Mimar Sinan, Erciyes'e her bakışında...

Orta Anadolu’nun en yüksek dağı Erciyes’i bilirsiniz.

En azından coğrafya kitaplarından biliyorsunuzdur.

Niğde, Aksaray, Kırşehir, Sivas veya Yozgat’tan Kayseri’ ye doğru karayolundan gitmişseniz; Erciyes’in o görkemli yüzünü görürsünüz... Ama öyle bir yer var ki! Erciyes Dağı en güzel pozunu oraya verir. Bu poz, Selimiye Camisinin bir yansımasıdır. Bu yer, Kayseri’nin Ağırnas Kasabasıdır.

Mimar Sinan, Ağırnaslı’dır.

Ağırnas kasabası, taş işçiliğinin en güzel örneklerini günümüze kadar taşıyan bir kasabamızdır.

Küçük Sinan, her gün Erciyes’in o gizemli görüntüsüne kendini kaptırırdı. Selimiye’nin düşlerini bu köyde kurmaya başlamıştı. Sinan, 22 yaşına kadar köyünde kalıyor, bu arada babasından dülgerliği öğreniyor. Köyüne üç kilometre uzaktan künklerle su getiriyor. Köyün üç ayrı yerine üç çeşme yapıyor. Bu çeşmelerden ikisi ayaktadır.

22 yaşında, devşirme olarak, yeniçeri ocağına alındı.

Enderunda bir süre dülgerlik dersi aldı.

Yavuz Sultan Selimle İran ve Mısır seferlerine katıldı.

Gittiği yerlerde mimari eserler her zaman dikkatini çekti.

Kanuni Sultan Süleyman’la Belgrad, Rodos seferlerinde bulundu.

Becerikli ustaların yanında, cami, han, hamam çeşme köprü yapımlarında bulunarak mesleğinde hızla ilerledi.

Daha sonra Mimarbaşılığına yükseldi.

Mimarbaşı olduktan sonra, ilk eseri , Ayazpaşa Türbesidir.

Yaşamı boyunca, 477 esere hayat verdi.

Mimar Sinan, Şehzade camisi için çıraklık, Süleymaniye için kalfalık, Selimiye için de ustalık eserimdir demiştir.

Yaptığı eserlerin üzerinden dört yüz yıl geçmiş olmasına rağmen bir benzeri yapılamamıştır.

Dünyanın en büyük mimarları arasında yerini almıştır.

Mimar Sinan’ın doğduğu kasabada her yıl 9 Nisan Mimar Sinan’ı anma günüdür.

Bunun yanında Mimar Sinan’a sahip çıkan köylerde vardır.

Cırlavuk köylüleri uzun süre, Mimar Sinan’ın kendi köylüleri olduğunu iddaa etmişlerdir. Köylerinin adını, Mimar Sinan olarak değiştirmişler. İki köy arasında bu durum kavgalara sebep olmuş. Konu, Ağırnas ve Cırlavuk köyleri arasında mahkemelik olmuş, Sonunda tarihi belgeler ışığında, Mahkeme Mimar Sinan’ın Ağırnaslı olduğuna karar vermiş.

Bu belgelerden biri de, Kıbrıs’ın fethinden sonra Anadolu’dan aileler, padişah fermanıyla Kıbrıs’a gönderiliyordu.

İkinci Selim’in Fermanında Mimar Sinan’ın köyü Ağırnas da vardır.

Mimar Sinan bunu duyar. Padişahın huzuruna çıkar durumu anlatır.

Padişah da, 86 yaşındaki Mimar Sinan’ı kırmaz. Fermanı değiştirir. . . Böylece, Ağırnaslılar yerinde kalır.

Bu köyde, Mimar Sinan’ın eserleri henüz ayakta.

İstanbul’u suya kavuşturan Mimar Sinan’ın yaşamının sonunda suyunun kesildiği de kayıtlarda yerini alıyor.

Yazıma yorumuyla katkıda bulunan Kayserili yazar sayın İbrahim Pekbay'ın eklediği , Arif Nihat Asya'nın Mimar Sinan şiirini de paylaşmak istiyorum...

Dağ parçası kubbeler ufaktan, iriden
Gel, haşmeti gör yandan, ileriden, geriden;
Bir mucize devrinde Sinan, Erciyes’i,
İstanbul’a dikmiş, getirip Kayseri’den
***
Ağırnas’dan Erciyes’e bakarken, Selimiye’nin düşlerini kuran Sinan’ı bir kez daha saygıyla anıyorum.

Mimar Sinan’ın köyünde, iki yıl öğretmen olarak çalışmış olmaktan da mutluluk duyuyorum...