Mikropluk olsun da

Merhaba;

Bu hafta bakalım nasıl geçecek? Sanki her hafta başka geçiyormuş gibi. İçimde yeni bir şeylerin beklentisi var. Belki de aşırı sıcaklar bana iyiden iyiye dokundu artık. Ördek gibi suya girmekten geçen hafta inanılmaz bir omuz tutulmasıyla boğuşarak geçti. Saçlarımı bile kuzumun yardımıyla -tek elle toplayamadığımdan- toplayabildik. Eşimden de uzun zamandır görmediğim alakayı bu vesileyle görmüş oldum. Adamcağız karısının sıkıntılarına alışık olmadığı için telâşından ne yapacağını şaşırdı. Voltaren Emulgel çok iyi geliyor. Kulaklarınızın bir kenarına saklayın. Tabi bir de sıcak tutmak. Bu halimle bir de yemeğe misafir ağırladım. Ne çok iş yapmışım değil mi? Büyük maçlarda bizim ev adeta numaralı tribün haline geliyor. Çay, yemek şirketten, bağrışma, küfür serbest. Hele maç fenerin galibiyetine doğru ise timsah mı yengeç mi, ne yürüyüşü isterseniz mevcut. Dün akşam de yine öyle bol yürüyüşlü, gecelerden biriydi. Neyse bu gün yine eski halimle gün, hafta ve yaşamada yerimi almış bulunuyorum. Sanki sizlere de dertti ya neyse şımarmaya ihtiyacım var anlaşılan.. Bazen kayınvalidem “bu gün senin bir hoşluğun üstünde “der. Galiba yine öyle günlerimden birindeyim. Sabah BS rı açınca sessiz-çığlık’ın dün yazdığı bir yazı ve yorumlar beni epey neşelendirdi. Kusura bakmayın ama yazılarının tiryakisi olduğum bir iki kalem var ki onları okumadan güne başlamak olmuyor. Ne ararsanız var, kara mizah, ak mizah, siyaset, samimiyet, ciddiyet. Kısacası yok yok.

Şimdi kahvemi alıp balkonda içerken günün gazetesini didikleyeceğim. Gün içinde belki yeniden buluşuruz.

Hepinize sevgiler ay eksik oldu.

Sevgiyle kalın.