Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '16

 
Kategori
Sosyoloji
 

Neden bazı beyaz Hristiyanlar siyahlardan nefret etmekte? İslam dünyasında benzer durumda olan kim?

Neden bazı beyaz Hristiyanlar siyahlardan nefret etmekte? İslam dünyasında benzer durumda olan kim?
 

Amerikan filmlerine ve edebiyatına çokça konu olan ve daha öncesi çokça bilinmeyen Beyaz Avroamerikalıların siyah ırka düşmanlığının nedenini İslam dünyası pek anlayamamış ve nedenini bilmemiştir.

Peki neden Batılılar Afrikalılardan nefret etmekte?

Neden bu ırka olmadık zulmler yaptılar?

Neden kıtaları olan Afrikayı talan ettiler?

Neden ABD'nin siyah bir Başkanı olması bu  kadar gecikti?

Neden ABD'nin iç savaşının en büyük konusu da geçmişte bu oldu?

Neden Güney Eyaletleri Kuzey'den daha fazla siyah ırk düşmanı?

Bunca sorunun cevabı aslında çok karışık sayılmaz. Kökeninde dinsel nedenler var. Kitabı mukaddeste denilen İncil ve Tevratın tüm metninde ilk kısım Yaratılış Suresidir. Yaratılış (Genesis) Suresini aslında Alak Suresine de benzetebiliriz. Yaratılış Suresinde yaratılma konusu ilk göze çarpan unsurdur. Bu surede çok önemli bir ayet vardır ki bu tamamıyle yukardaki soruların cevabını da büyük oranda vermektedir.

"Nuh'un üç oğlu vardı, dünyadaki tüm insanlar onlardan türedi. Nuh çiftçiydi. İlk bağı o dikti. Şarap içip sarhoş oldu. Çadırın içine çırılçıplak uzandı. Kenan'ın babası olan Ham , dışarı çıkıp kardeşlerine durumu anlattı. Sam ve Yafet bir giysi alıp omuzlarına attılar ve geri yürüyerek çıplak babalarının üzerini örttüler. Babalarını görmemek için yüzlerini öbür tarafa çevirdiler. Nuh ayılınca küçük oğlu Kenan'ın kendisine yaptığını anladı ve 'Kenan'a lanet olsun, Ham ve Sam soyuna köle olsun' dedi. " Yaratılış Suresi 9:19-26

Bu surede "Nuh ayılınca küçük oğlu Kenan'ın kendisine yaptığını anladı " kısmını yüzyıllardır Musevilerin ve Hıristiyanların büyük çoğunluğu Kenan'ın Nuh'a sarhoşken tecavüz ettiği şekliğinde yorumlamakta ve Kenan'ın bu yaptığını Nuh'un ayılınca fark ettiğini ve ona lanet ettiğini ve onun soyunun da diğer kardeşlerinin soyuna köle olmasını dilediğini görmekteyiz.

Şimdi burada düşünsel tavaf yapalım ve vicdani Sa'y yapalım. 

1- Kenan'ın yapmış olduğu bir hatadan dolayı onun bu konuda suçsuz olan tüm soyuna lanet etmek doğru mu?

2-Kenan'ın soyunun Siyahlar olması nasıl açıklanabilir? Bu gruba diğer esmer ırklar Hindistanlılar, Yemenliler, Bangladeşliler neden girmiyor da illa Afrikalılar? ( Afrikada bir bölgeyede Kenan İli demekteler)

3- Melezlerin durumu ne olacak?

4-Bu doğruysa neden Hıristiyan Siyahlar ve az da olsa Museviler var?

Konu din olduğunda ve dinsel metinler olduğunda insanların çoğu düşünsel tavaf yapmayıp yan çizmekte. 

Yukardaki konuyu 25 sene önce Ankara'da yaşarken sohbet ettiğim İngiliz misyonerlere de açtım. Onlara ırkların oluşumunda iklimlerinde etkisi olduğunu zaman içinde iklimlerin insan ırkını açık tenli yada esmer olmasına zamanla yol açtığını söylediğimde Siyahların lanetle bu hale geldiğini iddi etti bazıları bazıları da ima etti.

Herne kadar sihaylardan nefretin din sosyolojisi yönüyle sebebi bu olsa da başka nedenleri de vardı. Siyahların doğal vücut kokusu beyazlara çok kötü gelmekte ve bu da beyaz ırkın siyahlara olan bakışını kötü etkilemekte. Kabe'de beraber namaz kılan Zencilerin kokusu farklı ve kötü geldiği için Avrupa ve Asya'dan gelen beyaz müslümanların bazıları Zencileri pis sanmakta. İç anadoludan Kabeye hacca giden yaşlı hacılar siyahları da Arap olarak görmekte ve Araplar pis diye en güzel müslümanlık bizde biz temiziz gibi cahilce ve vizyonsuzca laflar etmektedir.

Diyelimki Siyahların Nuh tarafından Kitabı Mukaddes'te (Tevratveİncil'de) lanetlendiğini çünkü Kenan'ın soyu olduğunu kabul edelim. 

Bunu kabul ettiğimizde evrensel Adalet ilkesine aykırı düşünsekte aslında bu durum Cennetten kovulan suçlu Adem ve Havva'nın suçlu sayılan çocukları olan insanlık çarmıhta biricik oğlunu insanlığın günahları için feda eden ve bu günahlara Hz İsa'yı kurban veren tanrısal vizyona inanmaktalar Hristiyan dünyasında. Günahkarlık doğuştan gelmekte ve her doğan bu günahtan kurtulması için vaftiz edilirler ve arınırlar zira İsa'nın şefaatçi kanı insanlardan ona tabi olanları kurtaracaktır tezi işlenmiştir.

Ne tuhaf ki Hıristiyan düşüncesi kendi günahlarını ve suçunu İsa'ya tabi olmakla kurtulduğunu sanırken (BU DÜŞÜNCE GELENEKSEL MÜSLÜMANLARDA HZ MUHAMMEDE TABİ OLANLARA ŞEFAATİN ERMESİ YADA ŞEYHİN HİMMET VE ŞEFAAT YETKİSİ SAHİBİ OLDUĞUNUN ZANNEDİLMESİDE AYNI ŞİRKİN YOLUDUR) aynı kurtuluş hakkı siyah ırka tanınmamış ve onlara uzun süre köle muamelesi yaptılar. Ancak emperyalizm zamanla şekil değiştirerek kölelik ve ömürü konusunda farklı yol izlemiştir. Bugün siyah ırka köle olarak davranılmıyor. Hatta ABD'de siyah ırktan başkan bile seçildi. Ancak bunun bu an böyle olması zihinlerde siyah ırka yönelik lanetlenmişlik meselesini ortadan kaldırmadı.

Kendilerine karşı lanetlenmiş ve köle olarak uzun zaman kabul eden güney ABD li eyaletlerin siyahları bu düşüncelerinden medeniyetin şehirlerinden New York'u görmeleriyle vaz geçmişlerdir. Dünya ve medeniyet değşmekte ve ilkel kölelik anlayışıda değişmiştir. 

DÜnyada yeni bir tür kölelik ve sömürü ortaya çıkmış durumdadır ve bugün şehirlerde köle sınıfını temsil eden kesimler elbette asgari ücretli emek yoğun çalışan ve emekleri sömürülen şehirlerde var olma savaşı verirken kendilerini özgür sanan emekli olma hayaliyle ömür tüketirken emeklilik yaşının uzatılmasıyla ancak mezarda emekli olabilecek insanlarla doludur.

Madem köle ve efendi, sömürü ve sömürülen sömüren zihniyeti kendini yenilediyse öyleyse çalışan ve emek harcayan kesimler de kendileri için birşey yapmalı ve kendi patronlarına yalakalık yapmayı bir kenara bırakarak demokratik adil ve hakkını arayan bir zihniyete kavuşmalıdır.

Dinlerin bir çoğu insanlara özgür olmaları için gelmişti, zamanla Allahın indirdiği mesajlar güç peşinde koşanların değiştirmeleri ve sömürü zinciri oluşturmak için İncile Pavlusun ek mektupları eklendi. Kuran'ın önüne de bir kısım sahih olmayan hadislerle perdeleme yapıldı.

Konuyu anlamak için aşağıdaki filmleri seyretmenizi tavsiye ederim

Zincirsiz

Mississipi Yanıyor

Bu yazıyı okuduktan sonra "Hıristiyanların böyle saçma sapan inanışları var bizim dinimiz en güzel din, Hz Bilal de siyahtı ama ilk ezanı okyan kişiydi, İslam'da asla bu çeşit zulmler olamaz" diyenleri duyar gibiyim. Bu kısmen haklı kısmen değil. Çünkü müslümanların ezici bir çoğunluğu kadın konusunda uzun süre batılıların siyahlara yaptığı zulmü yapmasada bir benzerini yapmıştır. Kadın konusunda yazılan bazı hadisleri okuyan bir çok kadın kesinlikle İslam dininin bu uydurulan hadisler yüzünden düşmanı olur. 

Kökeni Tevrat olan bir çok konu İslama devşirilmiştir. Mesela Tevratta Havva'nın yasak meyveyi yediren kişi olduğu yazılıdır.

Yaratılış 3. Bölümde "Rab 'Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin? Adem: 'Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi bende yedim"

Burada ki ifadede Adem bir anlamda Şeytan gibi suçu kendinden atmakta ve Havva'ya satış yapmaktadır. Bu ahlaki bir durumda değildir. Havva direk suçlanmış ve kadına karşı Yahudilikteki güvensizliğin temeli bazı hadislerle geleneksel İslama da taşınmıştır.

"Eğer Havva olmasaydı hiçbir kadın kocasına ihanet etmezdi"(Buhari Enbiya1;Rada 62 (1420)

İşte Kuran'ın ruhuna tamamen ters olan ve Kuran'da Taha Suresinde direk önce Adem'i suçlayan Ayet perdelenmiştir. Ayet şöyle "Bunun üzerine ikiside ondan yediler. Derhal kendilerine ayıp yerleri açılıverdi ve üzerini örtmeye çalıştılar ve Adem Rabbına Asi oldu ve şaşırdı"

Görüldüğü üzere bazı Hadisler ne kadar sağlam sanılsada Kuran'dan ziyade aslında İsrailiyata yakın olduğu görülmektedir. Üstelik bunu yere göğe sığrılmayan ve tüm hadisleri gözden geçirdiği bizzat kendisi tarafından iddi edilen Buhari bile nasılda ümmeti yanılmıştır. Hadis konusunda çok özenli ve dikkatli davrandığını iddia etsede aslında böyle basit bir konuda bile yanılması insanın aklına olumlu düşünceler getirmemekte. Bu bize şunu düşündürmeli; Bizler İslami olarak kabul ettiğimiz ve literatüre aldığımız Buhari hadislerine ne kadar güvenebiliriz. Bu hadislerin gözden geçirilmesi erkek egemen Diyanette neden geciktirilmekte?

İşte görüldüğü gibi dinsel metinlerde adalet ve etiklik göz ardı edilirse yüzyıllar sonra düşünen insanlar hataları düşünsel tavafla vicdani tavaflarla keşfederler ve insanın iddiasını çürütürler. Kuran'a bile algoritmik yaklaşmazsak ve onun anlatımlarının RETORİK olduğunu hesaba katarak ilkeli (adalet ve Etiklik) perspektifinden yaklaşmazsak ve bu kitabın sonuç değil sürece 23 senelik bir kitap olduğunu anlamazsak ve 23. derecekil bir kitabı herkese ve topluma şablonlamak zulmünü yaparsak İŞİD üretiriz.

En derin saygılarımla

Ayhan Özcimbit

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..