Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '16

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

Milano izlenimleri

Milano izlenimleri
 

Avrupa’nın en önemli şehirlerinden, Milano’yu görme şansına sahip olduk. İki günlük ziyaretimizde kısıtlı dolaşma olanağımız oldu, kısaca gördüklerimi sizinle paylaşmak isterim. Milano başkent Roma’dan sonra ikinci büyük şehri ve nüfusu 1.310.000 kişi. Size düşük gelebilir, ama Avrupa’da şehir nüfusları bu düzeyde. İstanbul’u düşününce size garip gelebilir, ama gerçek bu.

Şehir, otomotiv ve moda merkezi olması gelişmişliği ve zenginliği getiriyor. Şehrin merkezinde dünyanın en büyük Gotik tarzdaki katedrali olan Duomo di Milano, dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biri olan Galleria Vittorio Emanuele II ve dünyanın en büyük tiyatro binalarından La Scala bulunuyor. Her üçünü de gördüm. Oldukça iyi gezgin çektiğini söyleyebilirim. Adım adım gezdiğim Milano’nun merkezinde, yıllar ötesinden kalma binalarının özenle korunduğunu gördüm. 1930 lardan kalma tramvay hatlarını hala işletiyorlar. Eski tramvayların yanında modern tramvayları da görebiliyorsunuz. Milano düz bir şehir. Yeşili yağmuru bol, insanlarını parklarıyla bütünleştirmesini bilmişler. Bizim Gülhane parkı, Fethi paşa koruluğu gibi bizimkilerin belki beş on kat büyüklüğünde alanları var. Halk oralarda tahmin edeceğiniz gibi piknik yapmıyor, koşuyor, bisiklete biniyor, evcil hayvanlarını dolaştırıyor. Dikkat çeken bir nokta da apartmanların birçok katında, balkonunda, terasında bol yeşillikle karşılaşmanız.

Havalimanı ile merkez arası 45 km ve taksiler 90€ alıyorlar. Bize pahalı geldi, havalimanın hemen içinden trenler 20-25 dakikada bir kalkıyor, fiyatı ise 12€. Tercihimiz doğal olarak tren oldu. Milano’nun yeni terminali Benito Mussolini tarafından yaptırılmış olan Milano Merkez Tren İstasyonu muhteşem, insanı etkiliyor. İçinde tam sayamadım ama 20’ye yakın peron var. Ulaşımla ilgili bir tespitimi de paylaşmak istiyorum. Milano ile Roma arası yaklaşık 570 km civarında ve tren 2 saat 55 dakikada gidiyor. Kaldı ki İtalya’nın ray sistemi eski hızlı trenlere tam uygun değilmiş. İş böyle olunca şehirler arası uçak pek kullanılmıyor ve uçaklar havalimanının üzerinde bizde olduğu gibi piste inmek için tur atmıyorlar. Kaldı ki şehre oldukça fazla gezgin geliyor.

Milano’da yeme içme uygun. Pahalı mekanlar da var, ama küçük bir araştırma ile kesenize uygun yerleri bulmak zor değil. Doyurucu bir et tabağı 15-17€, pizza 6-8€. Yanında ev yapımı kırmızı şarap 4€ (en az 5-6 kadeh). Mükemmel bir dondurmayı 5-6€, Amerikan kahvesini 2-3€ ya alabilirsiniz. Bizim liraya çevirdiğinizde size ucuz gelmeye bilir, Türkiye’nin yıllık gelir ortalaması 10.000€, İtalya’nın 35.000€ olduğu düşünülürse oranın olanaklarına göre bana pahalı gelmedi.

 Dikkatimizi çeken bir durumda, şehirde oldukça fazla Kuzey Afrika ülkelerinden gelenler var, ayrıca fazla sayıda Çinli de gördük. Genelde hizmet sektöründe çalışıyorlar. Çinliler Milano’yu sevmişler anlaşılan. Ayrıca Milano üniversitelerinde de her ulustan öğrencilerinin olduğunu gördük.

İtalya'nın en modern kenti olan Milano'da hayatın yoğun olarak yaşandığı iki bulvar bulunmakta. Bu bulvarlardan daha kısa olanı, bugün kuzeyde Porta Ticinese ve güneyde Porta Nuova olmak üzere bazı kalıntılarına rastlanan 14. yüzyıl rampalarının yerini almış. Kale, şehrin savunma sistemlerinin bir parçası durumunda.

Milano'da bulunan Dominiken Santa Maria della Gracia Manastırı ve Kilisesi ve manastır yemekhane duvarı üzerindeki Leonardo da Vinci'nin Son Aksam Yemeği tablosu görme şansım olmadı.

Milano'dan mutlu ayrıldığımı söyleyebilirim.

 

 

 
Toplam blog
: 487
: 1730
Kayıt tarihi
: 01.04.07
 
 

1965 İstanbul doğumluyum. İTÜ Elektrik mühendisliğinden mezun oldum. Özel sektörde Kalite Bölümünde..