Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ne komşuma iki, ne de bana bir.

Ne komşuma iki, ne de bana bir.
 

Yeni yaşanmışlıklar; hep eski türküleri, sözleri dile düşürüyor….

Aşık İlhami’ye ait çok eski bir türkü vardır; eskiler dahi iyi hatırlar - benim gibi :)

Kendi noksanını bilip ârif ol,
Kimsenin ayıbını gözetme gönül.
Yetmişüç millete bir nazarla bak,
Hak sevmiş yaratmış söz etme gönül.

Sakın kalleş olup lakırdı düzme.
Kimsenin âlemde gönlünü üzme.
Düzelmiş bir işi varıp da bozma,
Isınmış dilleri buz etme gönül.

İlk Babamdan duymuştum bu türküyü.

Tanrıya inanan – ama insana her şeyden önce inanan – biriydi Babam .

Ve ben de onun; deneye deneye yolunu bulmuş,

denediği için de “ Nietzsche’nin ‘Tanrıyı ve sevdiklerini deneme, kaybedersin’ sözünü haklı çıkarmış kızıydım …

Öğüt gibi kurduğu bir cümlesi vardı Babamın : Bas Müminin ayağına ki , gör Yezit'lik nerden çıkar….

O kadar doğru bir cümleymiş ki :(

istemeden bir dostun ayağına bastım da ordan biliyorum…

İçindeki savaşı bitirmeden; kendiyle barışmadan yani, pek dışında olan biteni göremiyor insan….

Hep kendine odaklanıyor çünkü.

Hele hep konuşuyorsa, hiç duymuyorsa….. Eyvah ki eyvah….

Ne demiş Cibran : Bana kulağını ver ki sana ses verebileyim….

Hep konuşan olunca , kulağını vermediğinde karşındakine yani ; karşındaki hep susuyor….

Ama bu pek hayra alamet değildir bilirsiniz….

Sıkışan enerji patlar çünkü….. Günümüzde örnekleri çok…

Y.Ritsos “ çocuğun gördüğü düştür “ demiş Barış için…

O kadar güzel yani….

Ve o kadar saf….

Belki de biz büyükler o nedenle bu güzel düşü kuramıyoruz bir türlü…

Çocuklar direk kuruyorlar düşünü …

Biz büyükler ; Barış “ AMA “ diye başlıyoruz hep cümleye.

Hiç Barışın yanına “ AMA “ eki konurmu ?….

..

Babamın anlattığı bir kıssa geldi aklıma;

Hızır tebdili kıyafet gezerken; öküzü olmayan yaşlı birini, toprağı sürerken görür.

Çok üzülür buna ve o günün sonunda Tanrıya durumu anlatıp ; yaşlı adama bir çift öküz vermesini rica eder…

Tanrı da derki:

O ihtiyara de ki ; her sabah elini yüzünü yıkarken üç kere “Allahım komşuma iki öküz bana bir öküz ihsan eyle “ diye dua etsin…

Birkaç güne kalmaz öküzü vereceğim…

Ertesi gün yaşlı adamın yanına giden Hızır, baştan sona durumu anlatır ve şayet “ komşuma iki bana bir öküz ver Allahım diye dua ederse Allah’ın ona öküzü vereceğini söyler…

Adam birden celallenir ve yooo der;

Ne komşuma iki, ne de bana bir…

...

Nerden nereye getirdi yazıyı kelimeler - cümleler…

M.C.Andayın bu şiirini de çok severim…Bu şiir noktayı koysun yazıya :)

Belki siz de seversiniz ?

Bayılırım şu düzenli dünyaya
Kışı yazı
Baharı güzü
Gecesi gündüzü sırayla.
Ağaçların kökü içerde
Bütün ağaçların kökü içerde
Dalların başı yukarda
Insanların aklı başında
Bütün insanların aklı başında
Beş parmak yerli yerinde
Baş işaret orta yüzük serçe.
Diyelim kalksa da serçe
Orta parmağa doğru yürüse
Ne haddine!
Yahut akasyanın biri
Başını toprağa daldırdığı gibi
Bir gezintiye çıksa
Merhaba kestane, merhaba çam
Selamün aleyküm, aleyküm selam
Kimsin nesin nerelisin derken
Laf açılır mı bizim akasyanın kökünden
Bir uğultudur başlar rüzgarda
Kökü dışarda, kökü dışarda...
Yahut ne olur koca bir dağ
Baş aşağı gelsin...
Aman Allah göstermesin.
Bayılırım şu düzenli dünyaya
Altta ölüler
Üstte diriler
Gel keyfim gel!

Ekim-2009- haticeatalay

 
Toplam blog
: 206
: 1273
Kayıt tarihi
: 24.09.08
 
 

Don Kişot, Matematikçi, Öğretmen, Öğrenci ..