk yolcusuydum, ne de son!

Tenhalığın sığlığına sığınmıştı uğradığı limanlar. Sahipsiz, kimsesiz… Yalnız, yapayalnız…

 

Mektuplar yazdım… Sayısız…

Denizin maviyle seviştiği, dalga dalga dövüştüğü kıyılarda.

Kâh bir kırık dökük tahta bir masanın ucunda, kâh bir kanepenin kıyında. Yamuk çarpık harfler, dökülüverdiler,  gayri ihtiyari cümlelerin orta yerine.

Çile çile sarıldılar… Zemberek misali boşaldılar.

Düzgün ne vardı?

Sadece; Sevdamın ölümsüz direnişi. Özlemin yangını. Kaderin gözyaşı. Sigaramın göğe yükselen halka halka dumanı. Bir de…

Düzgün ne vardı?

Uzağım, yokluğum, hiçliğim…

Gerisi hep yalan… Her şey

Neşe, gülücükler, kahkaha… Hepsi birer maske…

 

Mektuplar yazdım… Sayısız…

Hepsi bende saklı…

Göndermedim!

 

 

Ayşen Arslangiray Kura

 

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..