Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '12

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

Mısır / Kahire Seyahati -1

Mısır / Kahire  Seyahati -1
 

Havalar 2 gün güzel gitti, herkes tatil programlarını yapmaya başladı, ben de eski tatil notlarını karıştırırken ohooo neler buldum neler.. Bugün size Mısır seyahatiyle ilgili bilgiler geçeceğim, önümüzdeki günlerde de diğer yerlerle ilgili yazılarım olacak.. Belki tatil için bir fikir olur size, ya da gideceğiniz yerle ilgili ön bilgi edinmiş olursunuz..

Mısır /  Kahire Seyahati  (Macerası desek daha doğru )

Aslında herkes gibi bizim de ilk gidilecek yerler listemizin başında yer alan Mısır ,Avrupa'yı gördükten sonra nedense daha bir alt sıralara inmişti. Taa ki Onurcuğumun - Kaynım olur kendisi - ( Yeni nesil bilmez şimdi , Kayn= Eşinizin Erkek kardeşi ) bir süreliğine Mısır 'da yaşamaya başlamasıyla " hadi bi gidek görek orıları gari " diye karar verdik..

8 günlük bu mistik tatil için beni heyecanlar basmıştı bile.. Sonuçta Haziran ayında çöle gidiyorduk resmen?! 60 faktörlü güneş koruyucuları, şapkalar, kum çakıl geçirmeyen bağcıksız spor ayakkabılar vs.. vs.. vs..Hepsinin ne kadar da gereksiz olduğunu gittiğimizde anlayacaktım..

(Bayağı da çölmüş maşallah.. )

(Hava sıcaktı ama hafif esintili bir hava, Piramitlere gittiğimizde bile hiç bunalmadık..)

Mısır'a giderken gayet güzel vize başvurusunda bulunuyorsunuz, öyle kardeş dinler ülkeler filan dinlemiyorlar, dostluk başka iş başka diyorlar yüzünüze karşı.. Yani Mısır'a VİZE var.. (20 € kadardı sanırım)

Kahire Havalimanında büyük maceramız başladı, Mısır'da genel bir davranış biçimi, kimden yardım alsanız mutlaka bahşiş istiyor.. Birine yol sormanız, hatta bazen göz kontaktı kurmanız bile sağ ellerini hemen size uzatmalarını sağlıyor.. Sağolsunlar o sağ el hep yüzünüze karşı maşallah..

Havalimanında lavaboya gittim, buarada Cenk birileriyle tartışıyordu,tatil havasına öyle girmişim ki moralimi hiç bir şey bozamaz.. Neyse lavoboda elbisemin arkası kıvrılmış, görevli teyze eteğimi düzelttiği gibi elini açtı, ben de gayet güler yüzümle elini sıkmak için hamle yapacakken, kadın kapının önünde durdu geçmeme izin vermedi, eli havada para istiyor?! Ben o can havliyle (nedense beni boğacak gibi geldi .. korku filmlerinde olur ya, sarı gözlü zenci kadın katil çıkar..) Türkçe "git beeee!! " diye bağırmamla kadın kapıyı açtı, esas o benden korktu zavallı.. Neyse Cenk'i buldum sağ salim, koluna yapıştım yok dedim burası bana göre değil, öyle kafama göre takılmayayım..

( Korkmuş bir Ebrashca )

Havalimanından çıkana kadar eline telsiz alan herkes sizi durdurup kimlik soruyor, bir havalar filan.. Neyse en sonunda bavulumuzu bulduk tam artık kapıdan çıkarken yine telsizli bir görevli bizi durdurdu, bavulumuza baktı, yetmedi aldı kaldırdı, kendince tarttı?!? Sonra da içinde ne var dedi?? Cenk'de her zaman ki American Boy tavırlarıyla " Oh! some clothes , shoes, playstation...... " diye saymaya başlayınca hemen bıraktı bizi.. (Avrupalı şapşal bakışlı turistler vardır ya onlardan sandı bizi herhalde.. )

Yola çıkmadan bir gün önce telefonda Onurla son rötuşlar için konuşurken, Onur ; " Yengoşkocum zamanda yolculuğa hazır mısınız?? " dediğinde, ne söylediğini anlamış görünsem de hiç ama hiç anlamamıştım..

Havalimanından çıktık, Onurcuğum bizi karşıladı, bütün tatil boyunca bize sürpriz üstüne sürprizler.. hediyeler.. Çok ince ruhludur sağolsun.. (Asılmayın yakında nişanlanıyor ;) Aşk hikayesini ise ilerleyen bir postta yayınlayacağım ;)  ) Taksiye bindik yola çıkar çıkmaz vaaay dedim nasıl bir yermiş bu Kahire, nasıl modern, piramit şeklinde cami bile yapmışlar?! Yalnız bu görüntüler havalimanından ilk çıkanların ağzına bir parmak bal çalmaktan başka birşey değilmiş..

Neyse iyice şehrin içine girdiğimizde Onur'u çok iyi anladım.. Zamanda yolculuk başlamıştı.. Türkiye'nin 20 yıl önceki hali.. Sokaklar.. dükkanlar..Trafik felç ötesi İstanbul trafiğine laf atanlar bir de Kahire'yi görmeliler.. Trafik ışığı diye bir şey yok, var da kırmızıda duran yok.. Mütemadiyen akan bir trafik var.. Aman yeşil ışık yandı, karşıya geçeyim demeyin, Allah muhafaza son geçişiniz olur.. Buarada arabaların büyük çoğunluğu Türkiye'den gidiyormuş.. Her yer Murat131 / Murat 124 ve Serçe dolu.. Arabalar çarpışmaktan mutlaka ama mutlaka kapılar, tamponlar içeri göçmüş.. Araçlar o kadar bizim ki, bir aracın arkasında Türkçe  "Kaderimsin " yazıyordu :)) Türkiye'den toplayıp orada satmışlar demek ki..

Misafirperver taksiciler;

Bir taksiye bindiğinizde mezdekevari son ses şarkılar sizi karşılıyor.. Yalelli terelelli filan bangır bangır çalıyor, şoförden kısmasını rica ediyorsunuz ters ters bakıyor.. Klimayı açmıyorlar karşılığında para istiyorlar.. 100km. hızla giderken aracın bütün pencereleri açık, artık saç baş kafa kalmıyor.. Gideceğiniz yere vardığınızda taksimetrede yazanı tam öderken, taksici "hayııır bahşiş te vereceksin "diye başlıyor pazarlığa?!?! Yani sonuçta orada yazan neyse onu ödeyeceğinizi falanı filanı anlatmanız önemli değil, o adam o an sizden bahşiş istiyor, ne kadar ayıp hem vermezseniz arabadan inip peşinizden koşuyor?! Tekme tokat bahşişini de alıyor sonra da saf saf  "helal et" ! diyor?! İngilizce bilmiyorlar, e siz de Arapça bilmediğinize göre tarzanca anlaşıyorsunuz.. Ama tabii " bahşiş / helal /haram " gibi sözcükler bizim dilimizdekiyle aynı olduğundan sorun yok çok güzel anlaşabiliyorsunuz..

(Şu miniş böcüklerden tüm hediyelikçilerde var. Antik Mısır'da bereketi temsil ediyor.)

Alışveriş merkezinde de olsanız ( büyük mağazalar ve marketler hariç ) mutlaka ama mutlaka pazarlık yapın.. Pazarlık alışverişin bir parçası.. Hiç çekinmeyin çünkü açılış fiyatıyla son fiyat arasındaki uçurumu görünce, duruma hemen alışıp diğer alışverişlerinizi daha bir yüz göz olmuş şekilde  yapıyorsunuz.. Fiyatlar çok ama çok ucuz, 20-25 km. yol gidiyorsunuz TL hesabıyla 8-10 TL ödüyorsunuz ,hediyelikler, yiyecekler çok uygun..

Gezilecek görülecek çok fazla yer var. Şehir Eski Kahire ve Yeni Kahire olarak adlandırılmış. Eski Kahire çok otantik.. İstanbul Kapalıçarşı 'ya benzer (sadece üzeri açık) , Khan el Khalili isimli bir çarşısı var ,

Altın -Gümüş takılar, bakır ibrik,tencere vs.. ,sedefli kutular, sandıklar, otantik ürünlerle dolu.. Aynı yerde tarihi camiler, Sultanahmet meydanına benzer bir meydan ve tarihi binalar var. Osmanlı dokunuşları heryerde zaten.. Kahire Müzesini ve özellikle müze içerisindeki Tutankamon'un Hazinesinin bulunduğu bölümü ziyaret etmenizi tavsiye ederim..

(Altından yapılmış Tutankamoncuğum.. Pek lüx düşkünüymüş.. Altından heykelini kendi mi yaptırmış acaba? )

Yeni Kahire'de modern binalar ve alışverişmerkezleri var. Star's City alışveriş merkezinde H&M 'den Adidas'a kadar bütün markalar var. Yalnız markaların 3 sezon önceki ürünleri gayet kirli bir şekilde yeni sezon olarak satılıyor.. Buarada Koton, Sarar, Flormar, İstikbal gibi mağazaları, marketlerde Evyap, Şölen, Pınar vs.. markaları görebilirsiniz.. Aynı alışveriş merkezinin üst katında gayet modern mağazalar arasında dolaşırken birden dev gibi oymalı bir kapıdan giriyorsunuz, Eski Kahire'deki Khan el Khalili çarşısından yapmışlar, her yer ahşap bütün dükkanlar aynen çarşıdaki gibi dizayn edilmiş..

Yani bir  gün önce Khan El Khalili'de almadığınız ve akşam " ayy niye almadııım :( " diye dövündüğünüz o güzel gümüş takıyı, yine burada bulabiliyorsunuz..

Buarada şehrin tam ortasından Nil Nehri geçiyor, günbatımında muhteşem manzara sizi içine alıyor..

Nehir turuna katılabilir ,night showlarla eğlenebilirsiniz,farklı bir yapısı olan şehirde kadınlar da geç saatlere kadar dışarıda olabiliyor. Mesela Nargile kafelerde gece vakti kadınlar karşılıklı nargile tüttürürken, çocuklar masa etraflarında o köz dolu sıcak nargilelerin arasında koşuşturuyor?! (Bizde olsa kadın çoktan çimdiği basmıştı çocuğa..) Çok modern gece kulüplerinde gayet modern bayanlar görebiliyorsunuz..

Kahire dini, tarihi ve kültürel yapısının yanında, çok modern bir yapıyı da içerisinde barındırıyor.. Aynı gün içerisinde bir çok duygu karmaşası yaşayabiliyorsunuz.. Mutlaka gezilmesi ve görülmesi gereken bir yer..

Yarın Piramitler gezimizi anlatacağım.. Bakalım çalışkan, zeki ama bir okadar şaşkın Türk Ebrashca Piramitlerde neler yaşamış ;)

Şimdiden hepinize mutlu bir haftasonu diliyorum.. Çok güzel vakit geçirin .. Çok eğlenin..

 
Toplam blog
: 13
: 479
Kayıt tarihi
: 07.03.12
 
 

17.04.1983 / İstanbul doğumlu , kocasının Ebrashca’sı ,anne-babasının hala bebeği, abisinin karde..