Bilincinize atacağınız bir küçük çentik...

Sahne aynı: Anadolu toprakları.

Senaryo aynı: Ülkenin parçalanması.

Sadece yönetmen ile aktörler farklı:

- Sahnede İngiltere – Fransa - Rusya yerine, Avrupa Birliği destekli Amerika var...

Kökü dışarıda “medya” dahi aynı...

O zamanlar Bab-ı Ali basını “iş” görüyordu sömürgecilere; bugün işbirlikçi sermayenin kartel - medyası...

O günlerin sömürgecileri, “Din Devleti”nin başkentine çöreklenmişler, ülkeyi parçalayan Sevr Anlaşması’nı kutluyorlardı…

Bugünün emperyalistleri “Ilımlı İslam” stratejisinin göbeğine çöreklenmişler, ayranlarını yudumlayarak, Gümrük Birliği Antlaşması’nı kutluyorlar... “Eş-başkanları” ile birlikte… Birlikte ve hep beraber!

O gün Anadolu’yu Din Devleti yönetiyordu.

Bugün, Anadolu’da Din Devleti kurulmak isteniyor.

O gün ülke fiilen parçalanmıştı.

Bugün Türkiye’yi parçalayan haritalar yayınlanıyor medya organlarında.

O günler… Ve bugünler.

Ve “hey gidi günler, ” hey!..

Hey gidi büyük Türk milleti, hey.

Ve hey gidi, “Bağımsızlık benim karakterimdir”, diyen koca komutan… Hey!..

O gün ülkenin bağımsızlığı için mücadele edenlerin başında Mustafa Kemal Paşa vardı…

Bugün Gazi Paşa’yı “Mustafalaştıranların kültürü…

Ve bugün bir başka gündür, aziz Türk milleti.

Bugünün günü, siyaset, politika, meclis, propaganda, oy, seçim ve geçim günü değildir.

Bugün, Avrupa Birliği yemi ile bağımsızlığı yok edilmiş, toprakları paylaşılma aşamasına gelinmiş bir vatanın savunulması günüdür.

Hattı müdafaa yoktur… Sathı müdafaa vardır… Ve o satıh, bütün vatan toprağıdır…

Bırakınız şu partiyi, bu martiyi… Şu lideri, bu mideri...

Şöyle bir etrafınıza bakınız.

Dikkatlice ve keskin gözlerle bakınız.

Ne görüyorsunuz?..

Sizi vatanın savunulmasına çağıran etkin ve kararlı bir ses, bir hareket ve bir çağrı... Görüyor musunuz?

Eğer görüyorsanız, o sese kulak verin.

O harekete dikkat edin ve o çağrıya katılın.

Güç verin, omuz verin; gönül koyun.

Görmüyor musunuz?

O zaman ya bir göz doktoruna uğrayın; ya da bilincinize kara bir çentik daha atın.

Atın ki, gözleriniz açılsın. Atın ki, o sesi duyup, o çağrıyı idrak edin!..

Bu çentik, vatanın kurtuluşunun ilk tomurcuğu olsun.

Ve o tomurcuk öyle bir açsın, öyle bir gelişsin ki...

Ülkenin toprakları üzerinde artık, hiçbir sömürücü gücün, iştahı kabarmasın...

Kabaramasın!