Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Mutlu olmak zorunda değilsiniz

Mutlu olmak zorunda değilsiniz
 

Günümüzde insanlar üzerinde muazzam bir mutlu olma baskısı var. Mutlu olmalısınız, üzgün olmak kötüdür, kızgın olmak kötüdür, öyle hissetmeyin böyle hissedin şeklinde sürekli bir yönlendirme mevcut. Hatta çeşitli yazılarda mutluluğun formülleri verilir, nasıl mutlu olunacağı anlatılmaya çalışılır, sanki mutluluğun herkes için geçerli olacak bir tanımı ve tarifi varmış gibi…

Yaratılan bunca baskıdan sonra kişinin başına kötü bir şey geldiğinde, üzüntü, kızgınlık ya da herhangi olumsuz bir duygu hissedeceği bir durumla karşılaştığında, bu mutlu olma baskısından dolayı hissettiğimiz olumsuz duygular kat kat şiddetlenir. “Mutlu olmam gerekirdi, olumsuz şeyler hissetmek yanlıştır,” düşüncesinden dolayı kendimiz için daha çok üzülür, acır, hatta vicdan azabı duyabiliriz. Halbuki duyguların iyisi kötüsü olmaz ve hiç kimse mutlu olmak zorunda değildir!

Her gün karşılaştığımız yüzlerce uyaran karşısında çeşitli duygularımız tetiklenir ve biz mutlu olmak için bu duyguları görmezden gelmeye, onları bastırmaya çalışırız. Fakat düşüncelerin, bastırılmaya çalışıldığı takdirde daha da güçlenmesi gibi bir özelliği vardır. Mesela size bir dakika boyunca beyaz bir kutup ayısını aklınıza getirmemeye, o düşünceyi bastırmaya çalışın dersem eğer o kutup ayısı sürekli aklınıza gelip duracaktır (Wegner, 1989). Dolayısıyla biz günlük hayatta karşılaştığımız o olumsuz duygu ve düşünceleri bastırmaya çalıştıkça, onları daha yoğun yaşarız.

Üzülen birine “Üzülme,” demek bu noktada işe yaramaz. Üzüntü, son derece normal, insani bir duygudur. Eğer üzücü bir durumla karşılaştıysanız, üzülün. Sizin konumunuzda olan birçok insan aynı tepkiyi verecektir, bu son derece doğaldır. Fakat dikkat etmeniz gereken hayati şey, hiçbir duygunun hayatınızın kontrolünü eline almasına izin vermemenizdir. Her duygu dozunda ve ayarında yaşanmalı, yaşam kalitenize zarar vermesine izin verilmemelidir.

Bunu başarmak kolay değildir, ama mümkündür. Şimdi karşılacağınız bir sonraki olumsuz duygu karşısında şu üç adımı uygulayın.

1- Hemen kısa bir mola verin. Her şeyi bir kenara bırakın ve kendinize fazla değil, 5 dakikalık bir zaman dilimi ayırın. Bu süre boyunca o olumsuz duyguları içeri buyur edin. Gelsinler, ne yapacaklarsa, ne hissettireceklerse yapsınlar. Siz bu esnada onları birkaç adım uzaktan izleyin. Dikkatle inceleyin, anlamaya çalışın onları. Ve son derece normal, insani duygular olduklarını kabullenin.

2- Kendinize ayırdığınız beş dakika dolduktan sonra, kontrolü tekrardan elinize alın. O duyguları nazikçe arka plana itin. Bastırmaya, yok etmeye çalışmayın. Bırakın arka planda kendi hallerinde yaşamaya devam etsinler. Siz o esnada yapmanız gereken işlere odaklanın. Muhakkak yerine getirmeniz gereken sorumluluklarınız vardır. Bedeninizin kontrolü sizin elinizdedir. Siz ne hissederseniz hissedin, bedeniniz verdiğiniz emirleri yerine getirecektir. Bunu kullanın ve yapmanız gereken işleri halledin.

3- O duygular elbette arka planda kalmayı sevmeyecektir. Sık sık atağa geçecek, işinize engel olmaya çalışacak, yeniden sahneyi ele geçirmek isteyeceklerdir. Her seferinde sabırla ve kararlılıkla dikkatinizi onlardan alın ve yeniden yapmanız gereken işe çevirin. Onlar yüz defa saldırsalar siz yüz defa “Hayır, sizinle daha sonra ilgileneceğim, şu anda bunu yapmalıyım,” diyecek ve işinize döneceksiniz.

Yapmanız gereken iş bittikten sonra, duygularınızla yüzleşmek için bu kez daha fazla zaman ayırın. Bazı duygular ancak yaşandıktan sonra geçerler. Kendinize biraz zaman tanıyın. Duygularınızdan kaçmayın, onları yaşayın. Ancak yeterince zaman tanıdığınız halde duygularınızın şiddeti azalmıyor ve yaşam kalitenizi ciddi şekilde etkiliyorsa, onları bastırmak için değil “çözümlemek” için bir profesyonele danışmayı düşünebilirsiniz.

E. Buse Pehlivan

Psikolog ve Yaşam Koçu

http://ebusepehlivan.blogspot.com/

 
Toplam blog
: 11
: 1310
Kayıt tarihi
: 01.09.13
 
 

2012 yılında ODTÜ KKK Psikoloji bölümünü birincilikle bitirdim. Öğrenim hayatım boyunca çok değer..