Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '13

 
Kategori
Güncel
 

Mihrak Mihrak Olalı Böyle Mihrak Görmedi

Mihrak Mihrak Olalı Böyle Mihrak Görmedi
 

Görsel: Alıntıdır


Şimdiki genç kuşak belki çok net hatırlamayabilir ama orta yaş kuşağı ve daha üstü gayet iyi hatırlayacaktır. Çocukluğumda Kenan Evren’in konuşmalarında duymuştum ilkin bunu. Tabi o zaman çocuk olduğumdan ne demek istediğini tam olarak anlayamıyordum, hatta hiç anlamıyordum. Zamanla anlayacaktım elbet..

Kenan Evren darbeden sonra mikrofonu eline her aldığında sürekli “dış mihrak, dış mihrak” diye vurgulardı. “nitekim, dış mihrak” demesine neredeyse alışmıştım, hatta o konuşmadan ne diyeceğini tahmin eder hale gelmiştim. Ancak “dış mihrak” ne demekti onu bilmiyordum. Yani hem kelime anlamını bilmiyordum hem de o kelimeyle kimlerin ya da neyin kastedildiğini bilmiyordum. “Dış mihrak” benim için iki bilinmeyenli bir denklemdi.

Büyüyünce “dış mihrak” ne demekmiş onu öğrendim. Yani birinci bilinmeyen kısmı çözülmüştü. Artık kendimi daha mutlu hissedebilirdim ama ikinci bilinmeyen kısmı hala bilinmemeye devam ediyordu. Sonra öğrendim ki bir bilmeyen ben değilmişim. Etrafımdaki herkes de bilmiyormuş.

Nitekim büyüme yıllarımızda önce Turgut Özal’dan, sonra Demirel’den, ardından Erbakan’dan ve diğerlerinden de sürekli ”dış mihrak” lafını duyuyorduk. Birinci bilinmeyen kısmı halletmiştik tamam da kimdi bu dışarıdaki mihrak ya da kimler? Sıra onu araştırmaya gelmişti.

“Abi bu dış mihrak kim?” diye sorduğumda neredeyse sorduğum kişi kadar farklı cevap alıyordum. Kimisi Amerika diyor, kimi İsrail’de ısrar ediyor, kimisi İngiltere, kimisi Almanya, kimi Fransa derken bazıları da ülke ismi yerine daha belirsiz konuşuyordu. Siyonist örgütlerden tutun radikal İslamcılara kadar bir yığın isim.. İşin içinden çık çıkabilirsen. Haliyle bu durum insanı rahatsız ediyor, huzurunu kaçırıyordu. Zira sürekli kim olduğunu bilmediğin bir mihrak tarafından sürekli tehdit ediliyordun. Bu her kimse ya da her neyse bizi ha böldü ha bölecekti yani. O derece..

Şimdiki gençler/genç kuşak çok şanslı bu anlamda. Bizim gibi çocukluklarından beri belirsiz bir dış mihrak korkusuyla büyümediler. Belki zaman zaman duydular ama artık o iş bitti. Artık “dış mihrak” devri kapandı. Olay içeriye döndü. Döndü de rahatladık. Artık mihrak dışımızda değil içimizde. İçimizde ve biz onun kim olduğunu da biliyoruz.

Öyle muallakta bir mihrak aramaya gitmemize gerek kalmıyor artık. Her şey ayan beyan ortada. Açık seçik. Öyle böyle. Aşağı yukarı. Her nasıl ifade ederseniz artık.

İç mihrak kim diye soracaksınız. Hepiniz de biliyorsunuz aslında ama nezaket icabı soruyorsunuz. Esnafın kazancını kim baltaladı? Camide içkiyi kim içti? ODTÜ’nün içince yapılacak olan medeniyet abidesi yolu kim engellemek istedi? Marmaray’ın elektriğini kim kesti, kapılarını kim kilitledi, imdat frenini habire kim çekti? Fışkıyeyi kim kırdıysa bunları da o yaptı. Yani Geziciler. Evet bildiniz. Gezi Parkı eylemcileri ve destekçileri iç mihrakımız oldu. Nur topu gibi hatta ondan hallice bir “iç mihrakımız” var artık.

Ne mutlu bize ki artık mihrakımız içeride. Yani yerli üretim. Bizden. Yeri de belli yurdu da. Dışarıdan mihrak ithal etmemize gerek kalmadı. Milli sermaye bize kaldı. Yükselen enflasyona, artan işsizliğe, kirlenen havaya, kar yağınca kapanan yollara, sellere, fırtınalara, hortumlara, zamlara, güneş tutulmasına filan mihrak aramamıza gerek kalmadı artık.

Ne mutlu iç mihrak diyene..

Selam ve muhabbetle.

Murat HACIOĞLU

04.11.2013, Denizli

www.murathacioglu.com

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..