Memur-Sen'in Abant Toplantısı ve gerçekler

Hatırlarsanız dünden bugüne Abant’ta yapılan toplantılarda hep önemli kararların altına imza atılmıştır.

11–13 Haziran Tarihleri arasında Bolu Abant'ta bulunan Abant Büyük Otel'de gerçekleştirilen, Diyanet-Sen, Bem Bir-Sen, Toç Bir-Sen, Eğitim Bir-Sen, Sağlık Sen, Büro Memur-Sen, Enerji Bir-Sen, Birlik Haber-Sen, Bayındır Memur-Sen, Ulaştırma Memur-Sen, Kültür Memur-Sen ve Emekli Bir-Sen olmak üzere 12 sendikanın katıldığı Memur-Sen Konfederasyonu Abant Başkanlar Kurulu toplantısı gerçekleşti.

Ben de Kültür Memur-Sen Genel Teşkilatlanma Sekreteri olarak oradaydım.

İki gün yoğun bir şekilde geçen toplantıda çözüm bekleyen önemli konular hakkında istişare yapıldı.

Bir anlamda ülke gündeminde yer alan sorunları çözüme kavuşturabilmek noktasında yol haritası belirlendi.

Toplantıların sonunda ülkemizde Sivil Toplum denilince ilk akla gelen ve kendisiyle gurur duyduğum öncü isimlerinden Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu toplantı boyunca alınan kararları basına açıkladı.

Açıklamalarında Ergenekon’dan-Krize, Kürt Sorunundan-YÖK’ Kamu çalışanlarının mağduriyetlerine kadar çözüm bekleyen sorunlara Memur-Sen’in yaklaşım ve tavrını belirtti.

Bugün ülkemizde memur sendikaları arasında çalışmaları ve söylemleri ile olduğu kadar sayı olarak da birinci sıraya yerleşmiş bulunan Memur-Sen’in görüşü önemlidir.

Bu açıklamalarla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada çözümün yanında yer alacağını kanıtlamıştır.

***

Şimdi gelelim açıklamalara.

Sn. Gündoğdu, ülkemizin geleceğini karartmak adına halkı birbirine karşı kuşkucu yapan toplumun huzurunu kaçıran Ergenekon hakkında "Geriye dönük kirlerin deşifresine tanıklık yaptığımıza üzülüyor, ancak bu kirliliklerin bir daha yaşanmaması ümidini görüp seviniyoruz. Türkiye'nin paranoyalardan kurtulması lazım. Asker ya da sivil bu ülkenin anayasasına yasalarına aykırı kimin yanlışlık yaptığını görüyorsa yargıya gitmesi lazım. Ergenekon soruşturmasını ve davasını Türkiye'nin aydınlık yarınlarına giden yolda engellerin ortadan kaldırılması olarak görüyoruz. İnsan hakları ihlallerinin ve işlenen faili meçhul cinayetlerin hesabının sorulmasını bekliyoruz" diyerek konuşuyor

***

Bu açıklamayı ülkemizin aydınlık geleceği açısından önemsiyorum.

Zira karanlığı bilemeyenler aydınlığa da kavuşamazlar. Yani karanlığı aydınlık zannedenlere aydınlığı anlatmak güçtür.

Gündoğdu gündeme gelişinden bugüne Sivil Anayasa için sivil toplum adına önemli gayretler içerisinde bulunuyor.

Burada da: "Türkiye'nin tam olarak demokratikleşmesi, demokrasi standartlarının yükseltilmesi, demokratik zihniyet değişimi elzemdir. Bu çerçevede, siyasi olarak yapılması gereken yeni anayasadır. Evrensel değerler çerçevesinde şekillenen yeni bir anayasa ile yeni bir toplumsal konsensüs oluşacaktır. Sivil, özgürlükçü, kurumlar arası ilişki ve hiyerarşik yapının belirlendiği milletin değerlerine uygun yeni bir anayasa hazırlanarak yürürlüğe konmalıdır. Güvenlik gerekçe gösterilerek özgürlükleri kısıtlayıcı, insan haklarını ihlal edici düzenlemelerden vazgeçilmelidir" diyor.

***

Yine Gündoğdu, eğitimde eşitliğin önünde büyük engel olarak duran YÖK’e karşı; "Ayrıca, mesleki eğitimin önünü tıkayan katsayı adaletsizliği mutlaka giderilmelidir. Türkiye'yi bürokratik oligarşinin değil, halkın seçtiklerinin yönetebilmesi için sivilleşme ve demokratikleşme çalışmalarına hız verilmeli, yargı, eğitim ve kamu yönetiminde yapısal değişim ve dönüşüm başlatılmalıdır. Kadınların çalışma hayatı ve öğrenim hakkını engelleyen başörtüsü yasağı derhal kaldırılmalıdır" diyerek haykırışını yineliyor.

***

Kamu çalışanlarının haklarını ısrarla savunmaya devam eden Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, istihdamın sağlanması bakımından kamunun öncülük etmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getirerek bu kapsamda başta doktor, öğretmen, hemşire, ebe, memur ve hizmetli olmak üzere 300 bin yeni personel istihdamı gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getiriyor. Ve devamla “Gelir vergisi oranları beşer puan indirilmelidir. Kamu çalışanlarının ücretlerinin asgari ücrete tekabül eden bölümünün gelir vergisinden muaf tutulmalı ve sözleşmeli personel alımına son verilerek bütün sözleşmelilerin derhal kadroya geçirilmelidir. Hükümet küresel krizi çok iyi okuyarak bundan ders çıkarmalı, çıkarılacak dersler ışığında çözüm paketleri açıklamaya devam etmelidir. Bu kapsamda, son olarak açıklanan teşvik ve istihdam paketinin talep artırıcı yönü bulunmamaktadır. Bu çerçevede talebi artırarak piyasaları canlandıracak yeni bir pakete ihtiyaç vardır. Memur, emekli, işçi, asgari ücretliler başta olmak üzere dar ve sabit gelirlilere asgari ücret tutarında her altı ayda bir, ekonomik kriz geçinceye kadar kriz ödemesi (kriz çeki) yapılmalıdır. IMF ile Stand-by anlaşması konusunda bazı kesimlerin sürdürdüğü ısrarcı tavır terk edilmelidir. Türkiye IMF politikaları olmadan da krizi atlatabileceğini göstermiştir. Türkiye'yi tehdit altında tutan uluslar arası derecelendirme kuruluşlarının siyasi ve kötümser senaryolarına karşı da tedbirler alınmalıdır” Diyor.

***

Memur-Sen Genel Başkanı Gündoğdu 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikası Kanunu'nun mutlaka grevli ve toplu sözleşmeli hale getirilmesini ve kamu çalışanlarına siyaset serbestîsi getirilmesini bir kez daha tekrarlıyor.

***

Kürt Sorununa çözümsel bir yaklaşımda bulunan Gündoğdu, Mardin ve Adana'daki insanlık dışı şiddetlerin sadece ekonomik ve sosyal sebeplere bağlı olmadığını, ahlaki ve manevi eğitim eksikliğinden kaynaklandığını düşündüklerini söylüyor.

***

Memur-Sen’in 11–13 Haziran 2009 tarihleri arasında Abant’ta gerçekleştirdiği Başkanlar Kurulu toplantısı gündeme damgasını vurmuştur.

Ülkesini milletini seven, onun derdini dert edinen sorunlara seyirci kalmak yerine taşın altına elini koyan bu anlayışı görerek, hatta içerisinde yer alıp, katkı sağlayarak yanında bulunmaktan dolayı bir kez daha mutluluk duydum.

Başta Memur-Sen Genel Başkanı ve Kültür Memur-Sen Genel Teşkilatlanma sekreteri olmam hasebiyle benim de Genel Başkanım olan Ahmet Gündoğdu’ olmak üzere katılımcıları bir kez daha tebrik ediyorum.