Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '12

 
Kategori
Tarih
 

Muhteşem Süleyman bile boş bulunmuş, söylemişse!

Muhteşem Süleyman  bile boş bulunmuş, söylemişse!
 

Bazen heyecanlanırız, istemeden bazı şeyleri söyleriz.

Bazende kızarız yine istemeden, sonradan pişman olacağımız şeyleri söyleriz.

Hani derler ya, boğaz yedi boğumdur, bir şey söylemeden yedi kere yutkunun. Zaten yedi sefer yutkunduktan sonra sinirli iseniz siniriniz geçmiş olacaktır söylemeyeceksiniz. Heyecanlı bir konu ise zaten çoktan pufff sönmüş olacaktır heyecanınız. Karınız düşünerek konuşmuş olmak olacaktır.

Bazen istemeden söylediklerimizden kendimiz daha çok zarar görürüz.

Pişmanlık hoş olmayan duygudur.

Kırdığımız bir potu, ya da kırdığımız bir gafı düzeltmek için ne çok emek harcarız. Her zamanda bu çabalarımız işe yarayamayabilir.

En iyisi keyflendiğimizde de, kızdığımızda da önce düşünerek hareket etmek ve ona göre konuşmak gerek bence…

Bakın koskocaman hünkâr, yedi düvenin sultanı bile bir anlık boş bulunmaktan, ya da keyiften, ya da o anki aldığı lezzetten kendine zararı nasıl yapmış.

Bu hikâyeyi okuyunca hoşuma gitti.

 

Kanuni Sultan Süleyman, avlanmayı çok seven bir sultanımız. Bir gün yine adamları ile birlikte avlanırken; şiddetli bir yağmura yakalanmışlar.

Sarayda bayağı uzakta olunca, bir eve sığınmak zorunda kalmışlar.

Kanuni Sultan Süleyman, ıslanmış ve çok da üşümüş.

İçeri girdiklerinde, yüzüne vuran sıcak hava hoşuna gitmiş.

Ocağın yanına gitmiş, ellerini uzatmış, şöyle de ateşin çıtır – çıtır sesler çıkartarak yanışını izlemiş pek keyiflenmiş.

Etrafındakilere dönmüş:
“Doğrusu bu ateş bin altına değer.” Demiş.
Onlarda sultana hak vermişler. Bir süre geçmiş, üstündekiler kurumuş, dinlenmişler. Yağmurda kesilmiş. Artık gitme zamanı gelmiş.

Kanuni Sultan Süleyman, ev sahibine teşekkür etmek istemiş, bunu bizzat kendi yapmış.

“Ne kadar borcumuz var?”

Diyerek bir incelik yapmış.

Ev sahibi akıllı adammış. Hiç tereddüt etmeden cevap vermiş.

“Bin bir altın efendim.”

Kanuni çok şaşırmış.

“Ne parası bu böyle?” demiş.

Ev sahibi oldukça kararlı konuşmasını sürdürmüş.

“Koca hünkârım, yanlışım varsa affola… Siz koskoca sultanım, siz ateş için bin altınlık değeri biçmemişmiydiniz! Bir altında konaklamanızın bedelidir…”

Kanuni adama bakmış. Kendi sözünün altında kalacak değil ya…

“Tamam demiş. Doğru ben öyle söyledim.”

Yanındakilere talimat vermiş.

“Ödeyin.” Demiş.

 

Koskocaman hünkâr bile boş bulunmuş. Bizler haydi - haydi yaparız.

 

Nazan Şara Şatana

 

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....