Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

Neden, niçin, nasıl?..

Neden, niçin, nasıl?..
 

Günlük siyasetin akışı içinde esen rüzgârın terkisinde yuvarlanmamak için, ülkeyi ve Dünya’yı [biraz] yüksekçe bir tepeden seyredip, görebilmek lazım…

Amerika niçin İran ile didişiyor?

Irak sokaklarında niçin sel gibi kan akıyor?

Bağımsızlık Savaşı’ndan “kaynaşmış bir kitle” olarak çıkan Türkiye halkı, bugün niçin etnik ayrılıkçıların sürüklediği bir iç savaşın içinde?..

Ve niçin Türkiye, ABD’nin “stratejik ortağı?..”

Ve niçin Türkiye, işbirlikçi yönetimler tarafından idare ediliyor?..

Ve niçin Türkiye’nin aydınlık insanları soruşturma ve zindan tehditleri ile iç içe, karşı karşıya?..

Niçin?.

Bu düğümü çözmek için Allame-i Kübra olmak gerekmiyor…

Yukarıda, birer “niçin”e bağladığımız cümleleri alt alta koyup, birbirleri ile bağlantılarını yakaladığınız anda, Dünya’yı da, bu ülkeyi de, bir kuş gibi seyredip, kuş bakışı izlemekten kurtulabilirsiniz…

Başınıza gelen her melaneti, bir “kader” olarak kabullenmeyip, “neden-niçin ve nasıl”larını aradığınız zaman; yani önünüzdeki sorunlara, bilimsel bir nedensellik arayışı içinde yaklaştığınız zaman, sorunların kendilerini yaratan nedenlerle ilişkilendirildiğini ve zihninizin de zorunlu olarak aydınlandığını görürsünüz…

Gelişen her olayın, tarihte olup bitmiş her vakıanın birbiri ile ilişkili nedenleri mevcuttur.

Tayyip Erdoğan, Ergenekon davasının savcısı olduğunu ilan etmiş ise, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın karşısında olması ve Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi [BOP]’un da [Obama yanında] eş-başkanı olması doğal ve hatta zorunlu bir gelişmedir.

Bir milletvekili adayı seçim çalışmaları sürecinde milyon Dolarlar harcamış ise, hedeflediği koltuğa oturduğu zaman bu “gider”i çıkaracak “gelirler” yaratması kaçınılmaz bir gelişmedir…

Nedensellik bağı; yani eski deyimle illiyet bağlantısı, her olayın “illi sebepleri” olduğunu; yani, belirli nedenlerin zorunlu sonuçlarına bağlı olarak ortaya çıktığını ve bir zorunluluk zincirini izleyerek, geliştiğini göstermektedir.

Eğer çevremize, ülkemize ve Dünyamıza bakarken, kader saplantısı ve “takdir-i ilahi” tevekkülü içinde değil de, pozitif bir nedensellik arayışı ile dimağımızı yönetirsek, olayların iç dinamiklerini keşfeder ve dolayısıyla da, sorunları bir bir çözebiliriz…

Toplumsal olaylar, belirli nedensellikler içinde gelişmektedir. Bilim ise, sözünü ettiğimiz bu nedensellik bağlarının iç yasalarını araştırıp, ortaya koymaktadır.

Bizler ise, birer birey olarak, insanı, toplumu ve evreni kavramaya çalışırken bilimin bize sunduğu gözlüğü ve pozitif verileri kullanmak ve nedensellikleri sorgulamak zorundayız…

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..