- Kategori
- Genel Sağlık
Meme kanserinin tüp bebeğe etkisi
Meme kanseri ve tüp bebek
Meme Kanseri Görülme Sıklığı
Ortalama olarak yılda 40 yaş altı kadınların% 5’ i meme kanserine yakalanmaktadır. Meme kanseri tedavisi, tanı konur konmaz başlamalıdır. Erken teşhis ve tedavinin erken başlatılması meme kanserinde başarı şansını oldukça artırır. Günümüzde anne olmak maddi imkânlar ya da iş hayatı yüzünden ikinci plana atılmaktadır. Ancak 40 yaş altının meme kanserine yakalanma olasılığı düşünülür ise bazı kadınlar henüz çocuk sahibi olmadan meme kanseri ile karşılaşıyor ve meme kanseri tedavisi ile anne olma şansları ya kayboluyor ya da en aza iniyor. Kanser tedavisi görmüş fakat anne olmak isteyen kadınlarda anne olmalarını sağlamak için bazı çarelere başvuruluyor.
Tedavide Kullanılan İlaçlar
Meme kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlar kadının yumurtalık işlevlerinde çok ciddi sorunlar oluşturabiliyor. Tedavi amaçlı uygulanan kemoterapi erken yaşta menopoza girmeye bile neden olabiliyor. Erken yaşta menopozun engellenmesi için kanser tedavisinden önce yumurtalıkların baskılanması gerekmektedir. Baskılamadan sonra uygulanan kemoterapi ile erken menopoz
olasılığı % 10 civarına kadar düşürülebiliyor. Kanser tedavisi için mücadele vermiş kişilerde gebe kalma şansı çok düşük ihtimallerdedir. Kanser tedavisi uygulanan kişilerde yumurtalıkların korunması mümkün değildir.
Yumurta dondurma işlemi: Meme kanseri olan kişi henüz evlenmemiş ise ve daha sonra anne olmak istiyorsa tüp bebek tedavisi yöntemlerince olgunlaştırılan yumurtalar dondurularak saklanabilir. Isıya karşı oldukça duyarlı olan yumurtalar dondurulmuş embriyolar kadar gebelik sağlanmasında başarılı değildir. Yumurta dondurma yöntemi için Türkiye de bazı yasal uygulamalar vardır.
Yumurtalık dondurma işlemi: Meme kanseri tedavisine bir an evvel başlanmalıdır. Hastanın çocuk sahibi olması için diğer tedaviler yapılamıyorsa yumurtalık dondurma yöntemi uygulanabilir. Yumurtalıkların dondurularak saklanması ve daha sonra ki zamanlarda vücuda transfer edilmesi ile başarı oranı tüm dünyada % 13 civarındadır.
Prof. Dr. Bülent Tıraş