Milliyet Blog "Güzin Abla'nın Köşesi" değildir!..

Burası, Milliyet Blog dünyamızda yer alan her türlü bilginin ‘paylaşım yeridir.’

‘Şovenizm’ yapma ve bunu ‘yayma’ propagandası ‘yürütme’ yeri değildir.

Hele ‘sözde’ ‘aydınların’ ‘mürekkep yalamışların’ ‘entelektüel mastürbasyon’ yapma yeri hiç değildir.

Hangi ‘ulus’tan veya ‘kavim’den olunursa olunsun; Milliyet Blog, kendini ‘özgürce’ ifade etme yeridir.

Burası ‘er meydanıdır.’

Buna rağmen, neden, bazı ‘Milliyet Blog’ yazarları ‘nick name’ veya ‘mahlas’ Türkçesi ile ‘takma ad’ kullanıyorlar?

Halbuki biz bir ‘Aile’yiz,. ‘Milliyet Blog Ailesi!.’ Haliyle aile bireyleri birbirini tanıyacaklar.

Bazı aile bireyleri biraz ‘gizemli’ biraz da ‘merak uyandırmak’ isteyebilirler. Bu anlayışa sahip olanlar ‘takma ad’ kullanırlar.

Bu anlayışta olan ‘Milliyet Blog’ yazarının blogunu okuduktan sonra ‘şecere’sini öğrenmek istediğimde, ‘takma ad’ın üzerini ‘tıkladığımda’ karşıma ‘sayfa’sı ve ‘profil’i çıkıyor, istediğim bilgiye sahip oluyorum.

Ancak bir diğer anlayış ise, ‘takma ismi’ üzerini ‘tıkladığımda’ karşıma hiçbir ‘bilgi,’ ‘kişisel sayfası’ veya‘profil’ine ulaşamıyorum . Çünkü sistemde hakkında hiçbir ‘data dosyası’ bulunmuyor.

Burada beni rahatsız eden ve meraklandıran; bir blogger Milliyet Blog Web Sitesinde ‘blog metnini’ kamuoyu ile paylaşırken, ‘kimliğini’ neden saklamak gereksimi duymaktadır?

Özgüven  eksikliği yaşayan bloggerlar kaybetmek korkusuyla ‘pozitif hedefe’ kenetlenmek yerine, ‘negatif hedefe’ yakın durmayı daha kolay bulurlar.

Kimliklerini ortaya çıkarmak yerine blog yazılarını ‘gizlice’ başka ‘kimlik’ altında sunmayı tercih ederler. Çünkü beğenilmeme/ reddedilme korkusu taşırlar.

Toplumdan kaçan (soyutlanan) bloggerın yaşadığı ‘deneyimler’ çok zor olabilir. Çünkü genciyle, yaşlısıyla, yoksuluyla ve varsılıyla hepimiz kendimize ait farklı ‘yaşam dersleriyle’ uğraşıyoruz. 

Bu ağır ‘yaşam derslerinden’ “kıssadan hisse çıkarmak,” ‘birikim’ ve ‘deneyimini’ ‘profiliyle’ ’blog köşesinde’ toplumla paylaşmak daha doğru olmaz mı?