Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Misafirlere karşı ayıp oluyor ama...

Misafirlere karşı ayıp oluyor ama...
 

Dün İstanbul'da uluslararası önemi olan bir toplantı yapıldı. 25 Haziran 1992'de İstanbul'da imzalanan bir deklarasyonla hayata geçirilen Karadeniz Ekonomik İşbirliği'ne üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları 15. yılda yine İstanbul'da bir araya geldiler.

Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından temsil edildiği toplantıda tatsız bir olay yaşandı. Görüşmelere katılan cumhurbaşkanıyla başbakan kendi aralarında bir değerlendirme yapıp zirvede daha iyi sonuçların alınması için işbirliği yapmazken birbirilerinin yemeklerine de katılmadılar.

Bugünkü Hürriyet gazetesinde "Misafirlere Ayıp" manşetiyle duyuulan bu haber bana çocuk yıllarıma ait bir anıyı hatrılattı.

1965 seçimlerinde henüz ortaokul öğrencisiyim. Partilerden birinin temsilcisi olarak bana sandık başında görev verdiler. Çocuk yaşıma rağmen kendimce sempati veya antipati duyduğum partiler var.

Bu partilerden bir tanesinin sandık görevlisi emekli ve yaşlıca bir öğretmen. Sandık başında sabahtan hayli boş vaktimiz olduğu için herkesle biraz sohbet etme imkanı buldum.

Öğretmen amca mesleğin verdiği sıcaklıkla bana bir öğrenci ve yaşı da hayli genç biri olarak oldukça yakınlık gösterdi.

Öğleye doğru bütün parti teşkilatlarından sandık başındaki görevlilere kumanyaları geldi. Bana bir şey getiren olmadı. Vakit bir hayli ilerledikten sonra artık kumanya geleceğinden ümidini kesen öğretmen amca, beni yanına çağırarak, gel evladım, Allah ne verdiyse birlikte yiyelim diye bir teklifte bulundu.

Bense onun başka partiden olduğunu düşünerek, bu teklifini "benim karnım aç değil" diye kibarca reddettim ve akşama kadar aç biilaç sabrettim.

Sonradan bu olay aklıma geldikçe hep gülerim. Aslında burada biraz ağlanacak bir hal de var. İki parti mensubu arasında böyle bir soğukluk, böyle bir samimiyetsizlik olmalı mı? Hayır. Şimdiki aklımla binlerce kere hayır.

Çünkü her siyasi partinin amacı ülkeyi daha iyi bir refah seviyesine yükseltmektir. Ancak hepsinin kendine göre siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan farklı metotları vardır ve öyle olması lazımdır. Yani sonuçta hepsinin amacı bir, yöntemleri farklıdır.

Böyle olunca bir parti mensubununu ötekini kendine düşmanmış gibi algılamasını gereketirecek ne vardır?

Hepimiz aynı yolun yolcusu olduğumuza göre, birbirimize yardımcı olmak, birbirimizin eksiğini tamamlamak zorunda değil miyiz? İdeal olan budur ama, bugün yine maalesef görmekteyiz ki, bir partinin mensubu öbür partiyi ve mensuplarını neredeyse vatan haini gibi görmektedir.

Bu anlayışı ortadan kaldırmadıkça, bizim demokrasiyi uygulamamız ve başarılı bir sonuca ulaşmamız mümkün değildir.

On beş yaşında yaşadığım bu gençlik hatasını, bugün devletin en üst kademesine gelmiş insanlarda görünce yine önce bir gülümseme belirdi dudaklarımda. "Bu kadar mı çocuk bunlar" diye düşündüm.

Sayın Cumhurbaşkanı öğleyin başbakanın verdiği yemeğe katılmamış. Elbette böyle olunca akşam da cumhurbaşkanının verdiği yemeğe başbakan Erdoğan iştirak etmemiş.

Gerçi onlar benim gibi aç kalmamışlardır ama yine de ayıp etmişler. En azından misafirlere karşı böyle davranmamaları gerekmez miydi?

Niye misafire karşı riyakârlık yapalım ki... Asıl bu millete karşı onların birlik ve beraberlik içinde olması gerekmez miydi? Birbirlerine karşı hangi sebeple olursa olsun, küs de olsalar, bir devlet zirvesinde devletin işleri görüşülürken birbiriyle istişare etmeleri, yaptıkları temasları değerlendirip yeni politikalar üretmeleri, kime karşı hangi savlarla Türkiye'nin menfaatini daha iyi savunabileceklerini düşünüp görüşmelerin olumlu geçmesini sağlayacak alternatifler yaratmaları gerekirdi.

Ben vatandaş olarak ikisini de kınıyorum. Bir seçim ortamına doğru giden Türkiye'de cumhurbaşkanıyla başbakan birbirine küs olursa, rakip partilerin mensupları arasında akla hayale gelmedik şeyler yaşanabilir.

Vatandaşlar arasında birlik ve beraberliğin sağlanabilmesi için örnek olması ve gayret göstermesi gerekenlerin tam tersine bir davranış sergilemelerini bir vatandaş olarak doğru bulmadığımı sayın büyüklerime arz etmek istiyorum.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..