Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '12

 
Kategori
Güncel
 

Nasihat Fakültesi

Nasihat Fakültesi
 

acı ama gerçek resim int. saklıdefter.com alıntı


Hasta eden kamu spotları var mı?

Yok, öyle bir şey; o spotların üretim nedeni: Pot kırmayı önlemek.

Fark edildiği üzere; reklamların: Dişli rakibi kamu spotları; hayatımızda önemli değişiklikler yapmak için ant içmiş gibi görünüyor.

Nasihat fakültesine giriş serbest değil metazori; neredeyse reklamları ekran dışına itecek şekilde dallanıp budaklanıyor.

Çok fazla, her dalda, tüketime sunulan kamu spotları doğal dengeyi bozabilir; her taşın altından bir spot çıktığı an; durum sıradanlaşır.

Sunduğu hizmetlerle: Halkının “Kamu Spotlarına” muhtaç olmaması için devlet elinden geleni esirgemez ise…

Bu sınırsız hizmet karşısında halk duyarsız kalmayacaktır.

İstisnalar kaideleri bozmaz.

Spot Ailesi: Dizi âlemine; seyircinin gözüne soka soka kancayı atarsa, feci şekilde de olmazsa da geri teper.

Film, kitap, dizi, tiyatro: Bunları bize sunanların amaçları(genelde) iyiyi kötüyü; güzeli çirkini: Farklı boyutlardan bizlere anlatmaktır.

Ruhu besleyen; sanat aşısı: Tıpkı, kızamık, çiçek, çocuk felcini zararsız hasarsız atlatabilmek adına yapılan aşılar gibidirler.     

Duydum ki kamu spotları dizileri de kendine mekân edinmeyi planlıyormuş.

Duble aşılar: Kamuya fazla gelmez mi? Sanat algılamasını sulandırarak sıkıcı dershane ortamına sokmaz mı?

Bilindiği üzere; bu diziler aynı zamanda ihracat ürünleri; Hindistan, Pakistan, Arabistan, Yunanistan seyircisini; ambale etmez mi?

Onları ilgilendirmeyen, vergi sigorta davalarıyla dizileri anlaşılmaz kimliklere büründürmenin âlemi var mı?

Evrensel, yerel sıkıntılar, her zaman birbirleriyle bağdaşmazlar.

İngiltere’de Kraliyet ailesi vardır. Kendilerine bir bütçe ayrılır.

Onlar da magazinsel yaşam tarzlarıyla turistleri ülkelerine çekerek; ülkenin hazinesine katkıda bulunurlar.

Bizde sembolik kraliyet ailesi var mı?

Yok!

Yani gerçekten yok gibi…

Devletin yüce iradesi; sanat sarayının dışında kalmalıdır.

Yoksa sanatın köşkleri sarayları: Devlet dairesine dönüşür.

Devlet dairelerine dönüşmenin mahsuru ne olabilir?

Benim aklıma ilk gelen:

 İster istemez; sanat ışığını söndürür.

En iyi niyet ve fazlası; icabında öldürür.

Televizyon bağımlılığının önüne geçebilmek için harcanan gayret şayanı dikkate değer lâkin televizyon aracılığıyla yapılan uyarılar yerine; ekrana, bolca vakit ayıramayacak kadar uğraşı olan bir toplumun, yaratılması, gelişmesi büyümesi için yapılacak atılımların; daha etkili olacağı kanısı; bence sanki daha ağır basıyor.

Israrla, huniyle beyinlere yükleme yapmak yerine; iş güç imkânları yaratarak; toplumu: Tatlı rekabet alanlarına çekmek; çalışmanın, üretmenin ne demek olduğunu tattırmak; en şatafatlı “Kamu Spotunu” kolayca sollayabilir.

Bana bir “Kamu Spotu” da senden olsun deseler…

26 Temmuz 2012 Perşembe

Alev Meisel/ İnternetli Köy  

 

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..