Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '15

 
Kategori
Öykü
 

Militanlar

Militanlar
 

MİLİTANLAR


Şehirde soğuk bir kış günü…

Üniversite öğrencileri okuldan çıkmışlar. Duraklar ve yollar anacık babacık.

127 nolu belediye otobüsü durağa yaklaşıyor. Kasım, diğer yolcularla birlikte ite kaka otobüse biniyor. Ancak her zaman olduğu gibi yine yer yok. Ayakta durmak zorunda.

Yıl Bindoküzyüzyetmişsekiz…

Kasım, Sosyal Bilimler Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi. Anarşi almış başını gitmiş, her yerde kavga dövüş, her yerde gerginlik…

Boykotlar, mitingler, yürüyüşler, marşlar, bildiriler, pankartlar, çatışmalar, yaralanmalar, ölümler, cenazeler…

Okulda bir yandan hocalar ders anlatıyor, bir yandan dinamitler atılıyor, bombalar patlıyor, silahlar konuşuyor.

Aniden sınıf kapıları açılıyor ve öğrenciler zorla kantinde toplantıya götürülüyor.

Ders mi yapılıyor, savaş mı yapılıyor belli değil.

Kasım bunları düşünürken halk otobüsü çeşitli semtlerden geçiyor, ara sıra duraklarda duruyor, yolcu bırakıyor, yolcu alıyor ve yoluna devam ediyor.

Kasım, camdan dışarıya bakıyor, geçtikleri yerleri seyrediyor. Otobüsün içinde sigara dumanları, uğultular, dışarıdan gelen klakson ve fren sesleri, sık sık açılıp kapanan kapılar…

Bir an için yanına birinin iyice yaklaştığının ve kendisine dik dik baktığının farkında. Okuldan tanıyıp tanımadığını hafızasına soruyor. Yok hayır hiç tanımıyor. Bıyıksız genç bir sağa bir sola kuşkulu gözlerle bakıyor, gözlerini yine Kasım’a dikiyor. Kasım, bıyıksız gencin sağ elinin ceketinin cebinde olduğunu görüyor. Cebinden sivri bir şeyin kendisine doğrultulduğunu anlıyor.

Kasım, herhalde ilk durakta tetiğe basıp otobüsten atlayıp kaçacak diye düşünüyor.

Aklından çocukluğu, ilk- orta- lise öğrenim hayatı, anası, babası, akrabaları, arkadaşları, aşkları, hocaları, dersleri, acıları, sevinçleri bir çırpıda gelip geçiyor.

O anda bıyıksız gencin kendisine pis pis bakarken kafasını başka bir yere çevirdiğini görüyor. Hem Kasım hem de bıyıksız genç bu sefer bıyıklı bir gençle göz göze geliyorlar. Kasım, daha evvel hiç görmediği bıyıklı gencin de elinin paltosunun cebinde olduğunu anlıyor. O da silahı doğrultmuş. Paltosunun cebinden namlunun ucu belirgin bir hale gelmiş.

Bıyıksız militan artık vücudunu bıyıklı militandan yana çevirmiş, birbirlerini kolluyorlar.

Otobüste kimse olayın farkında değil, sanki her şey sessiz bir film gibi cereyan ediyor. Sadece üç kişi gerilim içerisinde: Kasım, bıyıksız militan ve bıyıklı militan…

Derken otobüs bir durakta indirme-bindirme için duruyor. Arka kapıya yakın olan bıyıksız militan birden fırlıyor ve kendisini otobüsten dışarıya atıyor.

Otobüs yoluna devam ederken Kasım bıyıklı militanın ön taraflara doğru gittiğini ve bir sonraki durakta otobüsten atladığını fark ediyor.

Bir süre geçtikten sonra sıra Kasım’ın ineceği durağa geliyor ve o da bir robot gibi otobüsten inip evinin yolunu tutuyor.

 

 
Toplam blog
: 137
: 158
Kayıt tarihi
: 09.03.14
 
 

1958 yılında Söke'de doğdum. Esnaf çocuğu olarak ilk, orta ve lise eğitimimi Aydın ili Söke ilçes..