Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '06

 
Kategori
Eğitim
 

Nasıl davranılacak?

“Hiç sözümü dinlemiyor...” “Ne kadar uğraşsam da vaktinde yatıramıyorum...” “Akşam saatleri kabus gibi geçiyor...” “Yapma diyorum, gene yapıyor, gene yapıyor...”

Eğer işin içinde çocuk varsa, bu tür yakınmaları hep duyarız değil mi? Elbette hepimiz anne–baba olarak çocuklarımızı iyi yetiştirmek ister, bu uğurda uğraşıp dururuz... Ve tüm iyi niyetli uğraşılarımıza rağmen çocuklarımız bir türlü istediğimiz şekli almaz.. Biz bu istediğimiz şekle sokma çalışmasını çoğu zaman disipline sokma olarak adlandırırız. Sağdan soldan duyulmuş, kafalarımızda kurulmuş disiplin kuralları vardır ya, her nedense bir türlü işlemezler. Örneğin, çocuğumuzu söz dinlerse ödüllendirir, dinlemezse cezalandırırız. Zihinlerimize disiplin olarak yerleşmiş bu tavır gönlümüzce işleseydi, hepimiz akıllı, uslu, anlayışlı birer meleğe sahip olurduk.

Altı ve on iki yaşlarında iki çocuk annesi olarak, mesleki uzmanlığımı bir kenara bırakıp kendimi inceledim. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş ya, çocuklarımla geçirdiğim on iki yılda öyle çok hata yapmışım ki. Bunları sıraladım kafamda.

Hata Bir: Çocuklarım üzerinde kızgın olduğum zamanlarda disiplin kurmaya çalıştım. İşte, trafikte yorgun düşüp eve geldiğimde çocuğumun mızmızlanmasına veya yemeğini doğru dürüst yememesine kızdım, kendimce cezalandırdım. “Yemeğini yemezsen bir daha yemek yok. Aç, aç gez.” Ne oldu? Huzur bozuldu, yemek berbat oldu. Olan benim sinirlerime oldu. Ya da “Baban gelince bu yaptıklarını bir bir anlatacağım, bak bakalım neler olacak” Sonuç? Çocuğun özgüveni zedelendi. Babasını sadece cezalandıran bir infazcı olarak görmeye başladı. Bu örnekler benim zamanlama hatalarımı içeriyor bence. Problem yaratan davranışı çocukla konuşmak için uygun zaman o an veya o yemek sırası değil, iki tarafında daha sakin ve daha az savunmacı olacağı başka bir zaman, örneğin akşamın ilerleyen bir saati olabilirdi.

Hata İki: Disiplini yanlış ortamlarda kullandım. Çocuk tam da arkadaşlarıyla oynadığı sırada, odayı veya evi fazla dağıtmamaları konusunda uyardım ya da hemen toplaması gerektiğini aşılamaya çalıştım. Çocuk benimle tartıştı, toplamayı reddetti veya aksi cevap verdi. Burada hata çocuğu arkadaşlarının önünde uyarmak ya da azarlamak. Çünkü böyle bir ortamda çocuk arkadaşlarının önünde rezil olduğunu düşünerek ve onların varlığına güvenerek anne ile tartışır. Disiplin uygulamak ve kural koymak için uygun zaman ve ortamları beklemeyi öğrenmiş olmalıydım.

Hata Üç: Disiplin kurmak adına, zaman zaman kızgınlıkla istemediğim sözler sarf ettim. Küçük kardeşi ile sürekli dalaşan kızımı uyardım. “Huysuz kızım benim. Seni kaç kez şu kardeşinle dalaşmaman için uyarmadım mı? Artık ablasın, akıllı olman gerekir” Ne saçmalık... Çocuk bana akıllı olmakla, abla olmak arasında ne gibi bir bağlantı var diye sorsa kalakalırdım. Burada hatam, sözle hor görerek istediğim davranışı elde etmeye çalışmam. Aşağılanmak herkes gibi çocuk için de çok onur kırıcıdır. Çocuğun kendine güvenini sarsar. Ayrıca olumsuz ifadelerle çağrılan çocuklar zamanla onlara inanmaya ve kendilerine yakıştırılan sıfatı karakter edinmeye başlar. Laf aramızda kızım o gün bugündür kendini huysuz sanıyor.

Hata Dört: Zaman zaman evde disiplin işlemedi ve çocuklar söz dinlemedi, çünkü ben uygulamalarımda tutarlı olamadım.
Her akşam 20.30’da yatması kararlaştırılan çocuğum, o gün misafirim olduğundan yatmamakta direndi. Biz de anne baba olarak o anda uğraşmak istemediğimizden “Hadi peki, ama bu seferlik” dedik ve akşam yatma kuralımız böylece devamlılık gösteremedi. Benzer şekilde her gün 14:00 ile 16:00 arası öğle uykusu uyuması beklenen çocuğu, annesi saat 15:00’de bir arkadaşına çaya gideceği için uyutmaz ve “Bugün öğle uykusu uyumasan da olur” derse, o evde öğle uykusu daimi bir sorun haline gelir.

Hata 5: Disiplini sadece çocuklara uygulanması gereken bir yaptırım olarak algılarız. Bunu ben hiç yapmadım, ama yapıldığını çok gördüm. “Yalan söylemek çok kötüdür, sakın yalan söyleme” denilen bir çocuk, telefon çaldığında “evde olmadığımı söyle” durumuyla karşılaşırsa, yalan konusunda ne düşünür? Disiplin ailelerin kendi tutum ve davranışlarıyla başlar. Çocuklarımıza öğretmek istediğimiz davranışlara kendimiz örnek olmak durumundayız.

Hata Altı: Önceden açıklamadığım kural ve beklentilerime çocuklarımın uymasını bekledim. Uymadıklarında kızdım. Okula yeni başlayan kızım, eve döndüğünde hemen derse oturacağına kardeşi ile oynamaya dalardı. Ben kızardım, o direnirdi. Peki kızıma ders çalışma disiplinini kim verdi? Eğer ben açıklamadıysam, çevresinde başka okul çocuğu yoksa, aniden okul çocuğu olan bir oyun çocuğu eve gelir gelmez ders çalışması gerektiğini nereden bilebilir ki? Burada kendime sormalıyım, acaba evimde yapılması ve yapılmaması gereken davranışları ben hiç açık olarak dile getirdim mi?

Disiplinin ne olup ne olmadığı çok uzun ve farklı bir tartışma konusu olabilir. Ben burada disiplin sözcüğünü sadece gündelik yaşantımızda annelerin sıkça kullandıkları anlamda kullandım. Zaman içinde mesleki deneyimlerim ve kendi yaşantılarım bana evde disiplin sağlamak için salt otoriteye ve güç kullanımına gerek olmadığını öğretti. Uzmanım. Anneyim. Çocuk yetiştirirken hatalar yaptım. Doğrularım da oldu elbette. Çocuklarım büyüdü. Hem de onlarca hataya rağmen sağlıklı bir şekilde. Yani, lütfen endişelenmeyin. Hatalarınız var, ama hiç biri ölümcül değil. Siz iyi bir annesiniz. Ben de iyi bir anneyim. Hayat kitaplarda yazılan kuralları çocuklarına harfi harfine uygulama şansı tanımıyor insana. Üstelik benim çocuklarım için işleyen kurallar, sizinkiler üzerinde hiç etkili olmayabilir. Bilinçli hareket edebilecek kadar bilgiye mutlaka sahip olun, ama uzun vadede çocuğunuzu karşınıza almaktansa, sabırlı ve hoşgörülü olup onu desteklemek, şımartmadan sevmek ve sevildiğini hissettirmek yeterli olacaktır bence.

 
Kayıt tarihi
: 12.07.06
 
 

Eyüboğlu Erenköy Anaokulu Müdürüyüm..