MİT, Kürtler ve Ortadoğu

Küresel anlamda büyük bir öneme sahip olan Ortadoğu coğrafyasında, irili ufaklı birçok ülkenin siyasal aktörleri ve İstihbarat birimleri ile aktif faaliyetler yürütmekteler.

Ana öznesine her ne kadar bölgenin ‘iyiliğini’ yerleştiriyor olsalar da reel ütopyalarla zerre kadar ilgisi yoktur.

Tüm gaye, ülkeleri lehine tespit edilen menfaatleri çerçevesinde saha da bulunmaktır.

Binlerce km öteden bu topraklara hedef koyan global devletler, bir ‘neden’ yaratmak noktasında fevkalade tecrübe sahibidirler.

Tarih süreçlerinde genel ‘neden’ olarak etnik ve mezhepsel sorunların ortaya konulması söz konusuyken, özellikle son yüzyıl itibariyle ise Kürtler ana eksende öne sürülmekte, kullanılmak istenmektedir.

ABD’li diplomat Dinsinde bir açıklamasında; ‘Kürtler kendileriyle ilgilenmemizin, onların hedefleriyle de ilgilendiğimiz anlamına geldiğini sanıyorlardı.’ demiştir.

Yani Kürtlerin bir ‘neden’ olarak öne sürülmelerinde söz konusu yapıların Kürtlere karşı olan bir sevgi veya ilgilerinin değil, ülkesel amaçlarının nihai hedef olduğu çok açıktır.

Devletlerden de ziyade, Ortadoğu’da faaliyet göstermekte olan tüm İstihbarat kurumlarının ana ekseninde de Kürt realitesi vardır.

Okyanus ötelerinden gelip bu topraklarda bozgunculuk ve ayrıştırıcı çalışmalar yürüten bu yapılar istedikleri gibi yabancı oldukları bu coğrafya da aktif yer almaktadırlar.

Ancak ne yazık ki, sadece ülkemizin İstihbarat birimi MİT’in her anlamda aktif olması, Kürt toplumu ile ilgili tüm alanlarda çalışmalar yürütmesi, gelecek anlamından çözüm önerileri ve diyalog raporlarını iletmesi, her defasında engellenmiş ve provake edilmiştir.

Kürt realitesinin yanısıra, Türkiye açısından bir Terör gerçekliği de söz konusu olan bu durum, MİT’in ana unsur olmasını elzem kılmaktadır.

Her iki yönden de asli yapı ve çözüm gerçekliği MİT olmaktadır.

Bu realitenin farkında olan dış güçler, gerek kendi söylemleri ve pratikleri, gerekse de ülkemiz içerisinde ki yerli işbirlikçileri aracılığıyla, her fırsat da bozgunculuk yapmaktadır.

MİT’ in dahil olduğu tüm kritik süreçleri sabote etmekten geri durmamışlardır.

Öyle ki, MiT Başkanı Hakan Fidan’ın tutuklanmasını isteyecek kadar da şuursuz bir noktaya kadar ulaşmışlardır.

Ortadoğu halklarının menfaatleri ve geleceklerine dönük gerçek, insanın refahına dayalı bir coğrafya arzu eden bir istihbarat yapısı söz konusu ise, bu sadece MİT olabilecektir.

MiT yaptığı tespit ve analizlerle, Kürt toplumunun sorunları ve ihtiyaçlarının her daim bilincinde olmuştur.

Tüm engellemeler ve Terör realitesine karşın, Ortadoğu halklarının beklediği en güzel yarınlar MİT’in özde faaliyetleri ve çözüm tespitleri ile gelecektir.