Mustafa Denizli neyin arkasına gizlenmektedir?

Mustafa Denizli Beşiktaş’tan ayrıldığını açıklayan geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenledi. Bizler de televizyonlarımızdan yorgun teknik adamın üzerinden bir yük kalkmış olmanın rahatlığı ile yaptığı açıkalamaları izledik.

Peki, hepimizin şu soruyu sormaya hakkı yok mu?

“Mustafa Denizli daha operasyondan henüz çıktığı ve acı çektiği her halinden belli olduğu günlerde tam da Fenerbahçe maçı öncesinde sözleşmesini neden 1 Haziran 2011’e kadar uzatmıştı?”

Ne değişmiştir?

O gün futbolu yakından takip eden bir çok kişi bu sözleşme yenileme merasiminin boş bir görüntüden ibaret, Fenerbahçe maçı öncesinde Beşiktaş’ın çaresizlikten başvurduğu son taktik olduğuna inanıyordu.

Son merasimin nedeni de sağlık sorununu ön plana çıkarıp çaresizlikten kaynaklanan bir ayrılık olduğunu göstermekten ibaretti.

Aslında temelde her iki görüntü de samimi değildi!

Oysa hepimiz çok iyi biliyoruz ki Denizli zaten geçen sezona gönülsüz başlamıştı. Bugün bütün hazırlık programının hazır olduğunun altını çizmesine rağmen; geçen sene bu zamanlar şampiyonluğun sarhoşsu mutluluğu içinde Denizli’nin işi bırakmak için nasıl İstanbul dışına kaçtığının ayrıntısına varılamamış, Beşiktaş’ın lige ve Avrupa Kupalarına hazır olmadığı ancak sezon başladıktan sonra anlaşılmıştı.

Sezon boyunca Beşiktaş’la ilgili çok analiz yaptık, tartıştık. Merkeze hep Mustafa Denizli’nin gönülsüzlüğü ve bundan kaynaklanan konsantrasyon eksikliğini koyduk. Transferler bile böylesi bir ortamda yapıldığı için Beşiktaş en çok ihtiyacı olan hücuma dönük orta saha elemanı ve gol sıkıntısı giderecek santrafor almaktansa, tamamen defansif futbolcu seçimlerine yönelmişti. Bunların da önemli kısmının Mustafa Denizli’nin geçen sezon tamamlanmadan alınmasını istediği futbolcular olduğunu düşünmek için fazlasıyla sebebimiz vardır. Denizli’nin görevi bıraktığı şu günlerde çok yakından takip edeceğiz ki yeni teknik adam gelene kadar geçen sürede yine Mustafa Denizli’nin raporları doğrultusunda oyuncular alınacaktır. Ancak o futbolcuların yeni teknik adamın işine yarayıp yaramayacağı ancak herşey olup bittikten sonra anlaşılacak ve bizler burada bu temelin üzerinde yeni sezon yorumları yazıyor olacağız.

Mustafa Denizli’nin Beşiktaş’a gelişi hiç etik olmamıştı. Ertuğrul Sağlam’a yapılanları bütün futbol kamuoyu sessizce izledi. Çünkü ortada Mustafa Denizli ismi vardı. O ismin ülkemiz için ne ifade ediyor olduğunu burada sorgulamayacağız; haddimiz değildir. Ancak bizim gibi futbol sevdalılarının şöylesi bir yorum yapma ya da soru sorma hakkı vardır.

“Mustafa Denizli, geçmişte yarattığı mirasının arkasına mı gizlenmektedir?”

Mustafa Denizli’nin geçen sene tam da ortamın yarattığı boşluğun içinde sezonu çift kupalı bitirdikten sonra gösterdiği gönülsüzlük bu soruyu çok daha anlamlı kılmaktadır.

Kısa vadeli yüksek getirisi olan başarılarla Mustafa Denizli üretime yönelik hiçbir yatırıma girişmemektedir. Geçen sene yaptığı Yusuf transferi tam da bunun simgesi değil midir?

Açıkçası son basın toplantısında Sn. Demirören’in sıkıntılı görüntüsüne üzülmemek elde değildir. Kuşkusuz bu sonu biliyordu. Muhtemelen geçen seneki ısrarcılığının ne büyük bir pişmanlık olduğunu düşünüyor olmalıydı.

Mustafa Denizli’nin bu son hamlesi kısa vadede hem Beşiktaş’a hem de Sn. Demirören’e zarar vermiştir. Zor durumda bırakmıştır. Ancak uzun vadede daha akıllı hamleler yapılırsa bunun Beşiktaş için çok yararlı olduğu anlaşılacaktır. Çünkü Mustafa Denizli öyle ya da böyle Beşiktaş’ı yarı yolda bırakmayı kafaya koymuşken 1 Haziran 2011’i de beklemeyecek ve bir sezon daha kaybedilmiş olacaktı.

Filmi geriye sarıp bir kaç ay öncesine gidip Mustafa Denizli’nin sağlık sorunları başladığı ve operasyon geçirdiğinde kendisiyle vedalaşmak ve takımı yardımcısı Tayfur Havutçu’ya bırakmak Beşiktaş için en iyi çözüm yolu olabilirdi. Bu sezon Fenerbahçe Ülker’in Tanjeviç’in rahatsızlanmasından sonra takımı yardımcı antrenörüne bırakması gibi.

Sn. Denizli’nin rahatsızlığının önemli olduğunu da yadsımak istemiyorum. Her zaman öncelikle sağlık gelir.

Ancak Mustafa Denizli hocamız son bir buçuk sene içinde bizleri oldukça şaşırtmıştır. Eskiden yaptığı her şaşırtıcı hamle futbolumuz için bir yenilik, en azından başarıya dönüşürdü. Oysa son gelişmelerden hem futbol dünyamız, hem de Beşiktaş olumsuz bir şekilde etkilenmiştir.

Mustafa Denizli, Beşiktaş’ı Ertuğrul Sağlam’dan devraldığından daha kötü bir pozisyonda bırakıyor.

Herkese geçmiş olsun!

Uzay Gökerman