Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '12

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Neden daha sonra kaybolacak bir aşka kapılırız?

Neden daha sonra kaybolacak bir aşka kapılırız?
 

Boşanma artık sıradan bir olay haline geldi. Çoğu çift evliliklerinin ilk yıllarında boşanıyor. Hayatta o kadar çok baştan çıkarıcı durum var ki. Ayrıca bir insan nasıl bütün hayatını aynı insanla geçirebilir ki?

Eski dönemlerde pek rastlanan bir durum olmasa da günümüzde birçok kadın, ailesi ve çocukları olmasına rağmen, birdenbire kocasını sevmediğini hissedebiliyor. Kocası iyi bir eş ve iyi bir baba olabilir, ancak bu durumu değiştirmiyor. Kadın her zaman kocasıyla yaşamaya alışıktı ve ona ait olduğunu hissederdi. Fakat insanlığın doğal gelişiminin bir sonucu olarak bu durum değişti. Bundan dolayı kadınları suçlamamak gerekir. Daha ziyade, bu durumu incelemeliyiz. Neden bu böyle? 

İnsanlık, kendi doğasını keşfetmek için belli süreçlerden geçmiştir ve yakın dönemde de kişisel ilişkilerimizin kırılma noktasına geldiği bir safhaya girmiştir. Aslında bu kırılma noktası insanların “gözlerini açmak” içindir. Çünkü ancak eski aile çerçevesinden çıkmayı başardığımız zaman daha farklı bir düzeyde yaşayabileceğimiz yeni bir aile yapısına girebiliriz.

Hepimiz aşık olma duygusunu hatırlarız: o güçlü, sıradışı duygular, heyecan, ilham, bir arada olmaya ve aile kurmaya değecek bütünlük hissi. Fakat zaman içinde bu duygu kaybolur.  Peki, daha sonra kaybolacak olan bir aşka neden doğal olarak kapılırız ve tüm hayatımız boyunca o aşkı ararız?

Aslında, içsel ihtiyacımız gerçek sevgiye ulaşmaktır. Uzun soluklu olmayan, bencil sevgiden kurtulmak, kalıcı ve koşulsuz sevgiyi keşfetmek isteriz. Dolayısıyla, hormonların etkisiyle diğer cinse karşı duyduğumuz içgüdüsel çekimi, daha anlamlı ve derin bir ilişkiye dönüştürmeyi öğrenmemiz gerekmektedir.

Sıradan bir ilişkide, ya çocuklar için ya da ortak bir ev paylaştığımız için birlikte yaşarız. Ayrıca, yaşlılığımızda birbirimize yardım etmek ve destek olmak için de birlikte olmak işimize gelir. Ancak, artık bu tür ihtiyaçların ötesinde, daha içsel bir ilişki kurma ihtiyacındayız. Günümüzde kişiyi bu eski ilişki çerçevesinde tutmak neredeyse imkânsızdır. Çocuklar büyüyüp evi terk ettiğinde, bizi artık bir arada tutacak hiçbir şey kalmadığında, sahip olduğumuz her şeyi bölüşür ve boşanırız. Bu çok sık rastlanan bir durumdur. 

Aile birliğini koruyabilmek için, artık çok daha yüce bir amaca ihtiyacımız var, tıpkı tüm dünyada barış ve hoşgörüye ihtiyacımız olduğu gibi, yoksa daha fazla bu şekilde yaşamaya devam edemeyeceğiz. Başka seçimimiz kalmadığında tüm dünya ile birleşme noktasına geliriz. O zaman fark ederiz ki esas kazanç kesinlikle ekonomik başarı değildir.  Ekonomi, sadece bizi aramızda daha iyi ilişkiler kurmak üzere iten bir bahane, bir aracı olmuştur.

İnsanların çoğunluğu, bugün sahip oldukları algıyla henüz dünya ile birleşmeyi ve bu birleşmenin onlara yaşatacağı olumlu hisleri anlayamamaktadır. Dolayısıyla, bu anlayışa gelebilmemiz için doğa çeşitli olaylarla bizi iter ve birbirimizle birleşmeye zorlar. Sonunda başka seçimimiz olmadığı için birleşiriz ve nihayet bu birleşmedeki güzelliği keşfederiz.

Aynı durum aile için de geçerlidir. Şu an birbirimizden nefret ederiz ve birlikte olmak istemeyiz, boşanmak isteriz. Fakat eğer dünyadaki sevgi eksikliğini fark edersek, gerçek sevgi için duyduğumuz ihtiyacı ve arzuyu keşfedersek ve gerçek sevginin bize ne kadar yüce bir duygu yaşatacağını anlarsak, o zaman ailemizde de ilişkilerimizi bu anlamda yaşamak isteriz. Tüm dünyayı sevmeyi öğrendikten sonra aile çerçevesine döndüğümüz zaman, bu sefer eşimizle daha içsel, daha manevi bir bağ kurabiliriz.

 

 
 

 
Toplam blog
: 78
: 427
Kayıt tarihi
: 01.11.11
 
 

Yaşam yolculuğu hepimizi farklı duraklarda indiriyor. Bu duraklara varmak için çeşitli eğitimler ..