Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '13

 
Kategori
TV Programları
 

Muhteşem Yüzyıl- Pargalı’nın ve Şah Sultan Mezarlarına Kavuştu, Süleyman İtalya’ya Sefere Çıktı

Muhteşem Yüzyıl- Pargalı’nın ve Şah Sultan Mezarlarına Kavuştu, Süleyman İtalya’ya Sefere Çıktı
 

Dünya onları sevecek


Başladığı günden beri eleştiri oklarının hedefi olan Muhteşem Yüzyıl bir ilke daha imza attı. Muhteşem yüzyıl; iyi planlanmış bir projedir, istediğini elde etti, Avrupa film-sinema-dizi-sanat pazarının gözbebeği İtalya’ya satıldı.Türkiye'nin en çok izlenen ve en yüksek bütçeli dizilerinden olan Muhteşem Yüzyıl, dünyanın 45 ülkesinin ardından bir Avrupa ülkesine, İtalya satın almak istedi.

Prodüksiyon, konu ve oyuncu kalitesiyle dikkat çeken yapımı takip eden kişi sayısı 204 milyona ulaştı. Dizi geçtiğimiz aylarda yılda 33 milyon kişi taşıyan Dubai merkezli uluslararası havayolu şirketi Emirates Airlines’ın eğlence servisi için satın alınan ilk Türk dizisi olmuştu.

Şimdi pek çoğumuz ‘’Ne olmuş?’’ diyoruz, farkındayım çok şey oldu lütfen fark edelim. Bu sektöre gönül vermiş hangi sanat insanı; Avrupa pazarında görücüye çıkmayı istemez, hangisi bu pazarda onay görmek istemez, hangisi bu pazarda söz sahibi olmak, seyredilmek istemez? Ben cevabı vereyim HEPSİ İSTER! Bu bir başarıdır ve önünde saygı ile eğilmeyi hak ediyor! Muhteşem Yüzyıl dizisi sektörde bir mihenk taşı olarak bu dönemece yerleşti!

Yapımını TİMS Productions, yapımcılığını Timur Savcı’nın üstlendiği, Meral Okay’ın yazmaya başladığı, ölümünden sonra şimdilerde senaryosunu Yılmaz Şahin’in yazdığı, yönetmenliğini Yağmur ve Durul Taylan’ın yaptığı “Muhteşem Yüzyıl” dizisi yine bir ilke imza attı. Muhteşem Yüzyıl’ın satıldığı ülke sayısı bu yıl İtalya’nın yanı sıra Gürcistan ve Macaristan’la birlikte 45’e çıktı.

Baştan sona Türkiye’mde yaşayan herkes dizinin yanlışları ile uğraştı, ‘’Ecdadıma laf söyletmem’’ dedi. Peki, biz gerçekten ecdadımıza sahip bir millet miyiz? Öyle ise; ayaklar altında, kenarda, köşede çiğneyip geçtiğimiz tarihimize gözlerimizi kapayan da biz değil miyiz? Şimdi mi fark ettik ecdadımıza hürmet etmek gerektiğini?

Pragalı İbrahim Paşa, Muhteşem Yüzyıl sayesinde tekrar gün ışığı gören bir şahsiyettir. Ama biz Pargalı’yı unuttuk gittik, hem de öyle bir unutmak ki bazılarımızın hafızasının derinliklerinde bile iz bırakmamıştı zat-ı muhterem! Muhteşem Yüzyıl dizisi bir şey daha başardı ve Pargalı’nın mezarının gözler önüne serilmesine yardım etti.

Muhteşem Yüzyıl dizisinde Okan Yalabık, Pargalı İbrahim Paşa’yı oynayarak muhteremin bilinirliğinin artmasına sebep oldu.  Pargalı İbrahim Paşa’nın yüzyıllar sonra bulunan mezarını görenlerin yüreği ise sızladı. İşte ecdadımıza gösterdiğimiz saygı, sevgi, hürmet, bağlılık…

Kanuni Sultan Süleyman’ın “Mezarını benim bile bilmeyeceğim yere yapın” diye emrettiği Pargalı İbrahim Paşa’nın mezar yeri artık belli.

Pargalı İbrahim’in mezarının bir süre önce Fındıklı’da ortaya çıktığı duyurulmuştu. Tarihçi yazarların Pargalı İbrahim’in mezar yeri olarak gösterdiği, İstanbul Fındıklı’daki bu mezara, ‘’Pargalı İbrahim Paşa’’ mezar tabelası asıldı. Böylece Pargalı’nın hatırası yaşatıldı. Pargalı’nın kabri şu sıralarda ziyaretçi akınına uğruyor. Bunu sizce kim yaptı? Ben gene kendimi tutamayıp cevap vereyim; Muhteşem Yüzyıl dizisi.

Tarihi kaynaklara göre, Pargalı İbrahim’in cenazesi Galata Canfeda Zaviyesi’ne defnedildi. Mezar yeri, bugünün Fındıklı semtindedir. Bilindiği üzere Topkapı Sarayı şehrin yakınına kurulmuş, haliyle de Fındıklı mevki şehir dışı sayılır. Üstelik o devirde Cihangir semti, Şehzade Cihangir’in ölümü üzerine kurulduğu içindir ki semt henüz kurulmamıştı.  .

Ancak sıkış-tıkış binaların içinde, klimaların gölgesindeki mezarın harap durumu ziyarete gelenlerin yüreğini sızlatıyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın idam emriyle hayata veda etmek zorunda kalan Pargalı İbrahim Paşa, Muhteşem Yüzyıl dizisi sayesinde milyonlar tarafından bilindi, tanımayanlar tarafından tanındı, unutanlar tarafından da hatırlandı.

Gelelim biri diğer şahsiyete; Şah Sultan, Yavuz Sultan Selim ve Ayşe Hafsa Sultan'ın kızı Kanuni Sultan Süleyman'ın kız kardeşi Şah Sultan, ‘’kadının adı yok’’ kervanının hakkında bilgi olanlarından olan Şah Sultan'ın mezarı 400 yıl sonra bulundu. Bu kimin başarısıdır, ben gene cevap vereyim MUHTEŞEM YÜZYIL dizisinin….

Şah Sultan'ın, Ayşe Hafsa Sultanın yanına defnedildiği biliniyordu, ama mezarı sırra kadem basmıştı.

1572 yılında vefat eden Şah Sultan'ın mezarı, Fatih Belediyesi ve İstanbul İl Özel İdaresi tarafından Ayşe Hafsa Sultan türbesine yapılan restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıktı.

Ayşe Hafsa Sultan’ın yanı başında bir mezar daha bulundu. Restorasyon çalışmalarına ek olarak Şah Sultan'ın kabrinin ihya edilmesi için çalışmaların genişlediği belirtildi. Bakıldığında sekizgen bir alan ve sekizgen alanın ortasında iki tane kabir gözüküyor. Bilim adamları yaptığı araştırmada kabrin 1572 yılında vefat eden ve annesi Ayşe Hafsa Sultan'ın yanına defnedilen Yavuz Sultan Selim'in kızı, Kanuni Sultan Süleyman'ın kız kardeşi Şah Sultan'a ait olduğu belirlendi. Annesi Ayşe Hafsa Sultan'dan 28 yıl sonra vefat eden Şah Sultan'ın annesinin yakınlarına defnedildiği biliniyordu. Türbenin restorasyonunun bu yılsonunda bitirilmesi planlanıyor.

Bu güzelim topraklarda kimler isimsiz, geçmişe gömülü ve bakımsız mezarlarda yatıyor, hatırladık mı? Ecdadımızın büyük kısmı, her metrekaresinde tarih fışkıran Fatih'te defnedilmiş durumda. Biz ise yanlarından geçip gitmeyi yeğledik. Bize düşen görev ecdadımıza ve ecdadımızın eserlerine sahip çıkmaktır. O zaman bu geri dönüp bakışımızı neye borçluyuz; Muhteşem Yüzyıl dizisine…

Ben lafı toparlayayım; 2 bölüm önce Muhteşem Yüzyıl’a yeni bir yüz yeni bir isim eklemdi Hüsrev Paşa, namı diğer Divane Hüsrev Paşa, 1545 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş, 16. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu devlet adamlarından Hüsrev Paşa…

Hüsrev Paşa, Kanuni devrinin ünlü sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa’nın ailesine mensuptur. 3. Murad devrinde sadrazamlığa yükselken Lala Mustafa Paşa’nın ağabeyidir. Ama asla Hatice Sultan’a koca olmamıştır. Hatice Sultan, tarih sayfalarında toplam 4 satırdan ibaret diğer ‘’kadının adı yok’’lardandır. Senaristler, tarihi biraz süsleyip, püsleyip sunarken bazı yanlış bilgileri de gözümüze getiriyor. Ama aklımız sorgulamaz ise o yanlış bilgi aklımızda hep kalır. Demek ki okumayı, araştırmayı, öğrenmeyi bileceğiz.

Senaristler, Hatice Sultan’a dizide biraz daha zaman vermek için bir oyalama taktiği güderek, bir koca adayı yarattılar, fakat yoktan var edemeyecekleri için de Divane Hüsrev Paşa’yı seçtiler, çünkü paşamızın ömrü pek kısadır.

Gelin bir gerçek Divane Hüsrev Paşa’ya bakalım: Enderun’da (Saray okulu) yetişti. Devletin çeşitli kademelerinde hizmette bulunduktan sonra ikinci vezirliği yükseldi. Sadrazam Hadım Süleyman Paşa’dan sonra sadrazamlığa getirilmesi bekleniyordu. Ancak 1545’te, padişah Kanuni Sultan Süleyman’ın bizzat katıldığı bir Divan toplantısında Sadrazam ile kavgaya tutuşması ve hançer çekecek kadar ileri gitmesi sonucu bütün hayatı değişti. Kavgaya tanık olan Sultan, her ikisini de görevden aldı; Sadrazamlığa üçüncü vezir Damat Rüstem Paşa getirildi. Kaynakların çoğunda Sadrazam ile Hüsrev Paşa arasındaki kavganın Rüstem Paşa’nın fitnesiyle gerçekleştiği;Hürrem Sultan ve Mihr-i Mah Sultan’ın olayın perde arkasında bulunduğu ifade edilir. Hatta bu olay ile Osmanlı sarayına kadın nüfuzu ve rüşvetin girdiği iddia edilir.

Görevden alınmasından sonra konağına kapanan ve üzüntüsünden hasta olan paşa, kendisine yapılan davranışı protesto için hiçbir şey yememeye başladı ve doktorların tedavisini reddetti. Paşa, açlık grevine başlamasından 17 gün sonra hayatını kaybetti .

İstanbul’un Fatih semtinde, Bali Paşa Camii karşısında Mimar Sinan tarafından yapılmış türbesinde defnedilmiştir.

Muhteşem Yüzyıl Dizisinde Hüsrev Paşa’yı Luran Ahmeti canlandırıyor.

‘’Tarihsel hatalarla dolu bir dizi seyrettiriliyor’’ diye bas bas bağırıp, işe gelince de sus pus kenara çekilmekte üzerimize yoktur diye düşünüyorum. Biri gerçeği gözlerimizin önüne, kulaklarımızın kenarına getirmeye çalışınca da sıkılan gene biz. Doğruya ulaşmak için ‘’acaba, nerde, ne zaman, kiminle’’ sorularını da sadece dedikoduda seviyoruz. Öte yandan dizinin bu yıl içerisinde başka pek çok önemli dünya ve Avrupa ülkesine satılacağı konuşuluyor. Muhteşem Yüzyıl dizisi yurtdışı satışlarından sorumlu Global Agency’nin CEO’su İzzet Pinto ‘’İlk günden beri hayalimiz bu dizinin Batı Avrupa'da yayınlanmasını sağlamaktı, sonunda hedefimize ulaştık ve Batı Avrupa kapısını araladık. Şimdi sırada Fransa ve İspanya var. İki yılda 45 ülkeye ulaşıldı, yılsonunda kadar 60 ülkeye ulaşmayı hedefliyoruz. Bu başarıdan dolayı çok gururluyuz’’

Eğer biz dizi 45 ülkede seyrediliyorsa bu bir başarıdır ve gururlanmakta da hakları vardır. Hedef büyütülmüş ve 60 ülkeye satacağız deniliyorsa da köstek olunacağına, onurlanmalıyız. Dizi tarih sayfasını birer bir yansıtmadığını her bölümde jenerikte yazıyor da biz gene de çene patlatıyoruz. Bu diziyi lütfen bir masal gibi seyredip, unuttuğumuz ecdadımızın kimler olduğunu da araştıralım, bastığımız, görmeden geçtiğimiz topraklarda kimler yaşıyormuş, kimler yatıyormuş bir ilgilenelim…

Yoksa yarın bir gün bir masal filminde Ece Er adındaki karakterin yaşadıklarını ben sanmaktan ileri gidemeyiz…

Hayatta öğrenmeye ve öğretmeye hevesli yaşamamız dileği ile…

 
Toplam blog
: 781
: 3899
Kayıt tarihi
: 23.09.12
 
 

16- 06- İstanbul'da doğdum. Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Ana sanat dalı Moda tasarımı bölümünde..