Morgan Freeman

Dün akşam bir internet gazetesinde tartışmasız en sevdiğim aktörlerden olan Morgan Freeman'ın kaza geçirdiğini ve durumunun ciddi olduğunu okudum. Ağır yaralanmasına rağmen kendisini kurtarmaya gelen ilk yardım ekipleriyle şakalaşmış. Cep telefonu ile kendisini görüntülemek isteyen birine de ' Bedava yok ' diye bağırmış.Tabii bu haberin magazin kısmı, doğruluğu tartışılır. Ama, Freeman gerçekte de filmlerindeki gibi biriyse, aktarılanların doğru olduğuna da hiç şaşmam doğrusu.

Morgan Freeman 1937 doğumlu bir aktör. 1989 yılında Driving Miss Daisy filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Altın Küre akademi ödülü aldı. Bu filmi vizyona girdiğinde sinemada seyretmiş, çok etkilenmiştim oyunundan. Sonrasında da televizyonda izlemiş, daha da çok beğenmiştim.

2004 yılında da Million Dollar Baby filmindeki rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında Oscar ödülü aldı. Bunun dışında 1987 yılında Street Smart filmiyle, yine en iyi erkek oyuncu dalında adaydı. 1994 yılında da Esaretin Bedeli filmiyle en iyi erkek oyuncu dalında Oscar'a aday gösterildi. O filmi de favorilerimdendir.

Son seyrettiğim filmi Jack Nicholson ile başrolü paylaştığı, bizde Şimdi Ya da Asla adıyla bilinen The Bucket List adlı filmdir. Seyretmediyseniz mutlaka hafta sonunu için elinizde bulundurun derim. Walter Matheu ve Jack Lemon ikilisinden sonra hiç bir ikiliyi seveceğimi sanmazdım. Nicholson ve Freeman müthiş bir ikili olmuşlar bu filmde. Filmin konusundan söz etmek isterdim ama, seyretmeyenler için tadı kaçardı filmin.

Freeman'ı seyretmeye doyamadığım pek çok film var. Komedi dalında Aman Tanrım 1 ve 2'de özellikle. O rol ona öyle yaraşmıştı ki, eğer o rol için birini seçme şansı verilseydi başka birini koyamazdım yerine.

Burada onun filmlerini saymak istemiyorum aslında. Gerçek olan şu ki, film seçerken 3 kriterim vardır; filmin ne kadar ses getirdiğine bakmak, yönetmenine göre seçmek, oyuncularına bakıp seçmek gibi. Eğer Morgan Freeman varsa, şüphesiz çok güzel bir filmdir der ve hemen alırım DVD'sini. Hiç de yanılmadım bugüne kadar. Hatta, adını şu an hatırlamadığım, işsiz kalmış bir aktörün, bir hipermarketteki kasiyer kızla olan macerasının anlatıldığı filmi bile çok beğenmiştim. Oysa o film hakkında basında tek cümle okumamıştım.

Morgan Freeman denince aklıma ilk gelen yapmacıksız kahkahası ve davudî sesi oluyor. Rol icabı bile olsa şahit olduğum en içten kahkahayı atıyor.

Zenci sanatçıları hep takdirle anmış ve bir anlamda fanatikleri olmuşumdur. Özellikle müzik denince aklıma onlar gelir. Nat King Cole liste başımdır her zaman. Lois Armstrong'u yazmaya bile gerek yok, tarihte iz bırakmış bir müzisyen çünkü. Yine Ray Charles ve Sezen Cumhur Önal'ın dediği gibi diğer çikolata renkli sanatçılar. Caz dünyası denince, gençlerin argo deyimiyle zencileri tek geçerim.

Morgan Freeman'ın kaderi hep yardımcı erkek rolü oynamak olsa da, o her daim benim gönlümün Oscar'lı başrol oyuncusudur. Bu anlamda hakettiği yeri asla bulamamış olduğunu düşünüyorum.

Sevgili Freeman, hiç bilmediğin bir şehirde, tanımadığın bir kadın senin iyileşmen için dua ediyor. Lütfen bu kez mucizeni kendin için göster ve bizleri sensiz bırakma beyazperdede...