Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '21

 
Kategori
Eğitim
 

MSGSÜ 2021-22 YILI BAŞLADI

MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ 2021-22 EĞİTİM YILI BÜYÜK UMUTLARLA AÇILDI

Kolay değil, tüm Dünya’da pandeminin başlangıcı her şeyi alt üst ettiği gibi, bu durumdan en çok etkilenen de kültür ve sanattı. Tüm etkinlikler durduğu gibi, derslerin de online yapılması zorunluluğu ortaya çıkmıştı. Sanat eğitimi bu şekilde nasıl yapılırdı tabi ki, yeterli değildi. Aradan uzun bir süreç geçtikten sonra, etkinlikler ve eğitim kurumları da normale dönme sürecine girmek zorundaydılar, yoksa sistem iyice çökecekti. Her şey koşullara göre yeniden düzenlenerek buluşmalar başladı. İşte bu buluşmalardan birini de gerçekleştiren bir eğitim kurumu vardı. Kuruluşu, sanat tarihçi, arkeolog, müzeci, ressam Osman Hamdi Bey tarafından 1882’de Sanayi-i Nefise Mektebi adıyla kurulan ve 2 Mart 1883’de öğretime başlayan, ülkemizin ilk sanat ve mimarlık yüksek okulu olan, 1928’de Güzel Sanatlar Akademisi adını alıp ve böylece ülkemizde Akademi unvanını alan ilk yükseköğretim kurumu olan Mimar Sinan Üniversitesi'nin "2021-2022 Akademik Yıl Açılış Töreni" 18 Ekim 2021 tarihinde gerçekleşti.  Törene, İstanbul Valisi Ali YERLİKAYA, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU, Beşiktaş Kaymakamı Önder YERLİKAYA, Şişli Belediye Başkanı Muammer KESKİN de katıldı. Eski Beşiktaş Askerlik Şubesi’nin de bulunduğu askeri alanın devredildiği okulun yeni mekânı olan Dolmabahçe Yerleşkesi ile 24 dönümlük daha alan eklenen üniversitenin açılış töreninde önce Mustafa Kemal Atatürk ve şehitler için saygı duruşu ardından, şef Erdem Çöloğlu yönetimindeki Konservatuvar orkestrasının seslendirdiği İstiklal Marşı icra edildi.

Açılış konuşmacı olarak MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi, yaşanılan bu uzun pandemi dönemindeki sıkıntılı günlerden sonra, törenin yapıldığı Dolmabahçe Yerleşkesi’nin MSGSÜ’ne verilmesinden dolayı duyduğu mutluluktan, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere herkese teşekkür ederek, alanının yapıldığı üniversitenin mimarlık fakültesinin de depreme dayanıklı şekilde restore edileceğini belirtti. Bu alanda MSGSÜ mezunu mimarlar tarafından çevreye uyumlu bir konser salonu yapmayı düşündüklerini belirterek, "Deprem güçlendirme nedeniyle mevcut yerlerinde ders yapamayan bütün öğrencilere fiziki mekân sağladık. Bu nedenle bugün içinde bulunduğumuz mekânın anlamı bizim için çok büyük. İstanbul'un kalbinden ayrılmadan 24 dönümü daha üniversitemize kattık. 1999 depreminden bu yana ciddi bir işlem görmemiş artık kırmızı alarm vermiş mimarlık fakültemiz için deprem güçlendirme işlemini başlattık. Fakültemize yaz aylarının başında yerleşmiş olacağız. Fındıklı rıhtımının yeniden düzenlenmesi için öğrencilerimiz arasında bir fikir yarışması düzenledik. Bu çalışma da mimarlık fakültesine paralel olarak tamamlanacaktır. Edip Cansever’in oğlu sayın Ömer Cansever'e ben de bir edebiyatçı olarak teşekkür ediyoruz babası Edip Cansever'in kütüphanesini kütüphanemize bağışlamıştır" diye konuştu. 

Açılış töreninde ikinci olarak konuşan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, öğrencilere staj olanağı sağlayacağını belirterek, "Kurulduğu günden bugüne üniversitemiz sadece İstanbul’umuzun değil ülkemizin sanat, mimarlık ve tasarım konularındaki en köklü üniversitesi olma özelliğini sürdürmeye devam edecektir. Bu içinde bulunduğumuz bu güzel üniversitenin bu yeni topraklarında gördüğünüz ne kadar tarihi eser varsa bunların tamamının restorasyon projesini yine bu üniversite yapacak. Kurula beraber arz edeceğiz sonra İstanbul Valiliği olarak sizlerle beraber buranın restorasyonunda da staj yapacaksınız beraber çalışacağız. En güzel şekilde Dolmabahçe'ye komşu olan bu güzel mekânı bu üniversiteye yaraşır hale getireceğiz" dedi.

Yazar ve gazeteci Doğan Hızlan da sanatın önemini vurgulayarak, gelinen durumdan memnuniyetini belirterek, edebi eserlerden örneklerle konuşmasını tamamladı.

Prof. Dr. İlber Ortaylı Mimar Sinan'ı anlatarak üniversitenin öneminden bahsetti. Ortaylı, "Mimar Sinan Türkiye'nin büyük dâhisidir. Artık o güne geldik ki paranın üstünden resmi kalktı. Bir de bir sürü ecnebiler soruyor. 'Mimar Sinan'ın burada resmi vardı neden yeniden basmıyorsunuz?' diye. Merkez Bankası'na ihtar ederiz. Türk banknotlarının üzerinde kimin resmi olacağı buradan anlaşılıyor. İnsanlar bu ülkeyi gezdikçe bu ülkenin aslında büyük sanatçıları olduğunu anlıyor. Mimar Sinan Üniversitesi de onlardan biri. Bu kurumunda her kurum gibi eksiklikleri var kurumu yönetenlerinde öğrencilerinde her yerde olduğu gibi eksiklikleri var çünkü biz bize benzeriz. Ama şurası da bir gerçek; Burası da Türkiye'nin köşeyi döndüğünü gösteren kurumlardan biridir. Allah uzun ömürler versin" diye konuştu.

Prof. Zeliha Berksoy da öğrencilere açılış dersi verdi. Berksoy, sanatın önemini belirterek, "Bu konservatuarda Ankara'nın ruhuyla 1971 yılında kuruldu ve bugüne kadar geldi. 50 sene bir çeyrek asır ve 1974 yılında benden opera dersi vermem istendi kabul ettim. 1978'de tiyatro bölümünü kurduk. Bu bakımdan tiyatro 5 senedir, opera 7-8 senedir ondan sonrası da devam etti. Sanatçıların hepsi ayrıdır o başka bir şey. Operanın teknik tarafı daha zordur. Bu bakımdan sanata güvenin insanın ruhunu kurtaracak yegâne şeyin sanat olduğunu düşünüyorum. Son 30 yıldır ekonomik nedenlerden dolayı dünyada gençler hırçınlaştı, birbirlerini kırıyorlar ama bunların hepsinin ilacı sanattır" dedi.

Açılış dersinden sonra konser programına geçildi. MSGSÜ Akademi Orkestrası ve MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası konserinin orkestra şefi M. Erdem Çöloğlu idi. Orkestra konserin ilk eseri olarak W.A.Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operası uvertürünü başarılı bir şekilde seslendirdi.

Konserin ikinci eseri olarak, A. Vivaldi’nin (Le quattro stagioni) 4 Mevsim adlı konçerto dizisinden 4. Konçerto olan Kış bölümünün icrası için sahneye gelen keman sanatçısı Pelin Halkacı Akın, ‘’Allegro non molto, Largo, Allegro’’ olarak üç bölümü olan bu güzel eseri orkestra eşliğinde aynı güzellikte icra ederek, hak ettiği alkışları aldı.

A.A.Saygun’un Yunus Emre oratoryosu çok sevilen ve icra edilen bir eserdir. Bu eserde tenorun icra ettiği bir resitatif vardır ki, bu da esrin en güzel bölümlerinden biridir. ‘’Yalancı dünya’’ adlı bu resitatif için sahneye gelen tenor Caner Akın bu şarkıyı söylerken, bende ses kaydı bulunan ve bu eseri ilk yorumlayanlardan olan Devlet Sanatçısı Aydın Gün geldi. O da aynı güzellikte icrada bulunarak bolca alkış aldı.

Sırada MSGSÜİDK Opera Bölüm Başkanı olan soprano Tülay Uyar Hatip’in, yine aynı okulun kompozisyon bölümünden Prof. Hasan Uçarsu’nun ‘’Yaşamak ne güzel şey’’ adlı şarkısını o kadar güzel ve içtenlikle söyledi ki, alkışları da hak etti.

Bas Burak Bilgili, Devlet Sanatçısı, Orkestra Şefi Prof. Gürer Aykal’ın Köroğlu düzenlemesi yaptığı şarkı ile çıktığı sahnede, güzel bir yorum ile herkesin beğenisini alarak, alkışları da hak etti.

Tüm solistli konserlerin vaz geçilmez bir parçası vardır ki, bu parça çok sevildiği için genellikle, konserden sonra (bis) olarak, izleyenleri mutlu etmek için sunulur. G.Verdi’nin La Traviata operasının II. Perdesindeki, Brindisi ‘’Libiamo! Ne’ lieti calici’’ parçası için 3 solist birlikte sahneye gelerek, birlikte icra ettikleri bu güzel eserle çok büyük beğeni kazandılar.

Açılış Konserinin son eseri, ünlü Rus Bestecisi İgor Stavinski’nin, galası 1913’de, Nizinsky'nin yaptığı alışılmamış koreografi, müziğin armonik yapısı, asimetrik ve değişken ritmik yapısı nedeniyle eser büyük bir tiyatro skandalı olan, sonradan çok sevilerek sahnelerin vaz geçilmez bale eserleri arasına giren, Le sacre du printemps (Bahar Ayini) bale müziğinin, benim de çok sevdiğim finali olan, solo kornonun başladığı kısım olan son derece güzel parçayı şef yönetimindeki orkestradan dinlerken, nefesimi adeta tuttuğumu anımsıyorum. Çünkü oldukça teknik gerektiren, solo kornonun derinden gelen ve tüm orkestrayı uyandıran sesine önce arp, sonra yaylılar, nefesliler derken giderek diğer tüm sazların da sırasıyla katılımı ile büyük bir coşkuya oluşan müzik, sonunda fanfarlı bir yapı finale giderken, tüm ihtişamı ile kulakları dolduran, kararlı ve yüreklendirici bir finale gider ve bunu izleyen seyircilerin de müthiş alkışlarını hak ediyordu.

Bu eserle Orkestra Şefi Erdem Çöloğlu yönetimindeki MSGSÜ Akademi Orkestrası ve MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası konseri başarılı bir şekilde sona ererek, okul yeni eğitim ve sanat yılına büyük umutlarla girildi. Bu yılki açılış benim için de çok önemli ve duygulu oldu. Çünkü, ben, MSGSÜİDK binasının bulunduğu yerde daha önce eğitim veren, MÜGSF, önceki adı İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Dekoratif Resim Bölümünden 1975 yılında mezun olmuştum, yani burası benim mezun olduğum okul binası idi. İşte ben bu binada şimdi eğitim ve sanat çalışmaları yapan MSGSÜİDK’na, Üniversitenin talebi ile, Opera Bölümü öğrencilerine, Türk Opera Tarihi dersi vermek için davet edildim ve memnuniyetle kabul ettim. Bunu bana ilk kez teklif eden Konservatuvarın Opera Bölüm Başkanı soprano, Doç. Dr. Tülay Uyar Hatip’e şükranlarımı sunuyorum. Eğitim öncesi eski okulumu, tüm bölümleri ve kafeteryayı gezerken gözlerim doldu, binada güzel sanatlar eğitimi aldığım 1971-75 yıllarını gözlerimin önüne getirirken, gözlerim doldu, ağlamamak için kendimi zor tuttum.

Sonraki önemli duygulu anım ise, okulun taşınacağı ve açılış etkinlik ve konserinin bulunduğu alan eskiden askeri birlikti ve bu binada önceden Beşiktaş Askerlik Şubesi vardı. Ben 1975’de okulumu bitirdikten sonra aldığım mezuniyet belgesi ile, karşısındaki bu binaya geldim ve Beşiktaş Askerlik Şubesine verdim. Sonradan oradan aldığım belge ile yedek subaylığımı tamamlayarak, birliğimden almış olduğum teskere belgesini yine bu binaya getirdim, teslim ettim. Sonradan birkaç kez ihtiyatlık yoklaması için bura geldiğimi hatırlıyorum. Şimdi ise bu iki bina benim yeni okulum olmuş oldu. Her şey tamamen tesadüf. Ben bu eğitim yılında MSGSÜİDK Opera Bölümü öğrencilerine Türk Operası’nı öğretmek için yararlı olacağıma inanıyorum.

Tüm okulların ve MSGSÜİDK’nın yeni eğitim ve sanat yılı kutlu ve hayırlı olsun.

İsmail Hakkı Aksu

 
Toplam blog
: 137
: 116
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Ressam, dekoratör, araştımacı yazar. ..