Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '07

 
Kategori
Mizah
 

Ne zahmeti, emrin olur.

Ne zahmeti, emrin olur.
 

Anne;
- Hadi kalk oğlum, okula geç kalacaksın. Çocuk;

- "Tamam” der ama o sıcak yatağından bir türlü ayrılamaz. Anne bu kez karakter rollerinin vazgeçilmez aktörü babayı zorla kötü adam rolüne çıkarır:

- Sen söyle.

Baba bir iki sözlü girişimden sonra bakar ki hareket yok, son çare olarak çocuğunun yanına yatar, yapılan bu eylem (her zaman başarılıdır) çocuğun yatağından kalkmasını sağlar.

**
- Baba uykuda iken anne tarafından dürtülerek uyandırılır. Baba irkilir ve sorar:

- Deprem mi oldu?

- Şuna bir şey söyle, gece yarısı oldu o hala bilgisayarın başında.

- Saat kaç?

- Yarıma geliyor.

- Sen yatmadın mı daha?

- Çok reklam vardı, dizi yeni bitti.

- Dizin batsın.

- Ne?

- Dizim ağrıyor. Sabah söylerim.

**
Kardeşim;

- Abi geldiğin iyi oldu, şunu korkut, mamasını yemiyor. Seni görünce yer belki.

- "Tamam", der çocuğu korkutmaya başlarım:

- Ana okulu, ilköğretim, dershane, oks, lise, yine dershane, öss, kpss, askerlik, iş, evlilik, ev, araba, çoluk, çocuk derken kardeşim;

- Tamam abi tamam. Gene başlama.

- Korkut dedin, korkmuyor işte, hem araya 'waw' efektleri de koydum bu defa. Duydun.

Yeğen bana güler, ben ona. Bir kaşık mama bana, iki kaşık ona. Bak uçak, aç ağzını, vın.

**
Birader;

- Abi, kız sigaraya başlamış, bizleri taktığı yok. Bir de sen konuşsan.

- Olur. ""Bak kızım, güzelim içme bu sigarayı. Bırak bu mereti. Sen daha iyisine layıksın. Esrar, eroin, kokain, LSD, kullan". Birader bana darılır. Üç gün konuşmaz.

**
İlham gelsin isterim, yeni blogum için değişik bir konu olsun isterim. En iyi yerlerden biridir sahildeki banklardan birine oturup, hem temiz hava almak, hem de beklemek, ilhamın gelmesini.

İlham gelmez, bayanın biri gelir, çocuğuyla önümden geçer. Çocuğu sürükler adeta. Tam karşımda durur. Anne bana bakarak:

-Bak amca kızıyor.

Ayna taşımam ki bakayım yüzüme. Kızgın mıyım bileyim. Nereden anladı, sadece merak ettiğim için sorarım:

-N’oldu ki?

-Koşmak istiyor, düşecek, üstü başı kirlenecek.

-Koşmak istiyorsa bırak koşsun, sürüklemek için mi dışarı çıkardın çocuğu bu güzel havada, hem üstü kirlenirse yıkarsın. TV de bir sürü deterjan reklamı var. Kullan birini. Tavsiyem bahar kokulu olanı kullan. Mayıs'a uyar.

-Terbiyesiz, yaşından başından utan.

Utanmaz, arsız, yüzsüz bir adamım. Yüzsüz, Fantoma gibi.

**
Yine deniz kıyısı. İlhamı beklerken martıları, karabatakları izliyorum. Anne ve iki çocuğu gelir. O kadar yer vardır sahilde ama benim olduğum yer farklı olmalı. Çocuklar yerden taş alırlar atarlar denize. Biraz evvelki kadınla bir şekilde kan bağı olmalı ki:

- Yerden o pis taşları almayın, elleriniz kirlenecek, mikrop kapacaksınız. Hem bak amca ağlar, küser sonra.

-Hoppala! Nereden bulurlar, nasıl yakıştırırlar bu özellikleri bana. Gider toplarım yerden bir sürü taş.Bayana verirken:

-Hanımefendi bunları sabah yıkadım. Çok temiz. Deniz de kirlenmemiş olur hem. Yarın gelirseniz daha çok yıkar getiririm. Çocuklar bu taşları denize atmazlarsa işte o zaman küserim, hatta çocuklarınız ayakkabılarını, çoraplarını, ceplerinde ne varsa atsın. Beni ağlatmayın.

Anne çocuklarını yanımdan hızla uzaklaştırır.

**
Yine deniz kıyısındayım. Ben de denize taş atmaya başladım. Sonra gittim banklardan birine oturdum. İlham falan beklemiyorum artık. İki genç gelir, sarmaş dolaş, otururlar yan banka. Hiç karışmam. Gençlik gibisi var mı? Onlarda bana aldırmaz. Hiç olmazsa karışan görüşen yok ohh. Bunlardan esinleneyim, 19 Mayıs yaklaşıyor, gençlik konusuna konsantre olayım derken, kaderim mi, alın yazım mı nedir, bir TC vatandaşı gelir, ve:

- Kardeşim bir şey söylesene şunlara, ulu orta olur mu bu, ayıp!

- Haklısın, söyledim hem de kaç kere, bu iş burada olmaz bizim eve gelin dedim, kabul etmediler, daha ne diyeyim.

- Sapık mısın, pe..misin, nesin. Deyip uzaklaşır. Gençler duymamazlıktan gelir, devam. Benim aklım blog’da.

Bari bunu yazayım, dedim. Güleriz, hiç yoktan iyidir.

 
Toplam blog
: 240
: 2494
Kayıt tarihi
: 13.04.07
 
 

6 Mayıs, bir Hıdırellez günü "Merhaba dünya" demişim. Geçen elli küsur yıl. Bir şarkı vardır Osma..