Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '11

 
Kategori
Özel Günler
 

Mum sayısının pastayı zedelediği bir yaştayım artık.

Mum sayısının pastayı zedelediği bir yaştayım artık.
 

4.yaş günüm


Bugün benim doğum günüm. Doğmadığım ama büyüdüğüm bir kentte yeni bir yaşın daha eşiğindeyim. Her yıl ardında aklına bile gelmeyen neler bırakıyor insan, eminim bu yıl da aynen böyle olacak. Mum sayısının pastayı zedelediği bir yaştayım artık. Yolun yarısına daha yakınım. Çoktan büyümüş olmam gerekirden daha var dedirten bir geç kalmışlıkla, yeni bir yaşıma daha giriyorum. Belki de büyümeden öleceğim bir yaştır bu.


En çok vefasızlıkla suçlandığım ömrün bu kadarında, her suçlandığımda; hep ben aramayınca aramayanların suçu birinin boynuna yıkması gerekirdi diye düşündüm. İnsanın en evcil hayvanı günah keçisi bunu öğrenmiş oldum.


Beni bugüne kadar hep en çok sevdiklerim yaraladı, en büyük darbeleri onlardan aldım, beni güçlü kılan da hep yakınımdan beklediklerimle ilerlemek oldu, korunaklı kıldı bu tedirginlik beni, ama yordu da. Olsun dedim, olsun kaçmadım da, zırhlanmadım da.


Bugün doğum günümü kutladınız. İçinizde bir kaçınızı başka, birinizi ise bambaşka sevdim. Hadsiz, sınırsız... Onlar bunu hep bildi. Belki de bunu bildiklerinden, en olunmazlardan bile geri dönebildiler. Bu ömre yeniden iliştiler, şekil değiştirdiler. Ne kadar çok kişi tanısam, daha çok içime döndüm. Başkalarıyla kaybettiğim ne varsa, kendimde tekrar buldum.


Toprağa benzettim kendimi en çok. Üstünde kurusa da bostan, ümit kesilmeyen bir topraktı çünkü. Kasten adam unutmaktan, kasten adam kırmaktan hiç yargılanmadım, ama kendimi de savunamadım. Son bir yılda; iyi bir insan olmaya çalışmanın, iyi bir yöneticinin zaafı olabileceğini gördüm. Duygularından ne kadar arınırsan, o kadar başarılı olursun dediler, anlamaya çalıştım. Ama duygularımı hiçbir zaman, üstün başarılara değişmedim. En çok elimden geldiği kadarına inandım. Bunu yapmaya çalıştım. Ve gördüm ki elimden gelen kadarından daha büyük başarı yokmuş.


Bu yıl bir kelime olmaktan çıkıp gerçeğini bulan “boşver” oldu. Boşvermeyi öğrendim geç de olsa. Yolun orta yerinde elimden bırakanlar oldu. Yolun karşısına geçmeme yardım edenlerim de. Yolun ilerisinde dönenlerim de. Şarkılarımın ritimlerini düşürenler, devrik cümle enflasyonumu yükseltenler olduğu kadar, sesini duyunca iyi gelenlerim, özlemeyi bile sevdiklerim, aramasam da orada olduğunu bilmekten mutluluk duyduklarım, bir kerede sildiklerim, bin kerede olsa affettiklerim oldu.


Gidenlerim de oldu. İflas bildirdim. En çok saklambaç oynadım hayatla, ara sıra körebe. Ne zaman en kötü olsam, en güzel kıyafetlerimi giydim. En cafcaflı gülüşümü takındım. Yalana prim vermek değildi niyetim. Beni sadece tanıyanlar anlasın, bilsin istedim. Öyle böyle bugüne kadar geldim. Bugün doğum günümü hatırlayan, hatırlamayan ya da sevgili facebook’un hatırlattığı herkese çok teşekkür ederim. “Yeni bir yaşa hazır mısın?” diye sorarsanız, “Hayır değilim.” derim. Ama biliyorum ki, hayat hiçbir zaman hazır olmamı beklemeyecek. Hep bilmediğim yerlerden soracak. Şimdilik onu bu kadar tanıyabildim.


Takla atsa ikna edemeyenlerim, beni sakızla bile kandırabilenlere yenik düştü hep. Ama ben ille de sakız verene gittim. Ve şu günlerde karar verdim. Büyünce anne olacağım. Eğer bir kızım olursa da adını “Mercan” koyacağım. Hepinize teşekkür ederim.. İyi ki olanınıza da, artık iyi ki olmayanlarınızı da... Görüşürüz.


3 Aralık 2011


 

 
Toplam blog
: 5
: 607
Kayıt tarihi
: 23.09.10
 
 

Doğuvermişim daha iki buçuk ay sonra beklenen bir güne nanik yapıp. Şaşakalmış bekleyenler, iki buçu..