Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '12

 
Kategori
Bilim
 

N delikli topolojiler ve evren

N delikli topolojiler ve evren
 

Google İmaj Sitesi


‘2 delikli + 1 bağlı’ pretzel geometrik dönüşümleri, aynı duble halkada, limit (geometrik dönüşümde kolaylık olsun diye daha küçük) sonsuz delik açıldığında da, geçerli kalır.

Burada önemli olan, makro dönüşümün kriterinin ne olacağıdır.

Yani, değişen-etkili öğeler ve değişmeyen-etkisiz öğeler, birarada etkileşir durumu mevcuttur.

Evren’in olağan özdeğinin olşturduğu 200 milyarlık gökada toplamının gözenekli / süngerimsi dağılımı, limit sonsuz (ama aslında (gözeneğinin yarıçapının 200 milyon ışık yılı olduğu) minimum 343.000, maksimum  1.570.000 delikli) bir topoloji akla getirir.

Yani, Evren’in sonul düğümlerinin açılıp açılmayacağı, yani zamanın ve mekanın çözülüp çözülmeyeceği, bizim henüz göremediğimiz / gözleyemediğimiz, asıl makro süreksizliğe bağlı olabilir.

Evren’deki makro gözenek yapısının (duvarlar ve boşluklar) Evren’in sonul gidişatını etkilemesi, pek mümkünlüğe uygun  görünmüyor.

Burada, farklı bir mantıksal model olarak, parçanın bütünden büyük olmasından hareketle, şu anda ne başlangıç ve ne de şimdiki ‘mikro-mikro, özdeksel-enerjisel / zamansal-mekansal süreksizlik ölçeği ve biçimi /geometrisi bilinmeyen / gözlenmemiş / hesaplanmamış’, asıl süreksizliğin nasıl işleyecebileceğini de tasarlayamıyoruz. (Ancak bunun Calabi-Yau modelinden farklı olduğuna ilişkin bir kanımız mevcuttur ve bunun nedeni de, o modelin Evren’in geçmişteki evrimindeki birkaç süreksizlik aşamasının getireceği heterojeniteyi içermemesidir).

 

Ayrıca, (yerçekimi etkileşimleri gözaradı edilerek) gökadalar birbirinin arasından geçebileceği için, fazladan bir süreksizlik dönüşümü de hesaba katılsa gerektir. (Aynı zamanda bunun fraktal geometrisi de.)

 

Burada, şimdiki kozmolojik boşlukların yarıçapının, oralar bir zamanlar var olmuş olması gereken, ilk dönem gökadalarının ışık hızının % 2’siyle devinmesi gerektirdiği gibi bir çıkarsama var:  Kuasarlar dışında, bu hıza yaklaşabilen evrensel ölçekte bir güç / oluşum mevcut değil / gözlenmemiş durumda.

 

Karanlık madde ve enerjinin, olağan madde ve enerjiyle var ve olası tüm etkileşimlerine ilişkin hiçbir denklem yok. Dolayısıyla, Evren’in evrimine ilişkin bugüne dekki tüm kestirimler geçersiz durumda kalıyor.

 

Burada, bilimden çıkıp ontolojik olarak (teolojik olarak değil) felsefenin alanına girerek, şöyle bir çıkarsama yapabiliriz (ve bu da bilimin sınırlarını imler):

 

İster olağan-olağan madde, ister olağan-karanlık madde, ister karanlık-karanlık madde etkileşimi olsun, Evren’in sonul tek bir geleceği olduğu konusu boşlukta kalıyor.

 

Olağan yıldız oluşması ve oluşmaması, artı kesin / determinis modelde sonulluğu ve sonulsuzluğu (bazı kara deliklerin sürme süresi olan 10 üzeri çok 67 yıldan çok önce, Evren’in sonul gidişatı belirlenmiş veya belirlenememiş olacaktır. Yani, arada bir evrensel öte-evrimler dizisi mevcut ve gidişatı onlar etkileyecek.

 

İnsan türünün (şimdiki ve gelecekteki durumuyla) orada / bu müstakbel oluşumlarda yeri yok ama insan sonrası türlerin şimdiden var.

 

Evren’in sonul gidişini, ‘oto-kritik oto-organize negatif entropi formları’nın N kritik eşik ötesi novumları belirleyeceğe benzer.

 

Sonul durumu bilmiyoruz ama evrensel-özdeksel evrimin devindiği yönü ve doğrultuyu biliyoruz.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..