Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '16

 
Kategori
Siyaset
 

Muhalefet ama iktidar adayı muhalefet(!)...

Türkiye için bazı şeyleri belli başlı ve belirgin olarak söyleyebiliriz.

Ülkemiz, neredeyse 2-3 yıldır aşırı bir kutuplaşmanın etkisinde siyaset üretmeye çalışıyor.

Siyaset sistemimiz, parlamenter demokratik rejime dayanmakta. Demokratik rejimlerde iktidar partisi ve yürütme gücü olduğu gibi, bir de meclis tarafından yürütme organının yaptığı işlemler denetlenir.

Ne mutlu bize ki… Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokrasiyle idare edilmekte. Ülkemizde iktidarın ifa ettiği işlemler ve yürüttüğü siyasal ve ekonomik faaliyetlerin denetimi, pek tabii ki ancak bir muhalefet eliyle yapılabilir.

Nasıl ki siyaset kurumu içinde bir iktidar teşkil edilmişse, buna mukabil bir muhalefet cenahından bahsetmek durumundayız.

* * * *

Ortadoğu’nun şuanki hâline baktığımızda, “Laik”, “Demokratik” Cumhuriyet Türkiye’sinin değerini çok daha iyi anlamalıyız.

Ortadoğu coğrafyasında tam bir istikrarsızlık ve kaos hüküm sürmekte ve burada yaşanan kanlı eylem ve hadiseler, artık sınırımıza kadar dayanmış durumda.

İşte ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti, böyle karmakarışık ve yine temel hak ve hürriyetlerin sadece sözde kaldığı, çoluk çocuk demeden insanların vahşice katledildiği bir coğrafyanın ortasında, biricik ve tek özgür bir devlet olarak parlamaktadır.

Ne ki Türkiye de, “Dikensiz gül bahçesi” değildir.

Türkiye’de mesele doğru düzgün bir siyasal grubun, hükümeti yaptığı işlemlerden ötürü denetleyerek, “İktidara” alternatif ol(a)mamasıdır. Ülkemizde gerçekten de iktidar erki tüm gücü neredeyse tekelde toplamıştır, diyebiliriz.

* * * *

“(…) Dolayısıyla çare ve çözüm bellidir: Türkiye, demokratik güçlerle demokratik bir muhalefet arayışı içindedir. Türkiye CHP’nin merkez muhalefeti temsil ettiğini, yani konformizmden yana bir parti olduğunu kavradıkça, onu muhalefet odağı olarak görmekten uzaklaşacak, arayışını hızlandıracaktır. Bu zaruridir, hatta hayatidir.

Böylece tek başına bir sol partinin tek başına bir muhalefet odağı olamayacağını işaret ediyorum. Güçlü, berrak, nitelikli, tabandan tavana örgütlenen, yeni dünyanın dinamiklerini kavramış bir sol partiye bugün her zamankinden fazla ihtiyaç var. Ama solun ne olduğunu, genel değişmez ve temel prensiplerin ötesinde hâlâ bütün dünya tanımlamaya çalışıyor. O nedenle bugünkü asıl mesele sorunları derinlemesine, gerçekçi ve nesnel bir tutumla tartışan, çözüm önerileri geliştiren, tabanla bütünleşmiş bir demokratik hareket ortaya koymaktır. Demokrasi dışında bir sol en azından benim için düşünülemez olduğundan bu tanımla solun demokrasiyi öncelediği değil, demokrasinin solu öncelediği bir oluşumu söz konusu ediyorum. (…)”

--------/--------

Hasan Bülent Kahraman, sabah gazetesi, 23 Mayıs 2014

* * * *

Demokratik siyasal hayatımızın sağlıklı bir biçimde devamı için gerçekten de, demokratik güçlerin her zamankinden daha fazla rol kapmaları elzemdir. Evet, muhalefet partisinin, tabandan tavana değişen siyasal paradigmaları göz önünde tutarak örgütlenmesi ve vatandaşlara yeni bir yol, yeni bir alternatif sunması gerekmektedir.

Peki, Türkiye’de yeterince muhalefet yapılabiliyor mu? Neden Cumhuriyet Halk Partisi yaşanan muhalefet boşluğunu istenilen düzeyde karşılayamıyor?

Bugün için artık Cumhuriyet Halk Partisi’ni devletin partisi olmakla itham etmenin bir anlamı var mıdır?

Cumhuriyet Halk Partisi’ni ordudan “Medet” umar bir parti olarak sunmanın bir gerçekliği var mıdır?

Umutları sönmüş, geleceğe olumlu bakamayan, sahip olduğu ülke vatandaşlığı için endişelenen kitleleri kucaklayabilecek, halkın dilinden anlayan, milletin gerçek sorunlarını tespit edip tahlil edebilen yeni bir harekete, evet yeni bir muhalefete ihtiyaç duymaktayız.

Tabii, yeni bir muhalefete ihtiyaç duyduğumuzu yenileyip duruyoruz da, acaba gerçekten de bu meyanda toplumumuz, bu hareketi sahiplenip arkasından gidebilecek olgunluğa sahip midir?

Bize yeni bir alternatif tesis edecek bir SOL PARTİYE ihtiyaç var. Hatta, bu sol parti, “İktidar” namzedi olmalıdır da. Tabandan tavana iktidara yürüyecek bir muhalif çizgiye, bu ülkenin, su kadar ekmek kadar gereksinimi vardır.

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..