Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '15

 
Kategori
Güncel
 

Nasıl bilirdiniz?

Nasıl bilirdiniz?
 

Kenan Evren sizlere ömür...

Merhumu nasıl bilirdiniz?

Eski deyimle, "bu konuda rivayetler muhtelif..."

Ama cenaze töreninde imam efendinin bu yöndeki sorusuna "kötü bilirdik," diyenler tartaklandı, coplandı, tekmelendi...

Hoca haykırdı:

-        Hakkınızı helal edin!..

Cemaatte helal olsun, diyenler de vardı; haram osun, diyenlerde...

Adam, Amerikalıların "our boys" dediği 12 Eylül komutanlarının şefi idi.

Geldiler; esip gürlediler, kırıp geçirdiler ve göçüp gittiler.

Arkalarında kendilerine direnen ezilmiş bir yiğitler cephesi ile, 12 Eylül'ü sivilleştirerek dışarıdan yönetilen bir sistem haline dönüştüren bir kadro bıraktılar.

Bu kadro ülkenin başına ekonomik alanda neo-liberal sistemi ördü.

Sonra sosyal alanda önce 12 Eylül gençliğini devşirdi.

Daha sonraları bu gençliğin bir kısmı "dindar ve kindar nesil" üretiminin kaynağını oluşturdu.

12 Eylül bir cunta değildir.

Cunta eli ile toplumun damarlarına enjekte edilen bir sistemdir.

Bu sistemin başlangıçtaki vurucu gücü askeri cunta, teknik alandaki gerçek mimarı ise, daha sonra sırasıyla nöbet devralan sivil kadrolardır.

Bu kadroların "yeni Osmanlıcı" koludur bugün iktidarda olanlar.

Toplumsal erozyon ve Cumhuriyet değerlerinde yaratılan dejenerasyon askeri cunda döneminden çok, askeri cuntanın tetiklemesi ile daha sonraki kadroların döneminde gerçekleştirilmiştir.

Bugün yaşananların tohumları o süreç içinde atılmıştır.

12 Eylül'ün askeri kanadı ile onun ilerilere uzanan sivil kadroları arasındaki ilişkiyi [ve devamlılığı] göremezsek, bugünümüzü anlayamayız.

Türkiye ekonomisi tam anlamı ile dış güçlerin denetimine bu süreç içinde girmiştir.

Türkiye'nin hukuk sistemi, adım adım çöküşe bu süreç içinde girmiştir.

Toplumsal muhalefet, bu aynı süreç içinde korku toplumu haline dönüşmüştür.

Cumhuriyet rejimine karşı sürdürülen topyekun kalkışma bu sürecin içinde filizlenmiş ve önemli bir mevzi kazanmıştır.

İşte musalla taşında imamın sorduğu soruya alışılmış klişe yanıtlar seslendirilirken işte bu sürecin baş mimarı olan kişi [hiç değilse zihinlerde] yeniden değerlendirilmelidir.

Bugün o kişinin cenaze törenine katılmayan siyasetçiler ise yüreklerinde, kendilerini o koltuklara ulaştıran çok yıldızlı baş-zabite olan vefa borçlarını ödememiş olmanın sızısını duymalıdır.

Ve yine onlar... 12 Eylül'ün baş-zabiti'nin bugünkü "hal-i pür melali"ni görüp, biraz düşünmelidir...

 

@farukhaksal42

www.soruyusormak.com

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..