Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '08

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

Ne dedin sen!

Ne dedin sen!
 

Hiç yaşlanmadan kalabilmek, hoşşşşş


Televizyonun hayatımıza girerek canım sohbetlerimizi elimizden almadan önce akşamları hep birlikte oturur usulca açılan radyodan şarkı, türkü, radyo tiyatrosu ve babamın merakla beklediği ajans haberlerini dinler sonra sohbete dalarlardı annemle, bizde keyifle dinlerdik onları.
E e kim ne yapmış,, kim görmüş, ne demiş hepsi konuşulurdu. Yorum da yaparlardı çok kez. Farkına varmadan kulak misafiri olurduk tüm kardeşler.

Kimi konular da yaptıkları yorumları hayretle dinler "vayy demek böyle oluyormuş" diye düşünür kafamın içindeki küçük not defterine küçük küçük notlar alırmışım da haberim yokmuş.
Emeklilerden bahsederler di. Emekli olan kişilerin emeklilik sonrası boşluğa düştüklerini sonra mazallah güp diye öbür tarafa gittiklerini söylerlerdi. Kocaman açılmış gözlerde dinlerdim kendi adıma.
Yıllar yılı emekli olan kişilere gidici gözü ile bakmışımdır hep(töbeee allah korusun emekliliği çoktan haketmiş ben aman aman herkes tahtaya vursun efendim)

Bir ara adı lazım değil erken emeklilik çıkmıştı, ne çok kişi emekli oluvermişti. Şimdiler de işe girenler için artık emekli olmak hayal... hatta düş....)

En çok kızdığım da çor çocuğun gelip gidip "abla emekli olmuyor musun ? demesi... "SANA NEEE" diyesim geliyor...

Çaktırmıyorum gülümsüyorum, buradayım daha diye.
Yeni işe başlayanlar benim sıpalarla aynı yaşta.Yıllar ne çabuk geçmiş öyle. Dün gibi hatırımda babamın elimden tutup ?? heyyy o okula başlamam dı. Yaşlılık ne dersiniz karıştırıyorum böyle işte.
Ne kadar hevesle başlamıştım. İlk başladığım gün çalıştığım yerde ki iki delikanlı hemen bana gelip ilgilerini esirgememişlerdi. Müdürümüz bunu fark edip "Halide hanımın etrafından çekilsinler "diye buyurmuştu. Hoşuma da gitmişti.
Şimdi bakmışım işyerinin yıl olarak en kıdemlilerindenim.
Her şeye rağmen çalışma hayatım da değişmeyen tek şey o çalışma aşkım oldu. Keyif alıyorum işe yaradığımı hissetmekten. Büyük bir ciddiyetle işime sarılıyorum. Bunu yapmayanlara da çok kızıyorum.
Yine yoğun günlerden biri...

Zamanında yerine gelmeyen memur arkadaşımızı bekleyen yaşı oldukça ileri beyefendi ile görevim olmamasına rağmen, ilgilenip yönlendirmeme rağmen, geç kalan arkadaşımız gelince ağzından tükürükler saçarak öfke ile konuşan beyefendi ileri geri konuşup hepimize verdi veriştirdi.
E beni de es geçmedi tabi, tüm hatun kişilerin en hassas olduğu ince yerden vurarak "sende dilekçeni yazarak evinde otur artık" diyerek o muhteşem fikrini söyledi.
Beynim de şimşekler çaktı, günün sıcağını bile kat kat sözleri ile ortalığı ısıtarak onu yıkacak en vurucu cümleyi nasıl buldum halen halen kendime şaşarak ve içimin yağları eriyerek o muhteşem cümlemi kurdum; " E sende bir mezar yeri alarak gir içine"...hava bir anda buz kesti. yılların yüzünde bıraktığı çizgiler kaskatı kesti. Tek kelime edemedi.
Bir kaç söz daha edildi ama kendini bilmez o kişiye hak etmediğim o haksız söz karşılığı verdiğim muhteşem yanıt için kendimi kutlayıp duruyorum.

Siz siz olun sevgili arkadaşlar, kimseye yıllar emeklilik, yaş konusunda yorum yapmayın. Baharınız döner kışa anında.
e artık emeklilik yaşı da aldı başını gitti 60 lara 65 lere...Bu tür sözleri çok duyacağız çokkk ...sevgi ile kalın efendim.

 
Toplam blog
: 292
: 1094
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Yazmaktan hoşlanan... Kelimeleri renklendiren bir sihirbazım ben.. Bodrum'da yaşamaktayım.. Sev..