Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Metin Aydın''On parmağında, bin marifet''

Metin Aydın''On parmağında, bin marifet''
 

 

 

 

Denizle, gökyüzü ufuk çizgisinde maviliğin derinliğinde bütünleşmişlerdi. Martıların, Güneş’e nağme yapıyordu kanat çırpışları.

Aylardan Nisan ve güzel bir bahar günüydü. Cıvıl cıvıldı insanlar, soluğu deniz kıyısında almışlardı.

Kuşadası sokaklarını ise turunç çiçeklerinin mis kokusu sarmıştı buram buram.

Bu kadar betimlemeden sonra; gelelim esas konuya…

Kuşadası, İbramaki Sanat Galerisi’ndeki resim sergisine yetişebilmek için hızlı adımlarla arşınladım sokakları. Ruhumun en derinliklerine değin soluduğum, o çiçek kokularının eşliğinde.

Yetiştim sonunda!

Sanatsever İzmirliler, Aydınlılar, Buca Eğitim Fakülte ’sinin öğretim üyeleri ve öğrencileri, ailesi ve de değerli dostları, Metin Aydın’ı yalnız bırakmamışlardı, bu müstesna günde.

Doğum tarihi yazarak başlarsın ya hani bir değeri tanıtmaya başlarken. Hayır!!! Ben yazmayacağım, nazar değmesin… Ankara Gazi Eğitim Fakültesinde başlayan öğrencilik günlerinden, Buca Eğitim Fakültesinde, öğretim üyeliğine uzanan hayat yolunda; Aydın, Bornova Suphi Koyuncuoğlu ve İzmir Atatürk Liselerinde nice öğrenciler yetiştirmişti Metin Hoca, müzik alanında. Bir de pırlanta misali iki evlat. Açılış konuşmasında; kızı Dr. Derya Atilla’nın gözleri buğuluydu, babasının da, oğlu Hasan’ın da, heyecanları da doruklarda. Eşi ise dostları ile birlikte izlemekte idi, bu mutlu ve heyecanlı aile tablosunu, övünçle ve de gururla.

Metin Aydın ‘’On parmağında, bin marifet’’ misali bir sanatsever, sanat âşıklısı, keman hocası, takı tasarımcısı, ressam.

‘’Öğrenmenin yaşı yoktur’’ sözünün en canlı örneği idi Metin Hoca. Buca Eğitim fakültesinin duayenlerinden, can dostu, arkadaşı Turan Enginoğlu’nun desteği ile suluboya resim çalışmalarına başlamış, suluboyanın zarafeti, huzur veren renkleri ile hayata dair, hayatın içinden; herkesin baktığında, kendinden bir kare bulabildiği duygular yansıtan, özgün eserlere atmıştı imzasını.

Çektiğim fotoğraflarla, bu eserleri sizlerle paylaşmayı diledim ama sergi salonunun tavanındaki ışıkların, azizliğine uğradı bazıları. Üzgünüm;((((

Bir de sürprizi vardı Metin Hoca’nın, serginin açılışına gelen dostlarına ve davetlilere.  Süleyman Hoca ile birlikte, Verdi’den, Bach’dan derledikleri parçalarla, kulakların pasını alan, dinlendiren ve gönülleri şenlendiren, nefis bir müzik ziyafeti çektiler; mandolin ve gitar eşliğinde.

İbramaki Kültür ve Sanat galerisinde; müdiresi Belma Hanımın hazırladığı muhteşem organizasyon ve ev sahipliğinde, sanatla ve sanatseverlerle birkaç saat geçirdim.

Güzeldi… Resimler, müzik, sevgi ve dostluk… Kısacası her şey…

Daha nice kültür ve sanat faaliyetlerini yansıtan yazılarda buluşabilmek dileklerimle.

Saygı ve sevgilerimle…

Kendime not: Metin Hocanın, güzel sanatların her alanını yaşamına amaç edinmesi ve yaşam sevinci ile doluluğu umudumu arttırdı.

Doğru yoldayım…

 

Ayşen Arslangiray Kura

8 Nisan 2012/ Kuşadası

 

 

 

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..