- Kategori
- Mizah
Ne güzel yönetirlerdi aslında ülkeyi... Ah şu vatandaş olmasaydı…
Resim: Milliyet
Melih Aşık, 7 Nisan Salı günü kaleme aldığı “Medya Zaferi” adlı yazıda, "yani bu yazıyı yazmama neden olan yazıda", yukarıda kullandığım başlığa benzer bir paragraf kullanmış. Söz konusu paragrafa geldiğim zaman bir taraftan gülümsedim, bir taraftan da evet ya dedim, ne güzel yönetirlerdi aslında ülkeyi şu vatandaş olmasa…
Tıpkı...
Hamilelik olmasa, hiç tanışmayacağımız çatlaklar gibi…
Hastalar olmasa, hiç terlemeyecek doktorlar gibi…
Kediler olmasa, hiç yorulmayacak fareler gibi…
Çobanlar olmasa, gönlünce otlayacak koyunlar gibi..
Bulutlar olmasa, hiç yağmayacak yağmurlar gibi…
Nehirler olmasa, hiç boğulmayacak insanlar gibi…
Çekler olmasa, hiç yazılmayacak arkalar gibi…
Köşeler olmasa, hiç dönülmeyecek kavşaklar gibi…
Yazarlar olmasa, hiç yakılmayacak kitaplar gibi…
Karun olmasa, hiç bilinmeyecek zenginlik gibi…
Küpler olmasa, hiç doldurulmayacak altınlar gibi...
Sınırlar olmasa, hiç çizilmeyecek haritalar, hiç çıkartılmayacak pasaportlar gibi...
Çocuklar olmasa, ömrünce çıplak gezecek krallar gibi…
Kadınlar olmasa, lügate hiç girmeyecek kelimeler gibi…
Zar denilen şey olmasa, hiç sorgulanmayacak namus gibi…
Eşekler olmasa, hiç binilmeyecek sırtlar gibi…
Ayaklar olmasa, hiç giyilmeyecek çoraplar gibi…
Gözler olmasa, hiç görülmeyecek katarakt gibi…
Tarla olmasa, hiç ekilmeyecek darı gibi…
Düşman olmasa, hiç kullanılmayacak silah gibi…
İşçi olmasa, hiç yaşanmayacak grev gibi…
Uçurum olmasa, hiç düşülmeyecek yar gibi…
Ölüm olmasa, hiç girilmeyecek mezar gibi…
İnsan olmasa, hiç yaşanmayacak savaşlar gibi…
Sevda olmasa, gönüle dolmasa, yiğit kuru soğana muhtaç olmasa vs. vs.
Ne güzel olurdu aslında değil mi?
Biz ne gereksiz varlıklarız değil mi?
Benim aklıma ilk gelenler bunlar şimdilik. Gerisini de siz getirin isterseniz.
- Toplam blog
- : 669
- : 1503
- Kayıt tarihi
- : 19.01.07
Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..