Mutlaka olacağına inandıklarına yürüdükleri yol...

Bir zamanlar dünyanın çok güzel çok özel bir yerinde kendi halinde bir damla yaşarmış… Bu damla büyüdükçe düşünceleri de onunla beraber büyümüş. Neticede kendi halinde ömür doldururken hayatın hiç de adil olmadığını fark etmiş. Bu farkı daha önce milyarlarca damla zaten fark etmişken… O sadece bu milyarlarca damladan birisi olmuş. Şöyle bir tezat varmış ki ortada, bu damlalar milyarlarca olsa da hep ayrı sularda sessiz kalmayı yeğlemişler… Çünkü tek başlarına fazla da anlam ifade etmeyeceklermiş ve ilk hareketlerinde ısınarak, ısıtılarak buharlaşıp yok olacaklarmış. Damla kalmak daha kabul edilir olmuş isyanlara bulaşık dünyalarında. Ve niceleri her şeye rağmen buharlaşmaktan ve daha sonrasında gelen milyarlarcası da hep aynı sonla buluşmaktan kurtulamamışken ve bu en gerçek sonuçken yinede birleşmeyi denememişler. Sonra geçmişte bir yerlerde birileri düşünmüş birleşmeyi de ama geç de olsa buharlaştırılmışlar. Sonuç olarak birleşmekte işe yaramayacak gibi demiş içinden. 

Ama daha büyük olunabilir demiş. Sonra en fazla "zaman aldıklarını!" görmüş bu yolu düşünmüş ve yapmış olan geçmiştekilerin. Sonuç tüm zamanlarda hep aynı yerde kabullenilmesi iç acıtan cevaplarıyla buluşmuş, buluşturulmuş. Bakmış ki bu isyan hep böyle devam edecekmiş sonuçsuz ve sessiz… Bir yol düşünmeye karar vermiş. İsyanı büyüdükçe yollar artmaya, gelişmeye başlamış. Büyüyen bir yol olmuş içinde, isyanını huzura kavuşturabileceğine, adalete bulayabileceğine inandığı. 

"Önce" demiş "Susmalıyız. Zamanı gelene dek mühürleri açılmamalı eylemimizin. Ve büyümeliyiz. Tüm engelleri düşünmeli ve hiçbir engel kaynağınca keşfedilememeliyiz. Amacımız öyle büyük olmalı ki sonucu görmeyi istememeli ve planımız büyüyerek nesillerimize aktarılmalı. Devamında her türlü engel tarafımızdan tahlil edilerek senaryolar kurmalı yan eylem planlarına yönelmeliyiz. Ayrıntılar çok önemlidir, ayrıntıları asla görmezden gelmemeliyiz. Hiçbir fikri hakir görmemeliyiz. Tüm fikirlerin uygulanabilirlikleri mutlaka büyük cevabımıza bir parça eklenmeli. Ve her gün bir önceki günden daha fazla düşünmeliyiz. Devamında bize mecbur bırakmalıyız dünyayı birleştiğimizi hissettirmeden birleşerek… Her yerde ihtiyaç olmalı, düşmanlarımızca asla gözden çıkarılamamalıyız. En temel ihtiyaç olduktan sonra yan anlamlar içinde ihtiyaç olmalıyız. Biz olmadan hayat olamamalı. Bizsiz düşmanlarımız dahi yaşam hakkı bulamamalı. Hakkımızı diğerlerinin bize severek ve hissederek vermelerini sağlamalıyız. Zamanı geldiğinde almış olacağız almak istediklerimizden çok daha fazlasını. Ve bu planımız sonucuna, zamanı geldiğinde düşmanlarımızca itilerek büyük bir zevkle ulaştırılacaktır." 

"Yarın geldiğinde…" demiş içlerinden birisi… "Hadi senin ve hepimizin düşündüğü gibi düşünürse birisi ve biz de bizden öncekiler gibi aynı maziyle sadece biraz daha zaman almış olarak buluşturulursak ve tek kazancımız mazide bir ibretlik örnek olarak kalmış olursa peki ya o gün kim verecek tüm bunların hesabını?" Lider damla hiç tereddüt etmeden şu cevabı vermiş. 

Eğer bunu yapmazsak yine aynı sonla buluşacağız ve tek kazancımız daha az enerji harcamış olmak olacak, belki de bazılarınca hanelerinde birkaç milimlik bir huzur vuku bulacak. En fazla… Ama eğer bunu yaparsak sadece yorulmuş olacağız belki birazcık fakat kendimizi anlamlı kılmak ve amacımız için bir yol denemiş olacağız. Ve bu yol bu zamana dek denenmiş en mükemmel yol olacak. Eğer mazi bizi anarsa en azından bir ‘en iyi’ olarak anacak. Ve diğer kaybolanlara baktığımız gibi bize gelecek acıyarak bakamayacak. Bizim yol denemiş olanlara kahraman dediğimiz gibi diyecek gelecek bize. Ve en azından gelecek sonsuz adalet için denenmiş bir yol daha görecek ve daha iyisini yapmaya azmedeceklerce yol gösterici, düzeltici olacak eylemimiz. Ve bu deneyenlerin yürüyeceği, mutlaka olacağına inandığımız’a yürüdüğümüz bu yol için birkaç kilometre daha yol yapmış olacağız. Ve en azından daha büyük bir buhar olacağız! Gelmiş geçmiş en büyük buhar! ‘Gelmiş geçmiş…’ olacak olmak dahi bu yolda yürümemiz için en mühim sebeptir. Bu en büyük sebep için bu yol yürünmeye değer. Bunu şimdi yaparsak kaybımız, kesinlikle denemezsek kaybedeceklerimize oranla çok daha az olacaktır… 

Önünde yükselen büyük dalgaların en ön saflarındadır şimdi… Yaşamlarının gayesi huzurdan çok daha fazlasıyla ilişiktir. Onlar şimdi büyük yol’larına en büyük parçayı eklemek için bütünleşmişlerdir… 

Saygılarımla… 

BU HİKAYEYİ ANLAMLI KILACAK BİR KAÇ SÖZ… 

Asıl saygıya değer olan, eleştiren kişi değildir. Güçlü adamın nasıl tökezlediğine yada işi yapanın eksik olduğu noktaya dikkat çeken kişi değildir. Saygınlık, gerçekten meydanda olan yüzü toza toprağa, tere ve kana bulanmış, cesurca çarpışan, düşen ve her seferinde ayağa kalkan, büyük coşkuları, gerçek bağlılıkları bilen ve kendini değerli bir amaca adayan, en iyi durumda zaferi elde edeceğin, en kötü durumda, başarısız olursa, büyük bir cesaretle savaşarak başarısız olduğunu bilen, böylece ne zaferi ne de yenilgiyi bilmeyen ürkek ruhların arasına katılmayan kişiye aittir. 

-Teddy Roosevelt- 

Harikulade şeyler ancak içlerindeki bir şeyin koşulların üzerinde olduğuna inanma cesaretini gösterenler tarafından yapılmıştır. 

-Bruce Barton- 

Hayat iyi bir ele sahip olmak değil, kötü bir eli iyi oynamaktır. 

-Danimarka Atasözü- 

Bir karar anında yapabileceğiniz en iyi şey doğru olanı yapmak, ondan sonraki en iyi şey yanlış yapmak ve yapabileceğiniz en kötü şey, hiçbir şey yapmamaktır. 

-Theodore Roosevelt- 

Kartallar değişik şekillerde ve boylarda olurlar, ama onları esas tavırlarından fark edebilirsiniz. 

-Charles Scott- 

Tarih bana karşı iyi olur ya da ben yazmaya niyetlenirim. 

-Winston Churchill- 

7 renk, 10 rakam ve 7 nota vardır. Önemli olan bunlarla ne yaptığınızdır. 

-Ruth Ross- 

Ne zamana kadar denemelisiniz? Olana kadar! 

-Jim Rohn- 

Her Fikir Dinlenmeye Değer… Yarın Pişman Olmamak İçin… Çünkü, Sadece Küçük Varlıklar, Her Hangi Bir Fikri Sahibinin Konumuna Göre Değerli Kılarlar… Akıl Ölçülebilen Herhangi Birşey Değildir… Akıl Herşeyin Ama Herşeyin Üzerindedir… 

Ya bir yol buluruz, yada bir yol yaparız. 

-Hannibal- 

Zafer "zafer benimdir" diyebilenin, muvaffakiyet "muvaffak olacağım" diye başlayanın ve "muvaffak oldum" diyebilenindir. 

-Mustafa Kemal ATATÜRK-