Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Nasıl bilirdiniz?

Nasıl bilirdiniz?
 

alıntıdır


“Doğduğunda sen ağlarken herkes gülüyordu. Öyle bir hayat yaşa ki; öldüğünde sen gülerken herkes ağlayabilsin” diyordu çok sevdiğim kitabın sayfalarından biri. Doğumlar, ölümler, sevinçler ve kederler. Hepsi hayat kadar gerçekler. Bir amaç için gelip, ait olduğumuz yere dönmek gibi. Güz zamanı gibi yaşlılık. Hoş yaşa ya da yaşamışlığına bakılmıyor ya, oda ayrı mevzu.

Kimisi kısa süreli bir görevin oyuncusu, kimisi sezon finallerine rağmen ısrarla devam eden dizilerin konusu. Sonuç itibariyle herkes kendi hayatının başrol oyuncusu. Kimsenin bir diğerinin hayatını yaşayabilme gibi bir yeteneği yok. Her hayat hikayesi içinde benzerlikler olmasına rağmen nadide bir kalemle ele alınmış roman misali.

Yaşarken hiç ölmeyecekmişçesine kaptırıveriyoruz kendimizi. Hırslar, küslükler, yerli – yersiz gururlar.

Hepsinin esiriyiz bir yerde. Hepsine istemesek de boyun eğen birer köle.

Oysa adına zaman dediğimiz süreç öyle hızlı işliyor ki istemesek de, bir zaman duyduğumuzda yaşlı saydığımız yaşlar bile gözümüze henüz genç gelmeye başlıyor vakit gün be gün ilerlemeye devam ettikçe.

Neler bırakacağız ardımızda? Belki en önemlisi bu sorunun cevabında. Toktamış Ateş’in ardından yeğeni “Türkiye’de hoşgörünün timsaliydi” dedi. Bizim ardımızdan ne diyecekler o hazin sona vardığımızda? Küslükleriyle bilinirdi? Pek çok kişiyle arası açık ayrıldı? Hırslarının kurbanıydı? Fazla maddesel düşünürdü? Rekabetin haklı veya haksızlığıyla pek ilgilenmezdi? İyi bir savaşçıydı üzerken üzülmezdi?

Yoksa…

Ilımlı biriydi? Veren elin alan elden üstün olduğuna inanırdı? Haklının yanında durur, haksızlığa tahammül etmezdi? Kalp kırmaktan ziyade onarmayı severdi? Dedikodusu yoktu? Düzgün bir kişilikti? Ardında faydalı bir çok şey bıraktı? Örnek alınası bir hayat yaşadı? Kendi doğrularının efendisiydi? Bir daha hayata gelse yine aynı hayatı yaşarım derdi?

Nasıl bilirdiniz derler ya hani, işte söylenecek çok şey var. İnsanlar üzerine yaşadıkları süreden daha çok yitirdikleri sürede zaman ayırırlar. İnsanların ortak özelliği belki de, herkes yitirdiğinde kendini hırpalar.

En önemlisi kendi istediğin hayatın içinde oynayabilmek. Amaçların uğruna haklı mücadele edip, bazen yenilgiyi de kabullenebilmek.

Ama aramızda sadece güzel bir hayat hikayesi bırakmak için didinebilen kaç kişi var?

Şimdi sorun kendinize; “kendimi nasıl bilirdim?” diye.

Bir de cevap verin lütfen;

Objektif, yalansız bir gözlemlemeyle.

 

  

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..