Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '21

 
Kategori
Şiir
 

Nazile Gültaç'ın Şiirleri

Azerbaycan’dan yazar-şiar dostlarımı tanıtmaya devam etmek istiyorum. Azerbaycan’ın tanınmış şair ve yazarlarından olan Nazile Gültaç ile 4 yıl önce tanıştık. Çok uzun yıllardır dostluğumuz bulunan şair Coşkun Karabulut tanıştırmıştı. Tanışma faslımızdan hemen sonra Altınözü Kaymakamlığı ve Belediye işbirliğiyle 2018 yılında şairler yazarlar ressamlar ağırlayan Altınözü’ne konuk ettim. Altınözü Belediyesi Konferan Salonunda 700 edebiyatsever ile buluştu Nazile Hanım. Onun hem Türkiye Türkçesine hakim olması hem de arada bir Azerbaycan Türkçesi ile söyleşisi salondaki dinleyicilerin beğenisini fazlasıyla kazandı.

Nazile Gültac için kısa tanıtım ise şöyledir.   Doktor, şair,  yazar, araştırmaçı, tercüman    Bakü’de yaşıyor.  Dahiliye uzmanıdır. Azerbaycan Yazarlar Birliği  üyesidir.

Kitapları:1. “Suya yazılan sevda”, 2.“Yaşil pıçıltı”, 3.“Q?lbd?n dodağa”( Bakı),” 4. Ben gönlümü bilmezmiyim “,  5. “ Sevgi Yağmuru”( Ankara) şiirleri bir çok dile çevrilmiştir.

Türk halkları edebiyyatının Mahmut Kaşkari adına  Beynelhalk  Fondun “ ŞAN YARLIĞI” , Rusiya Yazarlar  Birliyinin “ Teşekkürname” ödülüne layik görülmüştür.( 2017 – ci yıl)

Şair Nazile Gültaç şiirlerinde genel anlamda özde kendine has bilgi, görgü, tecrübe, gözlem, duygu, mantık gibi ayrıca  kendini geliştirmeye dayalı diğer unsurlarla birlikte şiirlerine hayat veriyor. Her insanın insani yanını mısralara işliyor. Elbette şairin yaşanmışlığındaki acıları, özlemleri, umutları, yıkılan hayalleri veya gelecek için kurduğu hayalleri şiirlerde sözcük istifi pek yapmadan güzelce ifade edilmiştir. Örneğin anne şiirine bir göz atalım:

 

Anne

 

Tatlı  isteklerin yuvasıydı,

Kalbim bomboşdu şimdi.

Yüreğime yakınım,

gözümden uzakta.

Akan gözyaşı

götürüyor beni benden.

Kalbim bomboşdu şimdi.

Boşlukta bir haykırış

saklanmış.

Korkuyorum, o sesten.

Içimin dışında toz duman

geziyor, anneeeee!

 

Her insan ölümlüdür. Ölümün kendisi değil de belki de arkasında sakladığı sırlar ürkütür insanı. Şair annesine seslendiği yukardaki şiirinde yaşamayı öğrendiği her an korkularının da büyüdüğünü ve korkulardan annesine sığınma ihtiyacını anlatıyor.

Çıplak Dal, şiirinde dikkatimi çeken en çarpıcı sözcük dizeleri ise “kopan yaprakları toprak öpüyor” oldu. Ne kadar özenle seçilmiş olduğu da şiirin tamamını okuduğunuzda ortaya çıkıyor.

Yaprakları saptan  sararır,

dalları yaprak- yaprak yaşlanır

ağaçların  sonbaharda.

Kopan  yaprakları

soğuk topraklar öpüyor.

Yapraksız dalları

boz dumanlar bürüyor,

yüreğine girerek ,

içini kanatıyor.

Taş kaldırımda oturan,

dizini kucaklayan kadın da

çıplak dal.

Kış güneşine ısınmaz,

Serçe sesine tiksinmez.

Şiir yazdım  suya, diye başladığı insan ruhunu rahatlatan bu şiir ise okuyan yüreklere pozitif bir enerji akıtıyor adeta. Bir kaç şiirini paylaşarak kıymetli şair dostuma başarılar dilemek isterim.

Suya Yazılan Sevda

 

Şiir yazdım  suya.

Gönlümden başlamış,

akıyor yüzü çaylara.

Çiçeklerin yüzünde

Ağlıyor  damla- damla.

 

Şiir yazdım sabaha,

yüreğim ufkunda.

Çırpınıyor  göğsünde

bahtımın saatleri.

Döşeniyor ayağına

gecenin yıldızları.

 

Şiir yazdım sevdaya,

Belenip ay ışığına,

Bu sevda ne sana, ne bana,

Bu sevda yazılmış suya.

 

SENSİZ GECE

 

Bu gece sensiz  geçen gecelerden bir gece,

Bu gece isteklerin gecesi.

Karanlığı yaran Ay ışığından,

bir ışık yolu çekilseydi size.

Elimde yıldız gelseydim odana.

Görseydim bu gece sen de mi yalnız.

Senin uykunda mı gökte asılı?

Katı karanlıklar derinden- derin,

Bu gece bu zülmet beni boğacak.

Üstüme yürüyen saatler oyanık.

Bu gece sensiz geçen geceden biri,

Bu gece görüşe bir adım yakın,

Umutlu sabaha açılan kapı.

Ay gece, sen beni aklında sakla.

Umudun ışıktan gitmez uzağa.

 

HEYHAT

 

Bildiğin gibi değil her şey,

Hayretim ahımdan büyük.

Başımda deli rüzgâr.

Kapımı dögüyor yeller

soğukdan üşüyerek.

Ne külüm, ne de duman,

ocaktım bir zaman.

Bir köz  kızarıyor

odanın  köşesinde.

Kaderin sonuncu umudu  gibi.

Bildiğin gibi değil her şey.

Gördüyün gibi değil hayat,

Bilemediğin gibidir, heyhat.

Heyhat!

 

TAŞ GİBİ

 

Sonbahar  sisinden nem çeken kader,

Turna teleğiyle ayrılık yazdı.

Sonbahar  umuduna bürünen kader,

Garip turna gibi yolunu yazdı.

 

Kör olan bir bahtın tutup elinden,

Geziykorum sonbahar, kış arasında,

Yanan yüreğimin, seni ararken,

Ölümü göz ile kaş arasında.

 

Bazen bütün ömür olur gereksiz,

Günler akıp gidiyor gözde yaş gibi,

Yaşamak olurmuş, inan yüreksiz,

Yaşamak olurmuş, kara taş gibi.

 

AK, KARA

 

Renkler dünyasında yeşil, sarı yaşıyoruz.

Günlerimiz ak, kara.

Kaderimizi cızıyoruz, siliyoruz.

Umutları boyuyoruz rengareng.

Gamımızı  renkliyoruz

Gecenin ışığıyla,

Sabahın tan yıldızıyla.

Gidiyoruz ömür yolunda tenbehlenmiş.

Şımarık, küskün cocuk gibi.

Ellerimiz gökyüzünden asılmış.

Aramızdan rengler akıyor.

Hayatımız boyalı, boyasız,

Gülüş ve gözyaşı karışmış.

 
Toplam blog
: 49
: 964
Kayıt tarihi
: 03.02.13
 
 

Öğretmen / Yazar - Şair  ..